SİZE KALSA HER GÜN, SIRADAN.!.

NTV Kültür Sanat Editörü Hasan Cömert yaşanan gelişmeleri gazetemize değerlendirdi.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

SİZE KALSA HER GÜN, SIRADAN.!.

Gezi direnişi süresince gördüğü baskılardan dolayı istifa eden NTV Kültür Sanat Editörü Hasan Cömert yaşanan gelişmeleri gazetemize değerlendirdi.

2004 yılının Kasım ayında televizyonda bir altyazı geçmişti. Bir baba-oğul terörist olduğu ‘gerekçesiyle’ öldürülmüştü. Gayet sıradan bir gündü. Uğur Kaymaz ve babası devlet tarafından taranarak öldürülmüştü ve gayet sıradan bir gündü. Sıradanlığı şöyle anlatabilirim belki, bizim evde televizyonun karşısında oturan ve o son dakika altyazısını gören kimse üzerinde durmamıştı bile. Sohbete, yemeye içmeye devam edilmişti.

Kimse bir saniye bile duraksamamıştı çünkü televizyon sıradan bir haber vermişti. 12 yaşındaki bir çocuk evinin önünde 13 kurşunla öldürülmüş ve devlet ağzıyla geçiştirilmeye çalışılmıştı. Gerçeklerden uzak bizler alelade bir günü tamamlarken bir baba ve oğlu - daha -  katledilmiş oldu.

Dün gece Lice’de yaşanan da evlere böyle yansıdı muhtemelen. ‘Kötülüğün sıradanlığı’ gibi bir şey yaşadığımız. Herkes bir şekilde kurallara alışmış. Muhabirler kullanacağı kelimeleri izin verilenler arasından seçiyor, editörler sadece operatörlük yapıyor. Klavyeden çok mouse kullanılıyor artık çünkü en güvenli yol ‘kopyala yapıştır’

Oysaki güven sözcüğü ‘gazeteci’lerin sıkça aklından geçer. Kendi geleceği için ‘güvenli’ bir dil kullanmalı, böyle bir zamanda ‘güvenilir’ bir iş çok önemli, maalesef hayat bu, ‘güvenli’ bir koltuk lazım. İnsanları böyle düşünmeye mahkûm ettiler. Ancak, iş haber alacak kişiye gelince bütün anlamlar çöpe atılabilir. Güvenilir kaynak, güvenilir haber, okuyucuya güven vermek gibi. Yine de işleyen bir sistemdir bu. En azından bugüne kadar böyleydi.

Biliyoruz, tecrübe ediyoruz çünkü her şey değiştiğinde bile değişmeyen tek şey medyanın kendisi olsa gerek. 90’larda Güneydoğu’daki ölümleri haber dahi yapmayan medya ne yaptıysa bugün de Uludere katliamında yahut Gezi Parkı direnişinde yayına girmek için Ankara’dan haber bekleyen medya aynısını yapıyor. Bu kelimeleri aynı cümle içinde kullanmak bile dehşete düşürüyor insanı. Tekrar bakalım: Bir ülkede bir katliam olmuş ve haber yapmak için kanallar hükümetten izin bekliyor. Bunun üzerine en fazla utanılır. Utançtan özür dilenir. Utancı telafi etmek için bir silkelenmek gerekir. Başka bir ülkede belki, Fakat Türkiye’de hayat devam eder. Her zaman olduğu gibi, Korkudan – bu defa hükümet korkusu değil hükümetin korkusu -  7 gazete aynı gün aynı manşetle çıkar ve bundan en ufak bir rahatsızlık duyulmaz bile. Gerçekten sınırsız özgürlük (!) verilmiş yoksa böylesi bir 7’liyi ortaya çıkartmak kolay değil.

Kabaca yapılmış ayrımlar var sanırdık hep: İyi gazetecilik, kötü gazetecilik ve dip noktası diye. Ancak, dip noktasının bile altında birilerinin var olabileceğini gösterdiler sağ olsunlar.!

Televizyon tarihinin en iyi dizilerinden (yaratıcısı David Simon da uzun yıllarca gazetecilik yapmıştır) The Wire’ın 5. sezonunda bir sahnede gazetecilikle ilgili çok basit bir bilgi geçer hızlıca. Bir haberden belediye başkanı rahatsız olmuştur ve başkanlıktan bir telefon gelir gazeteye. Yazı işleri müdürü telefona bakar ve beş dakika boyunca tehdit, hakaret ve küfür işitir. Telefonu kapattığında yüzünde bir gülümsemeyle, “Bu küfürleri yiyorsak doğru yoldayız demektir.” der. 

Bu kadar basit, Hayır, bu sadece filmlerde, dizilerde olmaz. Bu işin özü budur.

Cevaplanması gereken temel sorular var:

Başbakan ya da bakanlar televizyona çıktığında neden onlara soru sorulamıyor.?

Sorular neden hep çalışılmış yerden geliyor.?

Bu kadar haklılarsa neden ‘gerçek’ sorulara maruz kalmaktan korkuluyor.?

Böylesine güçlülerse neden en ufak eleştiriye tahammülleri yok.?

Biliyorum, cevabı içinde saklı, anlamsız sorular bunlar. Böyle milyonlarca soru var cevaplanmayan.

Zaten asıl mesele de medyanın geneline sızan, soru sormayı rafa kaldıran o ruh hali. Denek gibiyiz bir bakıma. Her yeni gelen bu sıradanlığı öğrenerek devam ediyor çalışmaya. Zaten ana akım medyada çalışmaya başladığınızda ilk öğreneceğiniz şeylerin gazetecilikle değil çizilen sınırlarla ilgili olması da çok sıradan.! Ne yapılmalı, neler görmezden gelinmeli başlıklı temel bilgiler. Korkunç değil mi.? Değil, gayet sıradan.

Tarihin en büyük olaylarını, katliamlarını görmeyen, yalan haber yapmakta beis görmeyen, işine geldiği gibi haber dilini değiştiren (gerçekler için ‘iddia edildi’, suçlamalar için kesin hükümler kullanmak gibi…) hükümetten izinle haber yapan bir medyaya daha ne kadar dayanılır bilinmez.

Bu noktada tek nefes aldıran şey Gezi Parkı direnişi ve sonrasında başlayan – şimdilik küçük çaplı olan- hava olabilir.

Direniş sonrası tavrın nasıl şekilleneceği ve yayılacağı önemli elbette, Medya her zaman rüzgâra göre şekil almayı bilir ama her şeye rağmen hem iktidarın hem de ana akım medyanın ilk kez böyle sert bir şekilde duvara çarptığını, uykularının kaçtığını bilmek nereden bakarsanız bakın iç ferahlatıcı bir haber.

İstanbul - EVRENSEL

evrensel.net - 2013-06-30 13:32:10

 

Emel Vildan DÜZENLİ,  İstanbul Temmuz.2013

http://www.medyagunebakis.com/  <eveerciyas@gmail.com>,

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Emel Vildan DÜZENLİ, İstanbul Temmuz.2013

 

 

Rakı İçerek Yapılanları,

Ayran İçerek Sattılar, Yıktılar.!.  Bekir Coşkun

 

Who İs İt.?  Wanted.!.
"White Men Have Forked Tounge.!."

“Dili Çatallı, İki Dilli Beyaz Erkek.!.”

Türkçesi; Yalancı, İki Yüzlü Adam.!.

Kızılderili Deyişi....

 

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin.

Bakarsınız; Yarın Ya Deve, Ya Deveci

Ya da Üstündeki Hacı Ölebilir.!. İ.İnönü

 

Nene dedim.

“Dedem Sana Hiç Çiçek Aldı mı.?”
Durdu ve Şöyle Dedi:

“Bana Aldığı Fistanların Hepsi Çiçekliydi.!.!”

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir.!”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine, 

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88. Sıradadır.  Av. Ayşe Eren

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!.

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!.

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!.

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!.

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!.

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!.

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

 “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!.”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE.!.!.

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ.!.

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!.

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN.!.

 

Bir Memlekette, Namuslular, Namussuzlar

Kadar Cesur Olmadıkça, O Memlekette

Kurtuluş Yoktur. İ.İnönü

Huzuri.1923 - Kurtuluş Savaşının En İyi Anlatımı

 

Kızardık, Bozardık, Yandık Yakıldık

Uzun Boylu Harareti Sor Bize.

Mateme Tutulduk, Yes’e Kapıldık,

Unutulmaz Sefaleti Sor Bize.!.

 

Çün Dest-İ Sakiden Nuş Ettik Kevser

Cennetle Cehennem Oldu Her Yer.

Atladık Sırat’ı, Kopardık Mahşer,

Gittik, Geldik Kıyameti Sor Bize.!.

 

Huzuri.1923 - Kurtuluş Savaşının En İyi Anlatımı


Ülkeyi Dini İrticadan Kurtarmanın Tek Yolu

Millete Kuran’ı Türkçe Olarak Okutmaktır.!.

Şartlar Gelişirse İhtilal’ler Hak Olur.!.

İrtica Başbakan’dan Cesaret Bulursa,

Kim Onun Sokağa Dökülmesini Önleyebilir.?

İrtica’nın Sokağa Dökülmesi İse Ülkenin Kana

Bulanmasıdır. İ.İnönü


Biz Açıkça Milliyetçiyiz...

Ve Milliyetçilik Bizim Yegâne Birlik

Unsurumuzdur. Türk Ekseriyetinde Diğer

Unsurların Hiçbir Etkisi Yoktur. Vazifemiz

Türk Vatanı İçinde Türklüğü Yaşatmaktır.

Türkleri Ve Türklüğe Muhalefet Edecek

Öğeleri Kestirip Atacağız. Ülkeye Hizmet

Edeceklerde Her Şeyin Üstünde Aradığımız

Türk Olmalarıdır. İ.İnönü

 

Kızıldere Şehitleri Ölümsüzdür
Onlar Halkın Yüreğinde Yer Edinmişlerdi
Her Şey Özgür Bir Vatan İçin Dediler
Hiç Bir Tereddüt Etmeden Toprağa Düştüler
Anıları Önünde Saygıyla Eğiliyorum.
Yaşasın Devrim,Yaşasın Sosyalizm.!.

 

"Siz Bana Din İle Refaha Ulaşmış Bir Toplum

Gösterin, Ben de Size Devrim İle Geri Kalmış

Bir Toplum Göstereyim".!. E. Che Guevara

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP