DÜNDEN BUGÜNE KOLBASTI

DÜNDEN BUGÜNE KOLBASTI Ökkeş Bölükbaşı - 04 Nisan 2009 - 19.02 Halkoyunları içerisinde hızlı bir şekilde yükselen ve yayılan Kolbastı Oyunu enine boyuna tartışıldı. Son günlerin en çok sevilen aranılan gözde oyunu haline gelen ve genç yaşlı herkesin oynamaya, izlemeye başladığı bu oyun; Neden bu kadar ilgi gördü ve çabuk yayıldı? Bu işin özü ve özelliği nedir? Soruları kafaları kurcalamaya başlayınca bu konu alanlarında uzman olan profesyonel Sanatçı ve Akademisyenler tarafından tartışıldı.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

http://www.medyagunebakis.com & http://www.istanbulgunebakis.com DÜNDEN BUGÜNE KOLBASTI Ökkeş Bölükbaşı - 04 Nisan 2009 - 19.02 Halkoyunları içerisinde hızlı bir şekilde yükselen ve yayılan Kolbastı Oyunu enine boyuna tartışıldı. Son günlerin en çok sevilen aranılan gözde oyunu haline gelen ve genç yaşlı herkesin oynamaya, izlemeye başladığı bu oyun; Neden bu kadar ilgi gördü ve çabuk yayıldı? Bu işin özü ve özelliği nedir? Soruları kafaları kurcalamaya başlayınca bu konu alanlarında uzman olan profesyonel Sanatçı ve Akademisyenler tarafından tartışıldı. 04. Nisan. 2009 Cumartesi günü; Başkanlığını Seyfi Erbaş’ın yaptığı TEKSD - Trabzon Eğitim, Kültür, Sanat Derneğinin merkezinde düzenlenen değerlendirme toplantısına; Türkiyenin Can Sanatçısı-Can’lar Can’ı İbrahim CAN, Giresun Tirebolu’lu Araştırmacı Yazar Ayhan YÜKSEL, İTÜ-İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Süleyman ŞENEL, İTÜ-İstanbul Teknik Üniversitesi Sanatçı Öğretim Görevlisi-Gerçek Halkoyunları Uzmanı-Horon Ustası Cavit ŞENTÜRK ve Grup FELUKA’nın Solisti Müzikolog Abdullah AKAT katıldılar.

TEKSD Başkanı Seyfi Erbaş açılış konuşmasında; “Derneğimiz İstanbul’da yaşayan Trabzonlu gençlerimizin, Bilim ve Kültür temelli, Cumhuriyet ve Laiklik ilkelerini benimseyen, Sosyal, medeni ve ileri görüşlü insanlar olarak yetişmelerini, geçmiş kültürlerini öğrenip yaşayarak, gelecek kuşaklara aktarabilmelerini sağlamaya yardımcı olmak üzere kurulmuştur. Bu anlamda sizleri ve sizin gibi aydın insanlarımızı her zaman derneğimize ve faaliyetlerimize katılmaya çağırıyorum.” Diyerek toplantıyı başlatmak üzere mikrofonu panel yöneticisi, genç müzikolog Abdullah Akat’a verdi. Abdullah AKAT; Karadeniz Kültürünün ana unsurlarından olan Kemençe ve Horon’dan sonra ortaya çıkan ve adına Kolbastı denen bu oyun hakkında değişik çevrelerden gelen itiraz ve yakınmaları ciddiye alarak konuyu irdeleyip, incelemenin yararına inandığımız için bu toplantıyı düzenledik. Şimdi sırasıyla katılımcılarımıza söz vererek KOLBASTI nedir? HOPTEK nedir öğrenmeye çalışacağız. Diyerek ilk sözü Süleyman Şenel’e bıraktı.

Birinci konuşmacı; İTÜ-İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Süleyman ŞENEL, “Kolbastı’yı kimler icat ettiyse onları kutluyor ve alkışlıyorum. Ancak ben buraya bugün birbirine komşu iki vilayetin Kolbastı yüzünden kavgalı olmasına karşı olduğumu ve böyle bir kavganın tarafı olmam demek için geldim. Aslında Trabzon’a ait olup olmadığı bilinmeyen ama Trabzon’a ulaşan türkülerin, ezgilerin tümünün Trabzon’da yazıldığı anlaşılmaktadır. Örneğin; Terme Horon Havası, Tamzaranın Üzümü de alındığı gibi Trabzon’daki kaynak kişilerden kolbastı da alınmış. Bu türkülerin tamamı Trabzon Türküleri ve ezgisi olamaz. Bunların çoğu sonradan yapılan derleme çalışmalarında düzeltilmiştir. “Kolbastı” adıyla ilgili açıklamalar Halkbilimci Mahmut Ragıp Gazimihal’in Makalesinde de yer almaktadır. “1900 lü yıllarda yöremizde çapkınlar, bıçkınlar kimi delikanlılar uygun barınaklarda, evlerde, dere kıyılarında çalgılı eğlenceli oyunlar tertip ederlermiş. Eğlence yerleşim birimleri yakınındaysa kolluk güçlerinin baskınına karşı gözcü dikerlermiş. Gözcü baskını “kol geliyor” tümcesiyle bildirirmiş, yeme içme, çalgı, oynama, oynatma tümden durmaz, önlem olarak ses azaltılır devinimler yavaşlarmış…” Kolbastı’nın adı da bu eğlence biçiminden gelmektedir. Kolbastı ve Kol oyunları oldukça çeşitlilik gösteren ve Anadolu’nun birçok yerinde farklı biçimlerde adlandırılıp ezgilendirilerek oynanmaktadır. Her oynandığı yere özgü esin’ler taşırlar. Bunların temeli nakarat yapıdır. Nakarat yapıları tek bir yere ait gibi düşünmek yanlıştır. Ortak kültürümüz içinde nakarat yapılar üzerine kendimize özgü esin’leri yerleştirerek ve coğrafik özellikleri de yansıtacak şekilde seslendiriri, şekillendirir, oynarız. Bu anlamda hiçbir sanat eseri tek bir yere ait olamaz.” Dedi.

İkinci konuşmacı: Giresun Tirebolu’lu Araştırmacı Yazar Ayhan YÜKSEL, ise; “Bu konu çok eskilere dayanır. Esasen bu günün konusu değildir. 1880 yılında İkdam gazetesindeki yazısında M.Fuat Köprülü Trabzon ve çevresinde özellikle Faroz’da Aşık kahvelerinden söz eder. Yani o günün Aşık’larının birer bağlama eşliğinde atma türkü söyleyerek atıştıklarını ve saz kültürünü yoğun bir şekilde yaşadıklarını anlatır. Bunları kaç kişi okuyup araştırıp öğreniyor. Baba Salim’i hatırlayanınız var mı? 1887 de doğup 1956 kaybettiğimiz gelmiş-geçmiş en iyi Trabzonlu bağlama’cı idi. Ayrıca 1920 – 1930 yıllarında Yalı Kahve’de yaşanan saz kültürü de çok iyi bilinmiyor ve aktarılmıyor, unutuluyor. Cemile Cevher Çikek!i, Hasan Tunç’u tanımayanların, Tirebolulu Eziyen Abiyi ve Picoğlu Osman’ın Mican türküsünü bilmeyenlerin Kolbastı üzerinde görüş belirtmeleri, sahiplenme kavgası yapma hakları yoktur. : “Kolbastı: Kol havaları âlemciliğinin oluşturduğu şartlar çerçevesinde yaşananlardır. Kol havaları, kadının oynatıldığı içkili, sazlı, rakslı oturak âlemlerinin sonucunda ortaya çıkmıştır. Geçenlerde KTÜ’den Ersan hoca Kolbastı’dan söz ederken “68 yıllık bir oyun” gibi sözler söyledi. Kendisine hiç yakıştıramadım. Geçmiş yüzyıllara ait bir kültürün devamı olan bu günkü Kolbastı oyununu bir yere, yöreye ve kişilere bağlamak yanlıştır. Kültür ve Sanat 'Evrenseldir. Ayırım yapmak mümkün değildir. Büyük usta ve Sanatçı Erkan Ocaklı’nın da ayrımcılık yapmadan seslendirdiği “o yaylanın çimenine” – “Giresun’un evleri şimaile” türküler eşliğinde, Trabzonsporun şampiyon olduğu yıllarda Faroz’da oynanan Kolbastı ile bugün oynanan oyun aynı değildir. Bugünden sonra bu konu nasıl bir hal alır bilemiyoruz, İster Giresunlu olsun, ister Trabzonlu olsun, sanatın evrenselliğine inanıyoruz. Hiç kimse bir oyunu yeniden yorumladı diye bir kültürü ayaklar altına almakla suçlanmasın istiyoruz. Nasıl Trabzonsporlu Yattara ''Kolbastı'' oynadı diye alkışlanıyorsa ''Yenköy Kolbastı Team''de öyle alkışlansın istiyoruz. Sonuç olarak Kolbastı’nın Giresun’un ezgisi, türküsü olduğu ve kültür etkileşimi neticesinde de İlimiz dışına gittiği ve oralarda benimsendiği de çok açık şekilde görülmektedir.” Dedi.

Üçüncü konuşmacı: Türkiye’nin Can Sanatçısı-Can’lar Can’ı İbrahim CAN Sözlerine bir soruyla başladı. “Atmacayı”darı” için mi vurdular? “kanı” için mi? Atmaca “etcil” midir? “Otcul” mu? Biz Atmaca’nın darı yemediğini anlatana kadar 25 yılımız geçti. Başka bir soru daha size, hemşerimiz arkadaşımız volkan Konak ne diyor “Cerrahpaşa içmem suyundan içmem” sorarım size Cerrahpaşa’nın ne suyu var? Hangi çeşmesi var? Bunu aslı nesli “karagaban” dır. Bakalım bunun doğrusunu öğretmek için kaç yılımız geçecek. Şimdi hiç işimiz yokmuş gibi bir de Kolbastı kavgası çıktı. Bu günün konusu olan Giresun’a mı aittir. Trabzon’a mı tartışması çok yanlıştır. Bu “Bilgi sahibi olmadan Fikir yürütme” olayıdır. Psikolojik, Sosyolojik, Pedagojik olarak bilimsel eksikliğimizin göstergesidir. Ne zaman ki Cumhuriyet Değerlerimizi yitirdik, tarih te verelim 1980 de Laiklik yıkıldığından ve Cumhuriyet ortadan kaldırıldığından bu yana tüm değerlerimizden uzaklaşmaya, gelenek ve göreneklerimizi unutmaya ve kültür yoksunluğu yaşamaya başladık. İşte bu nedenledir ki Atmaca, Karagaban ve Kolbastı tartışmalarıyla karşı karşıya geliyoruz. “Kendi gitti, Adı kaldı yadigar” Başkentlik yapmış, Dünyanın Kültür mirasına sahip büyük bir eyalet olan Trabzon; eskiden kendisine bağlı ili ilçesi ve insanları ile bir oyun için kavga ediyor, ettiriliyor. Tabii ki Köy enstitüleri yok edilip, Halkevleri Kapatılıp, sanat ve kültürün yaşanıldığı Opera Sanat binaları yıkılıp ortadan kaldırılınca Bundan daha kötü ne olabilir ki. Bana göre bugün tartışılan konumuz oyun için hiçbir zaman Kolbastı demedim. Demem de. Çünkü bunun aslı Faroz kesmesidir. Ayrıca bugünkü haliyle Faroz kesmesi demek de yanlıştır. Son söylenen şekliyle olsa olsa HOPTEK denebilir. Şöyle ki; Gerçek olan Kolbastı kolluk kuvvetlerinin eğlence, âlem yerlerini basmaya geldiğinde icat edilmiş ağır abi oyunudur. Bu oyunda yerlere yatmak, sürünmek yoktur. Faroz Kesmesinde de bir sıkılık, delikanlılık vardır.Bunu yanında orta Asya’dan gelen geleneksel bıçak oyunumuz var. Yine Sürmene Sürtme havası dediğimiz aynı metelik gibi oynanan oyunumuz var. Ortak kültürlerimiz değişik yörelerde değişim gösterir. Metelik Rizelilerde 3 ayak oyunudur. Kentte kasap havasına dönüşür. 10 – 12 telli bağlama sadece Trabzon’dadır başka bir yerde yoktur.” Dedi.

Dördüncü konuşmacı; İTÜ-İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Cavit ŞENTÜRK “Hiç oynamayan toplumdan fayda gelmez. Oynamayan toplum bireyleri enerjisini ve zamanını başka ve zararlı şeylere harcar. Bizim Köy Enstitüleri zamanındasın bu yana güzel bir alışkanlığımız vardı. Tüm okullarımızda her Çarşamba öğleden sonraki dersler spor ve beden eğitimi idi. Hala var mı bilmiyorum ama bu saatlerde pek ala Halkoyunu dersleri de yapılabilir ve çok da iyi olur. Sanırım okullarda bu söylediğimiz yapılmıyor. Gençlerimiz de bu boşluğu bir şekilde dolduracaklar. HOPTEK bir ihtiyaçtan doğmuştur. Popüler, modern, kolay yapılabilir bir oyundur. Yanlış anlaşılmasın, Çok iyidir güzeldir demiyorum ama anladığım gördüğüm kadarıyla kötü de değil. Burada önemli olan ORJİNALİ KORUMAK tır. Orjin korunduğu zaman diğerlerinin bir önemi yoktur. Yalnız çok önemli bir konu var o da kıyafet meselesidir. Çok önemli bir yanlıştır bu. Benim siyah beyaz horon elbisemi kimse HOPTEK cilere, KOLBASTI cılara giydiremez. Buna engel olmak lazım.” Dedi. http://www.medyagunebakis.com & http://www.istanbulgunebakis.com

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP