TÜRKİYE'NİN REJİMİNİ DEĞİŞTİRİYORLAR.!

Muharrem İnce, Ekmek İçin Ekmeleddin'den Bile Sekiz Puan Daha Az Oy Aldı. Türkiye'nin Rejimi Değişti.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

TÜRKİYE'NİN REJİMİNİ DEĞİŞTİRİYORLAR.!

Muharrem İnce, Ekmek İçin Ekmeleddin'den Bile

Sekiz Puan Daha Az Oy Aldı. Türkiye'nin Rejimi Değişti.


GUGUK KUŞU…
Devrimleri Koruyamadı.
Cumhuriyet'i Koruyamadı.
TBMM'yi Koruyamadı.
Koltuğunu Korudu.!

Umut Oran yok, Profesör Süheyl Batum yok, Hüsnü Bozkurt yok, Haluk Pekşen yok, Musa Çam yok, Gülsün Bilgehan yok, Profesör Metin Feyzioğlu'yla Profesör Ümit Kocasakal kapıdan içeri sokulmuyor.
Sezgin Tanrıkulu mecliste, Mehmet Bekaroğlu mecliste, Bülent Kuşoğlu mecliste, Tekin Bingöl mecliste.

Testi kırılmadan önce duymak istemediğiniz gerçekler buydu.

 

 

YILMAZ ÖZDİL, Y-CHP YÖNETİMİNİ ELEŞTİRDİ.!

Yılmaz Özdil, "Tıpış Tıpış Değil... Defolup gideceksiniz Kardeşim.!" Diyerek Y-CHP'yi Eleştirdi.

24 Haziran seçimleri sonrası Y-CHP odaklı tartışmalara her gün bir yenisi ekleniyor. Parti yönetimini istifaya davet eden Eren Erdem, 9 seçim kaybeden yönetimin yapacağı en erdemli davranışı "istifa" olmalı demişti. 

Yılmaz Özdil  ise mevcut yönetime çok ağır sözlerle yüklendi ve "defolup gideceksiniz.!" diyerek tartışmayı yeni bir boyuta taşıdı.

"TEHLİKELİ... SİNSİ..."

Y-CHP yönetimini "Guguk Kuşu"na benzeten Yılmaz Özdil: "Guguk kuşu. En tehlikeli… En sinsi kuş türüdür.

Gözüne kestirdiği yuvanın etrafında dolanır, kendi yumurtasını onun yerine yerleştirir, pırrr, gider. Yuvanın sahibi geri döner, kuluçkaya yatmaya devam eder.

Guguk yavrusu, kendisini oraya monte eden annesi kadar tehlikeli, annesi kadar sinsidir.

Hangi yuvaya bırakılırsa bırakılsın, kabuğunu öbür yumurtalardan en az bir gün önce kırar, bir gün önce doğar.

Ve, doğar doğmaz… Uygun zamanı kollar, yuva boş bırakıldığında, ittirir kaktırır, öbür yumurtaları yuvadan dışarı atar. Böylece… Yuvanın gerçek evlatları imha edilir, guguk yavrusu kendisine ait olmayan yuvanın tek mirasçısı olur" dedi.

"YURTSEVERLERİ KOVUYORLAR"

Y-CHP'nin misyonu AKP'yi iktidarda tutmak ve CHP'yi asıl sahiplerinden temizlemek olarak niteleyen Yılmaz Özdil: "Atatürkçüleri, yurtseverleri, ulusalcıları yuvadan dışarı atıp, ikinci cumhuriyetçileri, siyasal İslamcıları, Kürt milliyetçilerini, liboşları, cemaatçileri, soykırımcıları, tescilli ajanları, sorosçuları monte etmek… Gözümüzün içine baka baka "Guguk Kuşu Operasyonu"dur" CHP'nin "kimliksizleştirildiğini" dile getirdi.

"DEFOLUP GİDECEKSİNİZ.!"

Yılmaz Özdil: "CHP'yi geri almadan, Türkiye'yi geri alabilmek mümkün değildir. "Sen Kim Oluyorsun Da, Bize Bunları Söylüyorsun" diyenler olabilir…

İzah edeyim. Gençliğe Hitabe'den aldığım yetkiyle söylüyorum. Tıpış Tıpış Değil… Defolup Gideceksiniz Kardeşim.!", dedi.

 

DERTLEŞME

Muharrem İnce cumhurbaşkanı adayı oldu, CHP’ye her türlü ağır hakareti yapan asrın liderimizi ziyarete gitti, “başarılar diledik, sohbet ettik, dertleştik” dedi .

Muharrem İnce cumhurbaşkanı adayı oldu, CHP’ye her türlü ağır hakareti yapan asrın liderimizi ziyarete gitti, “başarılar diledik, sohbet ettik, dertleştik” dedi.
Ziyaret etmesinde, sohbet etmesinde belki sorun yok gibi görünüyordu ama, “dertleşme” lafı tuhaftı.

*

Yumuşacık rekabetin uzlaşma ifadesiydi.
Hacivat-Karagöz kavgasının ittifakıydı.

*

Seçimin sonucuna dair “işaret fişeği” ydi.

*

Susup alkışlamak en kolayıydı.
Hatta desteklemek daha kolaydı.
Zor olanı tercih ettim, toplumu uyarmaya çalıştım.
“Tezek denmesini, cibilliyetsiz denmesini, din düşmanı denmesini, geçmişi lekeli denmesini, terörist denmesini dert etmiyorsan, daha neyi dertleştin birader, hakikaten merak ettim” diye yazdım.
“Siyasi ince'lik midir, pişk'ince midir?” diye sordum.

*

Testi kırıldıktan sonra manası yok.
Testi kırılmadan önce yazdım.

*

Hiç şaşmadığım sonuçları oldu…
Pişmiş aşa su kattığım için, rahmetli anama küfür edildi.

*

Muharrem İnce, Antalya ve Denizli mitinglerinde beni yuhalattı.
Oxford Üniversitesi'nin araştırmasına göre, dünyanın en çok yalan haber yayınlayan, dünyanın en çok iftira atan, dünyanın en ahlaksız medyası bizim medyamız… Muharrem İnce bu medyadan sadece beni yuhalattı.

*

Netice?
Ekmek için ekmeleddin'den bile sekiz puan daha az aldı.
Türkiye'nin rejimi değişti.

*

Hadi şimdi gelin “dertleşelim…”

*

Bütün anketler gösteriyordu ki, Akp seçmeni Akp'den şikayet etmeye başlamıştı. Özellikle, kendisini merkez sağ tabir eden ve ekonomik gerekçelerle oy kullanan seçmen uzaklaşıyordu.
İyi Parti çekim alanı haline geliyordu.
Saadet faktör haline geliyordu.
2019'a kadar dayanamayacaktı.
Kaybedilen puanları takviye etmesi için karşılıklı küfürleştikleri Mhp'yle ittifak yaptılar, apar topar acil seçim kararı aldılar.

*

O saniyeden itibaren asrın liderimizin ağzından bir kez bile olsun Meral Akşener veya Temel Karamollaoğlu kelimeleri çıkmadı.

*

Buna mukabil… Muharrem İnce'yi huzuruna kabul etti.
Böylece topluma gayet açık mesaj verdi, “benim rakibim bu” dedi.

*

O saniyeden itibaren sadece “bay Muharrem” dedi.
Başka rakibinin ismini söylemedi.

*

Yandaş medya sadece “bay Muharrem”i yazdı.
Yandaş kalemlerle ekrana çıkarıldı.
Öbürleri sansürlendi.

*

Sadece bir örnek vereyim, ortalama zekası olan herkes cevap versin lütfen…

Muharrem İnce eşiyle birlikte markete gitti, sıradan yurttaşlar gibi alışveriş yaptı, güzel bir halkla ilişkiler faaliyetiydi.

O fotoğrafları eminim hatırlarsınız.

Muharrem İnce imajını güçlendiren fotoğraflardı.
Peki, o fotoğrafları kim çekti, basına kim servis etti biliyor musunuz.? - Anadolu Ajansı.!.

*

Hem de öyle tek kare filan değildi.
24 kare fotoğraf servis edildi. Adeta fotoroman gibiydi.

*

Ortalama zekası olan herkes cevap versin lütfen… Seçim sonuçlarını bile manipüle etmekten çekinmeyen Anadolu Ajansı, Muharrem İnce'yi sempatik gösteren bu fotoğrafları basına neden servis etti?
Anadolu Ajansı malum kişiye sormadan, izin almadan böyle bir fotoğrafı çeker mi? Servis edebilir mi?
Meral Akşener'e Temel Karamollaoğlu'na ambargo uygulayan Anadolu Ajansı, Muharrem İnce'ye bu desteği neden verdi?

*

Asrın liderimizin stratejisi gayet basitti…
Chp'yle yarışıyorum havası yarattı.
Seçimin Akp'yle Chp arasında geçtiğine inandırdı.
“Ya o, ya ben” noktasına taşıdı.
Kendisinin karşısına bilerek ve isteyerek
“şeytanlaştırdığı Chp”yi koydu, öbürlerini gözden uzak tuttu, unutturdu.
Bu stratejiyle, Akp'den uzaklaşan merkez sağ ve milliyetçi seçmenin yeniden kendisine dönmesini sağladı.
“Aman Chp kazanmasın” diye düşünenler, telaşla geri döndü.
İyi Parti'ye Saadet'e giden oylar, kendisine geri aktı.

*

Akp'den kararlı şekilde ayrılan ve “ne olursa olsun artık Akp'ye oy vermeyeceğim” diyenler de, Mhp'de toplandı.

*

Bu hesap yapılmıştı. Hesap cuk oturdu.

*

Ayrıca… Sekiz defa seçim kaybeden guguk kuşuyla, iki defa guguk kuşunu bile yenemeyen Muharrem İnce'nin, kendisine rakip makip olamayacağını gayet iyi biliyordu.

*

On defa mağluplardan bir galip çıkmayacağını bilmek için, siyasi deha olmaya gerek yoktu.

*

Sizin güvendiğiniz televizyon ve sizin güvendiğiniz gazete, asrın liderimiz tarafından kurgulanan bu zokayı yuttu.
Seçim kampanyasının ilk günlerinde öne çıkarılan İyi Parti ve Saadet gündemden düşürüldü, “Chp kazanıyor” hayali pompalandı.
Akp seçmeni bu abartılı pompalamayla iyice kenetlendi, safları daha da sıklaştırdı.

*

Netice?
Muharrem İnce, ekmek için ekmeleddin'den bile sekiz puan daha az oy aldı. Türkiye'nin rejimi değişti.

*

Guguk Kuşuna Gelince… Devrimleri Koruyamadı.
Cumhuriyet'i Koruyamadı. TBMM'yi Koruyamadı.
Koltuğunu Korudu.!

*

Umut Oran yok, Profesör Süheyl Batum yok, Hüsnü Bozkurt yok, Haluk Pekşen yok, Musa Çam yok, Gülsün Bilgehan yok, Profesör Metin Feyzioğlu'yla Profesör Ümit Kocasakal kapıdan içeri sokulmuyor.
Sezgin Tanrıkulu mecliste, Mehmet Bekaroğlu mecliste, Bülent Kuşoğlu mecliste, Tekin Bingöl mecliste.

*

Testi kırılmadan önce duymak istemediğiniz gerçekler buydu.

*

Muharrem İnce tarafından miting meydanlarında yuhalatılan ahlaksız gazeteci (!) olarak size yalan söylemek isterdim ama…
“Birbirimize daima gerçeği söyleyeceğiz, felaket veya mutluluk getirsin, iyi veya kötü olsun, daima gerçekten ayrılmayacağız” diyor Mustafa Kemal.

*

Gerekirse kariyerimizi, gerekirse kendimizi yakarız…
Daima Mustafa Kemal'in askeriyiz.

*

Kazananı tebrik ederiz ama, asla biat etmeyiz… Bunca felaketten sonra hâlâ maval okumak isteyen varsa, başka kapıya. Yılmaz Özdil

 

@#MedyaGünebakış ©#MedyaGünebakış

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul–Haziran.2018- okkesb61@gmail.com,

http://www.medyagunebakis.com/--okkesb@turkfreezone.com,

 

Diğer Haberler

  • DARBE KİMDEN GELİRSE GELSİN KARŞIYIZ..
  • TRABZONLULAR BİRLEŞİNİZ
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI…
  • KUL VE MAHLÛKAT HAKKI..
  • ADAM OLMAK–OLAMAMAK VE GAZETECİLİK
  • SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI..
  • DERNEKLER KANUNUNA MUHALEFET
  • TrabzonSporKlübü

    Nasa

    Kentim_İstanbul

    Doga_İcin_Sanat

    ABD_USA

    Department_State

    TelerehberCom

    Google_Blog

    Kemencemin_Sesi

    Kafkas_Music

    Horon_Hause

    Vakıf_Ay

    Dogal Hayatı_Koruma

    Seffaflık_Dernegi

    Telerehber

    Sosyal_Medya

    E-Devlet

    Türkiye Cumhuriyeti

    BACK TO TOP