İSTANBUL’DA ZEHİRSİZ SOFRALAR
BULUŞMASI 
Türkiye’de
tarımsal üretimde kullanılan zehirlerin miktarı 9 yılda 37 bin tondan 59 bin
tona çıkması 95 sivil toplum örgütü harekete geçirdi. ‘Zehirsiz Sofralar’
adıyla başlatılan kampanya ile 13 çok zehirli pestisitin kullanımının
yasaklaması isteniyor…
Üreticiler ve Tüketiciler, Tarımda Kullanılan
Tonlarca Zehirli İlaçlara Karşı Ayağa Kalktılar
Aralarında üretici
kooperatiflerinden tüketici derneklerine 95 kuruluşun yer aldığı Zehirsiz
Sofralar Sivil Toplum Ağı, tarımsal üretimde kullanılan çok zehirli 13
pestisitin yasaklanması için ortak kampanya başlattı. İstanbul Kadir Has
Üniversitesi’nde bugün gerçekleştirilen ‘Zehirsiz Sofralar’ konferansı
kapsamında başlatılan kampanya ile tarımda kullanılan ve insan sağlığına
olumsuz etkileri Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıklanan pestisitlerin Tarım
ve Orman Bakanlığı’nca yasaklanması talep ediliyor. Kampanyayla ilgili
düzenlenen basın toplantısında konuşan Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık, sağlıklı
bir yaşamın ancak gıda güvencesi ve güvenliğinin sağlanması ile
sürdürülebileceğine işaret ederek, “Pestisitlerin bebek ve çocuklarda hormonal
ve nöral sistem üzerinde toksik etkilere yol açtığına dair ciddi şüpheler
vardır. Bunlara ek olarak, pestisitler doğal hayattaki çok sayıda canlı türünde
toksik etkilere neden olmaktadır” diye konuştu.
İSTANBUL’DA ZEHİRSİZ SOFRALAR
BULUŞMASI
2009 yılında bayilerde satılan bitki koruma ürünleri
37 bin ton iken 2018’de bu rakam 59 bin tona çıktı. Buna karşılık 2008’de 1
milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2018’de 697 bine geriledi. Çiftçilerin sayısı
azalırken tarımda kullanılan zehirli bitki koruma ürünlerinin artması
Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet yürüten sivil toplum örgütlerini harekete
geçirdi. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği ile Avrupa Pestisit Eylem
Ağı (PAN Europe) ortaklığında yürütülen proje kapsamında organize edilen
‘Zehirsiz Sofralar Konferansı’ bugün İstanbul Kadir Has Üniversitesi’nde
gerçekleşti.
95 STÖ, SAĞLIĞA ZARARLI
PESTİSİTLERİN YASAKLANMASINI İSTİYOR
Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet gösteren 95
sivil toplum örgütünün desteklediği konferans kapsamında, tarımda kullanılan ve
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından insan sağlığına olumsuz etkileri olduğu
açıklanan pestisitlerin yasaklanmasını amaçlıyor. 
DR. BÜLENT ŞIK: ‘AKUT VE KRONİK
SAĞLIK SORUNLARINA NEDEN OLUR’
Kampanyayla
ilgili basın toplantısında konuşan gıda mühendisi Dr. Bülent Şık, sağlıklı bir
yaşamın ancak gıda güvencesi ve güvenliğinin sağlanması ile sürdürülebileceğini
belirterek, “Pestisit kalıntısı içeren gıdaların yenmesi veya kirli suların
içilmesi insanlarda akut ve kronik olarak gözlenen çeşitli sağlık sorunlarına
neden olur. Pestisitlerin bebek ve çocuklarda hormonal ve nöral sistem üzerinde
toksik etkilere yol açtığına dair ciddi şüpheler vardır. Bunlara ek olarak,
pestisitler doğal hayattaki çok sayıda canlı türünde toksik etkilere neden
olmaktadır. Faydalı böcekler, kuşlar ve arılar başta olmak üzere uçucu böcek
türlerindeki dünya genelinde azalmanın, bir başka deyişle biyolojik
çeşitlilikteki kaygı verici azalmanın en önemli nedenlerinden biri pestisit
kullanımıdır” dedi.
‘BU KADAR FARKLI ALANLARDAN
KURUMLAR İLK KEZ BİR ARAYA
GELDİ’
Pestisitlerin zararlarını anlatmak ve pestisit
kullanımını azaltmak için kurumların yan yana gelerek harekete geçtiğini ifade
eden Greenpeace Akdeniz Tarım ve Gıda Proje Sorumlusu Berkan Özyer ise Zehirsiz
Sofralar Sivil Toplum Ağı'nın güvenilir gıda hakkı için çok önemli bir
birliktelik olduğunu vurguladı. Özyer, ilk kez bu kadar farklı alanlardan sivil
toplum kurumlarının bir hedef için yan yana geldiğini ve bu durumun gelecek
için umut verdiğini ifade etti. 
‘DOĞA DOSTU ÜRETİM YAPAN
KÜÇÜK ÇİFTÇİLER DESTEKLENMELİ’
Kampanya metnini ve hedeflerini açıklayan Doğa
Derneği temsilcisi Pınar Gayretli de doğayı ve insanları zehirleyen
pestisitlerin yasaklanması kadar, zehirsiz tarım yöntemlerinin teşvik
edilmesinin ve doğa dostu üretim yapan küçük çiftçilerin desteklenmesinin de
ana hedeflerinden biri olduğunu kaydetti.
TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI’NIN
YAPMASI GEREKENLER
Sivil Toplum Örgütleri, ‘Zehirsiz Kampanya’
kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan beklentilerini şöyle özetliyor:
“Dünya
Sağlık Örgütü ( WHO)tarafından ‘son derece tehlikeli’, ‘yüksek seviyede
tehlikeli’ ve ‘muhtemel kanserojen’ olarak belirlenen ve tarımda kullanılan 13
etken madde (Difenacoum, ethoprophos,
cyfluthrin, beta-cyfluthrin, zeta-cypermethrin, fenamiphos, formetanate X
formetanate hydrochloride, methiocarb, methomyl, tefluthrin, zinc phosphide,
glyphosate, malathion) öncelikle
ve acilen yasaklansın. Pestisitlerin tamamının 2030 yılına kadar yasaklanması,
doğa dostu, zehirsiz yöntemlerle tarımsal üretim yapılması için Tarım ve Orman
Bakanlığı tarafından gerekli adımlar atılsın; doğa dostu tarım yöntemleri ve bu
yöntemlerle tarım yapan küçük üreticiler desteklensin; üreticileri doğa dostu,
zehirsiz yöntemler kullanmaya teşvik edecek politikalar uygulansın. Türkiye'de
tarım ve gıda ürünlerinde kullanılan pestisitlerle ilgili denetimler
artırılsın, elde edilen denetim sonuçlarıyla ilgili şeffaflık sağlansın.” 
PESTİSİT ‘İLAÇ’ DEĞİL ÖLDÜRÜCÜ
BİR ZEHİR
Pestisit, endüstriyel tarımda mantar, böcek, yabani
ot vb. gibi bir tarımsal arazide yetiştirilen ürün dışında kalan çeşitli
etkenlere karşı kullanılan zehirli kimyasallar için kullanılan genel bir
adlandırma. Yetiştirilen ürünü yukarıda sözü edilen etkenlerden korumak için
halk arasında ‘tarım ilacı’ olarak da anılan bu pestisitler, bir başka deyişle
zehirli kimyasallar kullanılıyor. Ancak Türk Dil Kurumu’na göre ‘ilaç’,
bir hastalığı iyileştiren ya da önleyen madde anlamına gelir. Oysa ‘tarım ilacı’
olarak bilinen pestisitler, herhangi bir hastalığı iyileştirmediği gibi;
toprağı, suyu, havayı bunların sonucu olarak da hayvanları ve insanları,
zehirleyerek, geri dönüşü imkânsız biçimde toprak, su ve biyolojik çeşitlilik
kaybına neden oluyor.
EN FAZLA ÇİFTÇİLERİ VE
TARIM İŞÇİLERİNİ HASTA EDİYOR
Pestisitler toprakta, suda ve gıdalarda kalıntı
bırakırken tarım işçileri ve çiftçiler pestisit kullanımından doğrudan
etkileniyor. Yapılan son çalışmalar da pestisitlere maruz kalmanın akut ve
kronik sağlık sorunlarına neden olduğunu gösteriyor. Akut sorunlar kısa bir
zamanda fazla miktarda pestisite maruz kalma sonucu ortaya çıkarak en çok
çiftçiler ve tarım işçilerinde görülürken; kronik zehirlenmede alınan pestisit
miktarı az olsa da pestisite maruz kalma zamana yayılarak uzun vadede çeşitli
hastalıkların ortaya çıkmasına neden oluyor. 
KANSER, DEPRESYON VE ÇOCUKLARDA
ÖĞRENME EKSİKLİĞİ
Pestisitlerin insanların sinir ve hormonal sistemine
de zarar verdiği bilinmekte olup ayrıca araştırmalar pestisit kullanımı ile
sarkomlar (bir tümör grubu), multipl miyelomlar, prostat, pankreas, akciğer
gibi kanser türleri, beyin tümörleri, bilişsel ve psikomotorik fonksiyonlarda
bozulmalar ve depresyon arasında bağlantı olduğunu gösteriyor. Çocuklarda
öğrenme ve dikkat eksikliği, duyusal eksiklikler veya gecikmiş gelişim;
pestisite maruz kalma sonucu en sık görülen nörolojik bozukluklar arasında yer
alıyor.
2018’DE DÜNYA GENELİNDE
3,8 MİLYON TON PESTİSİT
KULLANILDI
Açlığı ortadan kaldırmak ve tüm dünya nüfusuna
yetecek miktarda ürün yetiştirebilmek için tarımsal üretimde pestisit
kullanılmasının bir gereklilik olduğu söylense de mevcut durum bu söylemin doğru
olmadığını göstermekte. Pestisit kullanımı açlığa çare olmadığı gibi dünya
genelinde insan sağlığı için önemli bir tehdide, biyolojik çeşitlilik kaybına
ve yaygın bir çevre kirliliğine yol açtı ve açmaya devam etmekte. Dünyada
pestisit kullanımı her geçen yıl artarken 2018 yılında dünya genelinde
kullanılan pestisit miktarı 3,8 milyon ton olarak açıklandı. 
TÜRKİYE’DE ÇİFTÇİ SAYISI
DÜŞERKEN
PESTİSİT KULLANIMI NASIL ARTIYOR.?
Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine
göre 2009 yılında bayilere satılan bitki koruma ürünleri aktif madde miktarı 37
bin 651 ton iken; bu miktarın 2018 yılında 59 bin tona ulaştığı tahmin
ediliyor. Öte yandan Türkiye Sosyal Güvenlik Kurumu'nun verilerine göre 2008’de
1 milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2018’de 697 bine kadar düştü. Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ise 2002’de 26 milyon 579 bin hektar
olan tarım arazisi, 2017’de 23 milyon 379 bin hektara düşmüş durumda. Bu
rakamlar Türkiye’de çiftçi sayısı ve tarım alanı azalırken kullanılan toplam
pestisit miktarının arttığını ortaya koyuyor.
TARIMSAL ZEHİRDE KORKUNÇ ARTIŞ:
2009’DA 37 BİN TON, 2018’DE 59
BİN TON
2009 yılında bayilerde satılan bitki koruma ürünleri
37 bin ton iken 2018’de bu rakam 59 bin tona çıktı. Buna karşılık 2008’de 1
milyon 127 bin olan çiftçi sayısı 2018’de 697 bine geriledi. Çiftçilerin sayısı
azalırken tarımda kullanılan zehirli bitki koruma ürünlerinin artması
Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet yürüten sivil toplum örgütlerini harekete
geçirdi.
Yusuf Yavuz, Odatv.com, 24
Kasım 2019 Pazar

@#ÖkkeşBölükbaşı
©#MedyaGünebakış
Ökkeş
Bölükbaşı,
İstanbul –Kasım.2019- okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -okkesb@turkfreezone.com,
|