REFET ÖĞRETMEN ve ATATÜRK
Atatürk'ün Yerden Kaldırdığı Çocuk
90 Yaşına Kadar Neden Öğretmenlik Yaptı.?
Yazar Özlem Özdemir’in
Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “İlham Veren Cumhuriyet Kahramanları / Öncü
Kadınlar” kitabında, Cumhuriyet’in ilk kadın öğretmenlerinden Fatma Refet Angın
hayatı da kısaca anlatılır.
Öğretmenler Günü Türkiye’de her yıl 24 Kasım
günü kutlanıyor.
24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği"ni kabul ettiği
gündür.
Yazar Özlem Özdemir’in Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan “İlham Veren Cumhuriyet
Kahramanları / Öncü Kadınlar” kitabında, Cumhuriyet’in ilk
kadın öğretmenlerinden Fatma Refet Angın hayatı da kısaca anlatılır.
24 Kasım Öğretmenler Günü
olarak belirlendiğinde ilk “Yılın Öğretmeni” seçilen Fatma Refet Angın’ın
Mustafa Kemal Atatürk’le karşılaşmaları, neden tarih öğretmeni olduğu,
aralarında geçen konuşmalar Özdemir’in kitabında şöyle anlatılıyor:
"Refet, 18 Mart 1915’de Gelibolu'da Emniyet Amiri Hafız
Şerif Bey ile Halime Hanım'ın üç çocuğundan en büyüğü olarak dünyaya geldi. İlk
okul deneyimini mahalle okulunda yaşadı ama oradaki sisteme sadece iki gün
dayanabildi. O yüzden okuma yazmayı önce annesinden öğrendi. 
Refet sekiz yaşındayken cumhuriyet ilan
edildi. Ardından Tevhid-i Tedrisat
Kanunu'yla kızlar ve oğlanların birlikte eğitim alması sağlandı. Cumhuriyetten
önce kızlar genellikle okula gidemiyordu, durumu iyi olan ailelerin kızları da
ancak ayrı eğitim alabiliyordu. Refet de Gelibolu'da açılan ilk karma okul olan
Cumhuriyet Okulu’nu kazandı. Önceden okumayı ve yazmayı bildiği için
üçüncü sınıftan başladı. Başarısı sayesinde de bir yıl sonra mezun oldu.
Öğretmen olmaya, daha bu yaşlarda karar vermişti.
Cumhuriyet sayesinde bütün çocukların hayatı değişmişti ama
Atatürk, Refet’in hayatını özel olarak değiştirecekti. Nasıl mı.?
2 Eylül 1928’de, Harf Devrimi için yurt
gezisinde olan Mustafa Kemal Atatürk, Gelibolu’ya da uğradı. Karşılama töreni sırasında çiçek verme görevini üstlenen Refet,
buketi sunarken tökezleyip düşüverdi. Atatürk onu yerden kaldırdı ve iki
yanağından öperek, “Acıdı mı kızım?” diye sordu.
Refet, “Hayır,
acımadı,” dedi.
Atatürk yanındakilere, “Bu çocuğun ayağına dikkat edin,” dedikten sonra ona, “Büyüyünce ne olacaksın çocuk.?” diye
sordu. Refet hemen, “Öğretmen.!” diye
cevap verdi. 
Bu ilk karşılaşmalarıydı ama sonuncu olmayacaktı. 24 Aralık
1930’da bu kez Edirne’deki okulları gezen Atatürk, Kız Öğretmen Okulu’na da
uğradı. Refet o okulda öğrenciydi. İkinci karşılaşmalarında, çiçeği bu sefer
bir öğretmen adayı olarak Atatürk’e buketi yine o verdi. Buketi verirken, “Aziz Paşam! Türk
yurdunun sınır kapısı olan Edirne’ye ve memleketimize gelişiniz bizi çok
sevindirdi. Arkadaşlarım adına size hoş geldiniz, diyor ve bu buketi sunuyorum.
Lütfen kabul buyurun Paşam! Size öğretmen olmak için söz vermiştim. Ve işte
öğretmen adayı olarak karşınızdayım,’ dedi.
Atatürk, buketi aldıktan sonra, “Evet, seni hatırladım. Sen Gelibolu’da
düşen küçük kız değil misin? Söyle bakalım, ne öğretmeni olmak istiyorsun?” diye sordu.
Refet: “Matematik
öğretmeni olacağım,” diye yanıtladı.
“Hayır, sen matematik öğretmeni değil, tarih öğretmeni
olacaksın,” dedi Atatürk.
Refet: “Emredin Paşam, ama neden.?” diye sordu.
Atatürk, “Bak,
ben seni küçükken tanıdım. Küçüktün ama iki lâf etmesini biliyordun. Şimdi de
seni seçtiklerine göre, sende bir şeyler var. Görüyorum ki çok okuyorsun ve
güzel konuşuyorsun. Onun için sen, tarih öğretmeni ol. Çünkü nesillere
tarihlerini öğretmek en önemli vazifedir,” dedi.
Refet, işte tarih öğretmeni olmayı böyle tarihsel bir konuşmayla
vazife edindi. 1932’de Edirne Kız Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Ardından Gazi
Terbiye Enstitüsü Tarih Bölümü’nü kazandı. Aynı zamanda Dil-Tarih ve Coğrafya
Bölümü'ne de kaydını yaptırdı. 1936 yılında, iki okuldan da başarıyla mezun
oldu. 17 Eylül 1936’da Gelibolu Ortaokulu’nda tarih öğretmeni olarak göreve
başladı. 
Refet’in Atatürk ile yolu üçüncü defa
kesiştiğinde, o artık tarih öğretmeniydi.
Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen İkinci Türk Tarih Kongresi’ne
katılmıştı. Orada bulunan Atatürk’ün yanına giderek, “Paşam, isteğinizi yerine getirdim
ve tarih öğretmeni olarak emrinizdeyim,” dedi.
Atatürk, ‘Bak
çocuk, öğretmen olmak kâfi değil; görev şimdi başlıyor. Şunu iyi bil ki, çok
iyi öğretmen olacaksın. Çok okuyacaksın. Sen, zaten okuyorsun ama daha çok
okuyacaksın. Öğrencilerini çok iyi yetiştireceksin. Onlara Kurtuluş Savaşı’nı
çok iyi öğreteceksin. Ve bu arada Çanakkale Savaşları’nı sakın unutma.”
Refet, “Efendim,
biliyorsunuz ben Geliboluluyum,” dedi.
Atatürk, “Evet,
biliyorum. Bak çocuk, bunu neden söylüyorum? Bizi, bugünlere getiren Çanakkale
Savaşları’dır. Biz onu kaybetseydik, bugün özgür dünya yoktu. Bak çocuk, sana
bir şey daha söyleyeceğim: Devrimleri ve ilkeleri yaşatacaksın. Gerektiğinde
mücadele edeceksin. Sakın ha, unutma!” diye tembihledi.
Refet: “Paşam,
nasıl unuturum? Cumhuriyeti nasıl kazandık? Siz, Yüce Kahraman Atatürk’sünüz,”
dedi.
Refet, Atatürk’ün bu öğütlerini hayatı boyunca unutmadı ve bu
görev bilinciyle 90 yaşına kadar öğretmenlik yapmaya devam etti. 1982'de emekli
olmasına rağmen, özel bir antlaşmayla görevini 24 yıl daha sürdürdü. Böylece
Cumhuriyet tarihinin en uzun süre öğretmenlik yapan isimlerinden biri oldu, her
kuşaktan binlerce öğrenci yetiştirdi. 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak
belirlendiğinde, ilk “Yılın Öğretmeni” o seçilmişti.
Atatürk’e verdiği sözü yerine getirerek tarihimizi binlerce gence
aktarmaya ömrünün sonuna kadar devam etti. 30 Ocak 2010 tarihinde, 95 yaşında
da bu dünyadan ayrıldı.
Hayata gözlerini yummadan önce öğrencilerine vasiyeti ise şu
oldu: “Benim sizi
yetiştirdiğim gibi siz de kendinize göre mükemmel insanları yetiştirin...”
odav.com - 24.11.2018

@#MedyaGünebakış ©#MedyaGünebakış
Ökkeş
Bölükbaşı,
İstanbul --- Eylül.2018-- okkesb61@gmail.com, http://www.medyagunebakis.com/
--- okkesb@turkfreezone.com,

|