SİVİL TOPLU KURULUŞLARI & SİYASET İLİŞKİSİ
Derneklerin Siyasetle İlişkisi,
Etkileşimi Nasıl Olmalı.?
Türkiye'de siyasi seçimlerin haddinden
fazla gergin geçmesi insan ilişkilerine zarar veriyor, toplumun dokularında
kalıcı hasarlar bırakıyor. Bu durumu bertaraf etmek için neler yapılmalı.?
Türkiye yine zorlu bir seçim
süreci yaşadı. Ülkenin siyasi iklimi icabı, son yıllarda seçimler bir halat
çekme yarışmasına dönüştü. Açıklayalım:
2000’lerin başına kadar
Türkiye’nin siyasi yelpazesi çok parçalı idi. Hiçbir parti ya da siyasi
çizginin mutlak bir hakimiyeti yoktu. AK Parti iktidarı sonrası bu durum
giderek artan bir ivmeyle değişti. Sonunda Türkiye iki kutuplu bir siyasi
atmosfere girdi. Tabii değişen sistem de bu sürecin tamamlayıcısı oldu.
Seçim kampanyaları şimdi halat
çekme yarışı gibi yapılıyor, ülke insanının önemli bir kısmı halatın bir
tarafına asılıyor, bir kısmı da çeşitli sebeplerle (kendileri de siyasi kurum
ve olaylarla ilgileniyor olmalarına rağmen) bu acımasız yarışa katılmıyor.
Fakat onlar da en azından halata asılan taraflar kadar bunalıyorlar.
Gerginlik ve kırgınlıklar meydana
geliyor, seçim bitip gittiğinde bunlar tamamen geçmiyor, toplumun dokularında
hasar bırakıyor. (Başta siyasetçiler olmak üzere birçok kesimin övgüyle
bahsettiği seçimlere katılımın yüksek oluşu da bu yüzdendir. Batı ülkelerinde
düşük, çünkü onlar talep ve beklentilerini seçim zamanları dışında da siyaset
kurumuna iletip onları karşılayabiliyorlar)
Neden böyle oluyor
bu? Çünkü toplumun siyasetle
ilişkileri ve siyasete müdahale imkânları son derece sınırlı.
Seçimden seçime tek bir oydan
ibaret. Bunun haricinde eğer “yukarılarda”
bir tanıdığı ya da yakını varsa onun
vasıtasıyla derdine derman bulmaya çalışıyor. Sağlıklı işleyen bir iletişim
mekanizması yok. Böyle olunca da seçmen, tercihini
elindekilerin içinde kötünün iyisine kadar düşürmek zorunda kalabiliyor. 16
yıllık AK Parti iktidarından dünya kadar şikâyeti olan biri bile diğer
partilerin iktidara gelmesini istemiyorsa, yine oyunu AK Parti’ye veriyor
mesela. Aklı başında hiç kimse AK Parti’nin aldığı yüze 42 küsur oyun tamamının
can-ı gönülden verildiğini iddia edemez. Hakeza, Tayyip Erdoğan’ın aldığı yüzde
52 küsur oy da öyle. Bu sadece iktidar cenahında değil, CHP seçmeni de yönetim
kadrosunu tasvip etsin etmesin kendine göre haklı sebeplerle tercihini
değiştirmiyor. Yani ortada birbirine bağlı iki tane büyük problem var.
Birincisi; Siyasi tercihler üzerine çok fazla yük ve
anlam biniyor. Seçmenin elinde siyasete katılım yolu olarak sadece bir oy
olduğu için ciddi şikâyetleri bile olsa yine bir tarafı tercih ediyor.
İkincisi; Halkın demokratik katılım yolları
tıkalı olduğu için sıkıntılar bertaraf edilmiyor, bu böyle sürüp gidiyor.
Fikrimize Göre Bu Durumda Devreye
STK’lar girmelidir.
Siyasete angaje olmadan, hedef kitlesindeki insanların talep ve
beklentilerini iktidara iletmeli, seçimden seçime verilen bir oyun üzerindeki
yükü hafifletmelidirler.
STK’ların böyle bir misyon
üstlenmesi iktidarı ve muhalefetiyle siyaseti de rahatlatacaktır.
Tabii STK’ların mevcut durumu ne
yazık ki bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktır. Fakat STK’ları kesilip atılması
gereken kangrenli organlar olarak değil, kazanılması ve topluma fayda
sağlayacak duruma getirilmesi gereken kurumlar olarak görmek lazımdır.
STK ile uğraşan dostlarımız kabul etmekte zorlansa da, STK’lara
(özellikle hemşeri derneklerine) ön yargılı bakan, onları gereksiz ve hatta
zararlı yapılar olarak gören çok geniş bir kesim var.
Biz bunu yakinen biliyoruz, çünkü
yazı ve haberlerimizde derneklere yönelik en ufak bir eleştirimizde hepsi
birden toplanıp derneklere lanet okumaya başlıyorlar. Biz ne kadar eleştirimizi
“Şu şu yanlış ve eksiklikler var, onların düzeltimesi lazım” desek de nafile.
Derhal linç başlıyor.
Derneklerin daha aktif, güçlü ve
itibarlı olabilmesi için bu geniş kitlelerin ön yargıları bertaraf edilmeli ve
kitleler kazanılmalıdır. O zaman hitap ettikleri kitlelerin talep ve
beklentilerine cevap verebilirler. Yoksa mevcut ahval ve şeraitte birçoğu
silinip gidecek, aklı başında bir zihniyetle yönetilenler ayakta kalacaklardır.
Bizden söylemesi.
Bülent Şirin
@#MedyaGünebakış ©#MedyaGünebakış
Ökkeş
Bölükbaşı,
İstanbul -Ağustos.2018- okkesb61@gmail.com,
http://www.medyagunebakis.com/
--- okkesb@turkfreezone.com,
|