GOLAN TEPELERİ & CEVLÂN NAHİYESİ
“Golan Tepeleri” denen yer bizim
eski “Cevlân Nahiyesi”dir. 
GOLAN'ın bir adı da CEVLAN olunca....Yani Ceylanların dolaştığı
yayla... GOLAN, Farsça KUL'LAR, yani halkına gönüllü KUL KÖLE olanların
yeri.
Batılı tarihçiler bizde KUL ne demektir bilmezler, "esir"
anlamında Memluk devletine -KÖLEMEN Devleti derler.
Aşık Kul Himmet köle miydi?
Ya da Türkmenistanlı halk şairi MAHDUM KULİ...
Aşık Cevlani de kendine bu adı mahlas alınca... Karslı Aşık Cevlani
...
Köroğlu Kiziroğlu gibi türküleri radyo arşivlerine kazandıran CEVLANİ...
Ne alaka diyeceksiniz.
Memluk devletinin kurucuları Kafkas Türkleriydi. Onlara KÖLEMEN devleti
denildi, BEYATA/ATABEY olan KUTUZ
Memlük beyi... 
İŞTE ONUN YAYLASI OLMALIYDI GOLAN.
GOL, KUL, OĞUL, yani Allah'ın iyi KUL'u, Roma işgalinden Kudüs'ü kurtarmaya
gelen Kafkasyalı komutanın sıfatı.
Şimdi daha özel bir yorum ekleyeyim; Antep'te BEYAZ soyadlı köklü bir aile
vardır, BAYAT /BAYAZ adını
yaşatmakta olan.
BAYAT aşiretinin alt kollarını Sayın Halacoğlu listelemiştir, çok dalları
vardır.
Sanırım bir kolu Rize'ye yerleşen Tiryakiler, Oğuzların Bayat boyundandı.
Hatta Rize kolunda Oğuz adı erkek çocuklarında yaşatılır.
GOLAN çok soylu bir kültür tarihin bize son belgesidir. Orayı da İsrail
işgal ettiyse, sırada Antep var, sonra Kars... 
https://www.youtube.com/watch?v=eM5RB0_NmCQ
Dursun Cevlani'nin Köroğlu destan hikayelerini yaşatması nasıl bir
kültürden geliyor, bilmek için hayli derine inmek gerekiyor. O derinliği çoktan
kaybettik.
Ne Sasani devletini Kafkas Türklerinin kurduğunu, ne de Memlük devletini
Kafkas Türklerinin kurduğunu çocuklarımıza söylemiyoruz, neyse ki Mısır tarihi
Kölemen Türk devleti diye anlatıyor, Türk ATABEY'i Kutuz'un heykellerini
koruyorlar. Biz de Kafkaslardan getirilmiş bir Köle'nin kurduğu devletti, gibi
bir palavraya inanmaya devam ediyoruz.
GOLAN, Leyla Zeynep Sultanımızın ceylanlar gibi sektire sektire dolaştığı
yayladır desem, o da kim dersiniz. Torunlarımız çok az bir zaman sonra
"Atatürk mü o da kimmiş?" diyecek, farkındasınız, onun gibi. Saygılarımla..
Mahiye Morgül
Not: Öğrenci intiharlarıyla ilgili yazım odatv'de yayındadır.
odatv.com/uc-ogrencinin-intiharina-okul-kitaplari-mi-neden-oldu-29031913.html
30 Mar 2019 00:36

GOLAN TEPELERİ & CEVLÂN NAHİYESİ
“Golan Tepeleri” denen yer bizim eski “Cevlân
Nahiyesi”dir ve Bayat Türkmenleri’nin vatanıdır.!
Amerikan Başkanı
Donald Trump yine uçuk mu uçuk bir karar verdi ve İsrail’in 1967 Savaşı’nda
işgal, 1981’de de ilhak ettiği Golan Tepeleri’ni “İsrail toprağı” olarak
tanıdı!
Trump’un kararı
uluslararası hem hukuka, hem barışa, hem de hak ve adalet kavramlarına
tamamen terstir ama ardından yaşananlar bakımından çok daha hüzün verici bir
tarafı vardır:
Türkiye’nin haricinde
hiçbir İslam ülkesinin bu oldu-bittiye karşı çıkamaması, Trump’a “Golan denen
yer aslında Suriye’ye ait iken ve ortada Birleşmiş Milletler’in İsrail’i
bölgeyi terketmeye çağıran kararları varken sana ne oluyor.? Kimin toprağını
kime veriyorsun.?” deme cesaretini bulamamış olması!
Mısır’ın Cemal
Abdülnasır’ının, Suriye’nin Salâh Cedid’inin ve Ürdün’ün Hüseyin’in 1967’de
beraberce sahneledikleri emsalsiz beceriksizliklerinin neticesinde İsrail’in
işgaline uğrayan Golan Tepeleri, Ortadoğu’nun yarım asırdan buyana müzmin
derdidir.!
Golan Tepeleri’ne
bundan seneler önce Kudüs’te bulunduğum sırada zar-zor izin alarak bir-iki defa
gitmiştim. Aşağıya baktığınızda bir tarafta alabildiğine Suriye, diğer tarafta
da Ürdün uzanıyordu ve en yüksek noktalardan birinde turistler için konmuş
teleskopu andıran dürbünler vardı.! Şam’ı mı seyretmek istediniz? Dürbünün
kumbarasına biraç şekel atıyor ve bir-iki dakikalığına Emevî Camii’ni bile
görebiliyordunuz! Minarelerini, geniş avlusundaki insanları herşeyini…
Maksat turistin
parasını almak değil, “Suriye işte tabak gibi önümüzde duruyor! Şam’ı
istediğimiz an dümdüz edebiliriz” mesajını vermekti, yani psikolojik harekâtın
âlâsını yapıyorlardı… 
“CEVLÂN”I İŞİTTİNİZ Mİ?
Bugün
“Golan” denen bölge, Birinci Dünya Harbi’nin sonlarına kadar Şam sancağımıza
bağlı olan ve o zamanki telâffuzumuzla “Cevlân” dediğimiz nahiyedir; başında uzun seneler, hattâ asırlar boyunca İstanbul’dan gönderilen
Enderun’dan yahut Mekteb-i Mülkiye’den yetişmiş idareciler bulunmuştur.
Ama, Golan’ın yahut Cevlân’ın bizim için çok daha önemli
bir başka özelliği vardır: Bölgede tâââ 11. asırdan, yani bin seneden buyana
Türkler’in, yani Oğuzlar’ın “Bayat” aşiretine bağlı Türkmenler’in yaşamakta
olması!
Golan Tepeleri’ndeki
Türk varlığının geçmişini kısaca anlatayım:
11.
asırda Asya’dan ve İran taraflarından aşiretler halinde batıya doğru yürüyen
Türk aşiretleri önce Irak’a ve Suriye’ye gitmişler, buralardaki otlaklar
hayvanlarının ihtiyacını karşılayacak genişlikte olmadığı için gelenlerin
ekseriyeti Güneydoğu Anadolu üzerinden Anadolu’nun iç kısımlarına geçmişti.
Daha
kalabalık bir grup, Malazgirt Savaşı’nın ardından ve Alparslan’ın ardından
tahta geçen Melikşah’ın iktidar senelerinde Uvakoğlu Atsız’ın liderliğinde
Suriye’ye gitti. Burada yerleşen Türk boylarının en kalabalık grubunu “Halep
Türkmenleri” veya “Şam Bayatları” denen Türkmen aşireti teşkil ediyordu…
Oğuzlar’ın 24 boyundan
biri olan Bayatlar’a mensup olan Şam Bayatları, Halep ile çevresini yurt
edindikten sonra hem Selçuklu, hem de Osmanlı devirlerinde kış aylarını Halep
taraflarında geçirdiler ve her yaz yaylaya çıkmak için tâââ Sivas’a kadar
uzandılar. Bu gidiş-gelişler devletin vergi tahsil edip asker sağlamak
maksadıyla aşiretleri zorunlu iskâna tabi tutmasına kadar yüzyıllarca devam
etti.
Bayatlar
ile beraber Suriye’ye giden Salur boyu da yine asırlarca Halep ile Sivas
arasında mekik dokudu. Üsküdar’daki Valide Camii için
hazırlanan vakfiyenin en önemli gelir kaynağını, mecburî iskâna tâbi tutulan bu
iki aşiretten alınan vergiler teşkil edecek, aşiretler vergi kayıtlarında “Yeni
il” diye geçeceklerdi.
Suriye’de
bugün iki milyonun üzerinde olduğu tahmin edilen ve bir kısmı savaşın ardından
Türkiye’ye sığınan Türkmen nüfusun ekseriyetinin anadili zaten
Türkçe’dir. Bölgenin yerle bir olmasına kadar Halep, Humus, Lâzkiye, Rakka ve
Deraa’da yaşayan Türkmenler’in yanısıra 1967 Savaşı’na kadar Suriye toprağı
olan ve şimdi İsrail’in işgali altında bulunan Golan’da artık az da olsa
Türkmen nüfus vardır ve Golan Türkmenleri de Oğuzlar’a mensup Bayat aşiretinin
mensuplarıdır. 
DIŞİŞLERİ’NİN ŞABLON TORBASI
Dışişleri
Bakanlığımız, Golan Tepeleri ile ilgili bir açıklama yapmış; “Bu kararı hiçbir
şekilde tanımadığımızı ve tanımayacağımızı” söylemiş, sonra “Vahim sonuçlar
yaratabilecek tek taraflı karardan ötürü bölgede artacak gerilim ve tırmanmanın
tek sorumlusu İsrail olacaktır” demiş…
Bu açıklamanın
Amerikan Başkanı Trump’ın Golan Tepeleri ile ilgili ilhak kararını tanımasından
sonra yapıldığını zannettiniz değil mi.?
Hayır! Açıklama bundan
tam 38 sene önce, 1981 Aralık’ında, İsrail’in Golan’ı ilhak ettiğini
duyurmasının ardından yapılmış! Ama, 1981’deki bu açıklama Başkan Trump’ın
ilhak kararını geçen gün tanımasının ardından Dışişlerimizin yaptığı son
açıklamasına öyle benziyor ki! Nerede ise tıpatıp aynı…
Dikkat
ederseniz son bir-iki sene içerisinde sadece Bakan Bey’in, yani Mevlüt
Çavuşoğlu’nun alışılmıştan farklı ve sert konuştuğunu ama Bakanlığın
açıklamalarının hep aynı minvalde, sade suya tirit sözlerden ibaret kaldığını
görürsünüz… 
Dışişleri
Bakanlığımızda zannedersem içerisinde “vahim sonuçlar yaratabilecek girişim”,
“şiddetle kınıyoruz”, “şanssız bir ifade”, “kabul edilemez karar” yahut
“talihsiz açıklama” gibisinden beylik sözlerle dolu bir torba var! Her diplomatik krizde bu torbadan niyet çeker gibi birkaç şablon çekiyor,
bu şablonları bir kâğıda altalta sıralıyor, en üste hadisenin ne olduğunu ve
tarihini yazıyor, sonra da bu işe “sert şekilde kınama” diyorlar.!
Murat Bardakçı, Habertürk, 27 Mart 2019

@#ÖkkeşBölükbaşı ©#MedyaGünebakış
Ökkeş
Bölükbaşı, İstanbul–Nisan.2019– okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/ -
okkesb@turkfreezone.com,
|