KUZU;
KURTLUK YAPARKEN YAKALANDI.! 
Zindaşti'nin
hakkında yeniden tutuklama kararı veren hâkimin de ifadesi haberlere
yansımıştı.
Cumhuriyet
Gazetesi'nde yer alan habere göre hâkim Ö. G. Şunları diyordu: "Cep
telefonum sabit bir hattan aranmıştı. Açan kişi a Numara gerekirse zaten
buluruz dedim. Konuşma sonlandı. Bu durumdan yine rahatsız olmuştum. İstanbul
7. Sulh Ceza Hakimi Ersin Bey ile konuştum. Dosyayı o da biliyordu. Huzursuz
olduğum için dosya hakkındaki fikrini sordum. O da delil durumundan bana
bahsetti. Ben ona Burhan Kuzu'nun beni aradığını ve aramızda geçen konuşmayı
aktardım. O da ‘Doğrusunu yapmışsın rahat ol' içerikli beni rahatlatmak
maksatlı sözler söyledi.” 
Kuzu'nun presine
dayanamayıp, Zindaşti'yi daha önce serbest bırakan hâkim C.Ö. ise,
Ö.G.'ye şunları demişti. "C. Bey odama geldi. Bu konu üzerine sohbet
etmeye başladık. Bana Zindaşti'den bahsetti. Emniyet içerisinde bir kesimin onu
haber elemanı olarak kullanmaya çalıştığını, diğer kesimin ise onu yakalamaya
çalıştığını söyledi. Burhan Kuzu'dan konu açıldı. Bana kendisini de adli
tatilden önce Burhan Kuzu'nun aradığını ve bu dosya ile ilgili görüştüğünü,
ısrar ettiğini söyledi. Kendisinin de ‘Hocamız, bir şey diyemiyoruz' dediğini
aktardı. Sonrasında bu aramaları kastederek ‘Sonuçta böyle oldu' dedi ve
tahliye kararını kastetti. Böyle bir konuda arandığım için endişeliydim.
Komisyon başkanımızla telefonla görüştüm. Rahatsızlığımı dile getirdim. O da
adı geçen şahısla görüştüğünü bir daha aramaması gerektiğini ilettiğini, tekrar
araması halinde görüşmemesi, başsavcının da bu konudan haberdar olduğunu, adı
geçen şahsın tekrar araması halinde suç duyurusunda bulunacaklarını bana
söyledi.” 
Burhan Kuzu şimdi
ifadesini alacak savcıları "Hoca” sıfatıyla haşlamaya hazırlanıyordur.
Soruşturmadan ne beklenebileceği sorusunun cevabı belirsiz olmakla beraber,
iddiaların ciddiyeti ve ortalığa saçılmış olması bu işi geçiştirmeyi
zorlaştıracaktır.
"Hoca”ya bir çift
laf daha etmek lazım. Kuzu hakkındaki yayınlar üzerine sürekli olarak
yargılanmadığını, mahkûm olmadığını, masumiyet karinesi olduğunu falan
hatırlatıyor. Sorarlar adama, "Masumiyet karinesi mafyayla ilişkine,
nüfuzunu kullanarak yargıyı etkilediğine, suçluya yardım ettiğine dair iddialar
ortaya çıkınca mı aklına geldi” diye.
Ne güzel ülke… Kuzu
kurtluk yaparken, masumlar cezaevinde. 
Banu Güven - © Deutsche Welle Türkçe
Telefonla uyuşturucu
baronunu bıraktırmakla suçlanan Burhan Kuzu: Yargıyı rahat bırakın
https://odatv.com/yargiyi-rahat-birakin-15022031.html
Odatv’nin Burhan Kuzu sorusuna ne
yanıt verildi
FETÖ Burhan Kuzu’nun defterini
açtı... "Erdoğan'a söyle beni Cumhurbaşkanı yapsın"

Kuzu’nun dosyası “özel” büroda
Burhan Kuzu Çırpınıyor
Kendisini Böyle Savundu
https://odatv.com/kendini-boyle-savundu-11022049.html
https://odatv.com/uyusturucu-baronunun-tahliyesinde-burhan-kuzunun-kacacak-yeri-kalmadi-10022035.html

AKP'li
siyasetçi Burhan Kuzu’nun
Zindaşti’nin serbest bırakılmasına dair baskı uyguladığı iddiaları üzerine
soruşturma başlatıldı. İddialar doğruysa bunun arkasında nasıl bir çıkar
ilişkisi ya da tehdit var.?
Banu Güven
Ne
güzel ülke.! Kuzu kurtluk yaparken, uyuşturucu mafyası ve katiller salınıverirken,
masumlar cezaevinde çile çekmekte.
Türkiye'yi
alanı bellemiş, meşhur İranlı mafya Naci Şerifi Zindaşti ile AKP'li Burhan
Kuzu'dan söz ediyorum. Profesör unvanı taşıyan, bir dönem cumhurbaşkanı
danışmanı olan, daha önceleri Anayasa Komisyonu'nda başkanlık yapmış olmasının
yanı sıra, kavgacı tonu ve "kendine has üslubu” nedeniyle TV ekranlarında
sık sık görmüş olduğumuz Burhan Kuzu'dan.
Şimdi
yazacağım kişisel gibi gelebilir, ama aslında meslek ilkeleriyle ilgili.
Tartışma programlarında ya da söyleşilerde sunucuların kendisine "Hocam,
hocam” diye hitap ettiklerini duydukça içim bir fena olurdu. Sanki kendilerini
sevdirmek istermiş gibi, karşılarındakinin üstünlüğünü teslim edip, daha en
baştan tuş olmayı kabul eder gibi bir hâl.
Her
neyse, işte o "hoca”nın Zindaşti'nin serbest bırakılmasına dair baskı
uyguladığı iddialarını duymayan kalmadı herhalde. 
İddiaların özeti: Burhan Kuzu
Cumhurbaşkanlığında Başdanışman olduğu dönemde hâkimi, savcıyı telefon
bombardımanına tutup, adam adama markaja almıştı. İfadelerinde Burhan Kuzu'nun
kendisini bunalttığını anlatan, mealen "Zindaşti'nin tahliye talebi ne
olur benim nöbetime denk gelmesin” diye Allah'a yakaran hâkim, sonunda
"cinayet, azmettiricilik ve FETÖ üyeliği” suçlarıyla tutuklu bulunan bu
adamı serbest bırakmak zorunda kalmıştı. Zindaşti toz oldu tabii. Bu
iddialar artık İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma konusu. Ama
neden sonra? Şuraya yazıyorum: Sosyal medyada böylesine bir haber akışı olmasa,
bunu da göremeyebilirdik. Kuzu'ya
ısrarla şunu sormak gerekiyor. "Zindaşti'yle nereden tanışıyorsunuz? Nasıl
bir çıkar ilişkiniz var?” Israrla diyorum, çünkü tanımadığını öne sürüyordu. E,
o zaman bir yemek masasında beraber göründüğünüz o fotoğraf nedir? Tabii, bu
sorulara verilecek kaçamak cevaplar karşısında önüne koyulacak deliller var
mıdır? Aleyhinde bu kadar ifade varken, acaba zahmete girilip Kuzu hakkında
ayrıca inceleme yapılmış mıdır, delil toplanmış mıdır? Eğer savcı ve hâkimlerin
birbiriyle örtüşen ifadelerinde olduğu gibi, Kuzu bu kadar pres uyguladıysa,
bunun ardında nasıl bir çıkar ya da şantaj ya da tehdit yatmaktadır? Eski bir
milletvekili ile mafya arasında böyle bir duruma müsaade eden bir ilişki nasıl
kurulmuştur.?

ORTADOĞU
BATAKLIĞINDA ÖLENLER.!
Arap
Baharını Ortadoğu’ya Getirip Sınırlarımıza Dayayan Beştepenin üst Aklı ABD;
Irak’ta yaptıklarının bir benzerini Suriye’de hatta Suriye ile birlikte
Türkiye’de yapmak için kendi askerini kullanmayıp TC -Türkiye Cumhuriyeti
Askerlerini kullanmaya karar vermişler ve bunu da AKP’li Türkiye
Cumhurbaşkanına yaptıkları malvarlığı, Halkbank tehdit ve dayatmalarıyla
gerçekleştirdiler.
Bu
nedenlerle Askerimiz ABD ve Beştepe’nin çıkarlarını sağlamak üzere Suriye
Bataklığında telef edilmektedir.
Suriye
gibi diğer yurt dışına gönderilen ve ölen Askerler şehit sayılamazlar. Çünkü
Şehitlik Müslümanlığın yayılması sırasında ortaya çıkmış bir mertebedir ve
kuran Allah yolunda ölen veya öldürülenleri şehit kabul etmektedir.
Bunların
dışındakiler yani Vatan Savunması ile ilgisi olmayan, Vatan ve Allah için değil
de ABD çıkarlar için başkaları adına savaşta kullanılanlar gerçek şehit
sayılamazlar.!

Son günlerde
konuşulan *Darbe
Olacak* iddialarına AKP Tarafından "Darbe Ve Cunta Arzusu İçinde Olan, İhanet
Odaklarıyla Beraber Yürüyen Bütün Darbecilere Gereken Cevap Verilecektir" Ve "Ancak Elbette Bu Tür İddiaları Yok
Saymak Mümkün Değil" denildi.
AKP; "Biz, milletimize güveniyoruz. Aziz
milletimiz, bu tür karanlık emelleri olan, darbe ve cunta arzusu içinde olan,
ihanet odaklarıyla beraber yürüyen bütün darbecilere gereken cevabı verecektir.
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası hayata
geçirmiş olduğumuz mevzuatlarla, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarının
İçişleri Bakanlığı'na, Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na
bağlanması nedeniyle bu tür iddiaları olası görmüyoruz.
Ancak elbette bu tür iddiaları yok saymak da mümkün
değil. Bununla ilgili kamuoyunun takibinde olduğumuzu belirtmek isterim. Her ne
kadar ciddiye almasak da bu tür iddiaların zerresine dahi büyük bir hassasiyetle
eğilerek, olası riskleri ortadan kaldırmanın, demokrasimizin, cumhuriyetimizin,
anayasal rejimimizin bir gereği olduğunu düşünüyoruz. Gelecekleri varsa
görecekleri de var." 
@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış
Ökkeş
Bölükbaşı,
İstanbul - Şubat.2020- okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
|