KAFASI KIYAK HÜKÜMET UYANAN MİLLET.!.

Kafası Kıyak Bir Hükümet Ve Uyanan Asil Bir Millet.!.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

KAFASI KIYAK HÜKÜMET UYANAN MİLLET.!.

Kafası Kıyak Bir Hükümet

Ve Uyanan Asil Bir Millet.!.

Red-Hackın Jandarma İstihbarat raporlarını yayınlaması ile

AKP iktidarının meşruiyeti de tartışılmaya başlandı...

Patlamalardan önce sürece karşı olanları, daha sonra da

Suriye İstihbarat örgütü El Muhaberatı sorumlu tutan Başbakan'ın,

bu olaydan siyasi rant elde etmek ve toplumu yönetmek üzere, 

yalan söylediği ortaya çıktı!..

Hükümet, şimdi de bu sıcak gündemi değiştirmek için arka arkaya

hamleler yapıyor!..

Başbakan Erdoğan, alkol yasağı yasasını çıkartmakla kalmayıp,

22 Mart 1926'da yasağı (1) kaldıran ulu önderlerimiz için ayyaş

ifadesini kullanarak, tartışmayı başka bir noktada sürdürmek istedi..

Türk halkını bu tuzağa çekemedi!.. Tam aksine, Atatürk ile İnönü'ye

karşı yapılan bu haksız saldırı, halkı fena halde kızdırdı...

Taksim Gezi Parkı'nda AVM yapılmak üzere ağaçların sökülmesi

ile bardak taştı... Halk, silkinip ayağa kalktı... Meydanlara yürüyenler militanlar değildi artık!..

Bu kutsal yürüyüş, ABD işbirlikçisi olan AKP iktidarının hızla

düşüşünün bir göstergesi olarak kabul edilmelidir. İktidarın siyasi

yükselişinin sonu ve geriye dönüşün başlangıcıdır bir bakıma.!.

Hükümet, bir kaç gazete ve bir iki televizyon kanalı dışında, tüm

medyayı ele geçirmesine rağmen, gündemi değiştirmeyi

başaramadı...

Sosyal medya üzerinden bile halk örgütlenebiliyor!..

Yabancı basının, bu diriliş için Türk Baharı benzetmesi, dönen

tekere çomak sokmak gibiydi. İşe yaramadı tabi... Akıllarınca, bu

haklı direnişi Arap Baharı ile ilişkilendirerek, antiemperyalist

kesimlerin eylemlere katılmasını engelleyeceklerdi...

Başaramadılar, başaramayacaklar... Eninde sonunda bu kavgayı

haklı olan Türk halkı kazanacaktır.!..

AKP iktidarı, 11 yılda Türkiye'yi Mehmet Aliler ve Mustafa

Kemaller olarak ikiye ayırdı ayırmasına da, Mehmet Alilerin

“Darbe yapılması için ortam hazırlanıyor” yalanına itibar eden

çok şükür olmadı...

Mustafa Kemal'in askerleri bu gidişe “Artık yeter!” dediler...

Cumartesi günü on binlerle birlikte ben de Kızılay'daydım.

Eylemcilerin arasında gururla dolaşıp durdum. Meydanı

dolduranlar, sanıldığı gibi sadece üniversite gençlerinden

ibaret değillerdi!.. Bu kez sokağa inenler, hükümetin gaz

bombası ve tazyikli sularından zerre kadar korkmayan sade

vatandaşlardı.!

Türk halkı, eşiği geçmiş her noktada korkuyu yenmişti...

Korku imparatorluğunun temelleri Kızılay'da çatırdıyordu.

Biber gazı bombardımanı altında, Hükümet İstifasloganları

ile TOMA'ların üzerine üzerine yürüyenlerin, girdikleri bu

yoldan bir daha geri dönmeyecekleri bellidir!..

Sonuç alacakları da kesindir!..

Türkiye'nin en zeki, en başarılı gençlerinden olan ODTÜ'lüler

bile, Kızılay Meydanı'na ancak 16.00'dan sonra gelebildiler...

Her biri tepeden tırnağa yürek, her biri yerinde zıplayan ateş

parçaları gibiydiler... Pırıl pırıl olan bu aydınlık düşünceli gençler,

TOMA'lar üzerlerine gelince biraz geri çekiliyor, ardından o pis

demir yığınlarının üzerlerine atlıyorlardı.!. Gencecik çocuklar,

saatlerce TOMA'ları tekmelediler!.. Biber gazı ile tazyikli suyu

tükenen hükümet, geri çekilmek zorunda kaldı.!.

18.00'e doğru Kızılay Meydanı gerçek sahiplerinin eline geçmişti.!.

Elbette ki, iktidar da gerçek sahiplerince ele geçirilene kadar

bu eylemler devam edecektir.!.

Taksim'deki Gezi Parkı'nı “kurtarmak” için başlayan eylemden

sonra, çok önemli bir gerçek ortaya çıkmıştır. Artık bu gerçeği

kimse görmezden gelemez. Perşembe günü gazeteler şu haberi geçtiler:”Adana'da Suriyeli El Kaide bağlantılı El Nursa örgütüne

karşı yapılan operasyonda 2 kg öldürücü sarin gazı ele geçirildi.

Operasyonda çok sayıda silah ve mermiye de el konulmuş!..” (2)

Biliyorsunuz ki, El- Nusra, silahlı, terörist radikal bir İslamcı örgüttür.

Bizim hükümetin de yol arkadaşı sayılır! Birlikte, meşru Suriye

yönetimini düşürmek için mücadele ediyorlar. Hükümetin bu

ortaklığı yasalarımıza göre çok ağır bir suçtur. (3) Reyhanlı'da

patlayan bombalar işte bu örgütün işiydi! “Red-Hack”ın yayınladığı

istihbarat raporlarından anlaşıldığına göre, güya hükümetimiz

önceden alınmış bu istihbarata rağmen, patlamaları önleyememişti.!..

AKP hükümeti, Öcalan'la başladığı pazarlıkla, Türkiye Cumhuriyeti'ne

önemli ölçüde irtifa kaybettirdi. Dış politikada ise, İslamcı terör

örgütleri ile iş tutmaya başlayarak meşruiyetini de yitirdi.!..

Bu yüzden iktidarın gerçek sahibi olan Türk Milleti, genel

seçimleri bekleyemeden, işe el atmak zorunda kalmıştır!..

Başbakanımız, BM Bağımsız Uluslararası Suriye Araştırma

Komisyonu Başkanı Carla Del Ponte'nin, Muhaliflerin sarin gazı

kullandığına ilişkin kuvvetli delillerin tespit edildiği açıklamasını

yalanlayacak şekilde, Suriye'de kullanılan sarin gazının, Suriye

Ordusu tarafından, muhaliflere atıldığını söylemesi ve Esat'ı

bebek katili olarak ilan etmesi bir işe yaramadığı gibi, kendisini

ve ülkemizi zor duruma düşürmüştür!..

İçki yasağı, Atatürk ve İnönü'ye iki ayyaş denilerek yapılan

terbiyesizlik, Üçüncü Boğaz Köprüsü'ne Alevileri katleden

Padişah Yavuz Selim'in adının verilmesi, Atatürk Orman Çiftliğinin

talan edilmesi ve bir bölümünün Amerikalılara verilmesi, Anayasa

Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın, kırmızı çizgili önerilerin süreci yavaşlattığından yakınarak, görevi ile ilgili olmayan siyasi mesajlar 

vermesi dahi, bu yalın gerçekleri ikinci plana düşürmeye yetmemiştir.!..

Bir diğer önemli konu; Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan

2 başkan yardımcısı ile 12 şube müdürünün aynı anda görevden

alınmasıdır. Bu olay bile başlı başına TSK'ya yapılan alçak tertibin

bir itirafı gibidir...

Balyoz ve Ergenekon Davaları'nın  soruşturmasını yapan  ve  kanıtlarını hazırlayan bu ekip, acaba neden görevden uzaklaştırılmıştır.?

İstihbaratçılar, hükümetin Milli Görüş kanadına karşı, özel bir tertibin içerisine mi girdiler.?

Hukuka aykırı işler yaptıkları kesindir.! Yoksa ne diye görevden

alınsınlar? Hükümet, bu görevden almalar ile, aynı zamanda

istihbaratı yönetenlerin, daha önce yaptıkları bütün işleri de

şaibeli hale getirmiştir!.. Aslında bu durum bir itiraf kabul edilmelidir.

Gerçi onların Balyoz ve Ergenekon davaları için hazırladığı

kanıtların sahte ve düzmece oldukları defalarca kanıtlanmıştır.!.

Türk halkının adalet duygusunun ağır yaralanmasına, Amerika'da

eğitilen bu Cemaatçi polisler sebebiyet vermiştir.

Devletin temeli olarak bilinen adaleti, adım adım yine bunlar yok

etmişlerdir.!.

Dolayısıyla, özel görevli mahkemelerde yapılan yargılamaların,

TSK'yı teslim almak için kurgulanmış bir tertip olduğu da bir kez

daha ortaya çıkmıştır.!.

Bu suçun ortakları ise Başsavcı Recep Tayyip Erdoğan ve dava

arkadaşlarıdır.!.

Sadece bu iki önemli olay, hükümete meşruiyetini kaybettirmeye

yetmiştir.!

ABD'nin çıkarlarını korumak için teröristlerle işbirliği yapan ve

komşu bir ülkenin meşru hükümetini devirmeye çalışan

hükümetimizden, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, sarin gazı ile

ilgili olarak açıklama yapmasını istemektedir.!. (4) Diplomatik dilin

dışına çıkılarak tercüme edersek; Rusya'nın, T.C Hükümetini

Suriye'ye saldıran teröristlere sarin gazi vermekle suçladığı açıktır.!..

Şimdi de şu sorulara yanıt arayalım: Emniyet İstihbarat Dairesinin

yönetim kadrosu, hükümete karşı görevden alınmayı gerektirecek

ne gibi hukuk dışı işler yapmıştır.?

Hukuka aykırı bir eylemleri yoksa neden görevden alınmışlardır.?

Bu soruların yanıtı ne şekilde verilirse verilsin, Emniyet

İstihbaratının benzer işlem ve eylemlerini TSK mensupları için

de yaptıkları ortaya çıkacaktır. Bu son duruma göre, Ergenekon

ve Balyoz Davaları temelden çökmüş sayılır.!.

Bu davaların başsavcılığı sıfatını üstlenerek, bütün bu

hukuksuzlukların arkalarında duran Erdoğan hükümeti, bir de bu nedenle meşruiyetini kaybetmiştir...

Yürürlükteki hukukun dışına çıkan ve halkına zulmeden bütün

iktidarlar meşruiyetini kaybetmiş sayılırlar!..

İşte tam da bu noktada devreye, halkın direnme hakkı çıkar.!.

Böyle olunca da meşru” olan hareket, seçilmiş iktidarın ki değil,

onu seçen halkın hareketi kabul edilir!..

Suriye ile savaşın eşiğine gelmek mi önemlidir yoksa Kuzey

Marmara'nın son ormanlık alanının talan edilmesi mi.?

Elbette ki savaş daha hayati öneme sahiptir...

O bakımdan Taksim Gezi Parkı'nda kesilen bir kaç ağaç için Türk

halkı ayağa kalkmamıştır.!.

Reyhanlı'daki patlamalardan önce, Suriye uyruklu bir kişiye ait olan

restoranda, Türk bayrağının cinsel organına sürüldükten sonra

yere atılması, çiğnenmesi ve yakılması ile başlayan gerginlik üzerine, yapılan soruşturmada ortaya çıkan gerçekle, Türk halkının bam teline basılmıştır.!.

Restoranın sahibi Muhammet Quadaymat'ın ABD vatandaşı olduğu

ve ABD Konsolosluğu'nun bu olaya müdahil olduğu ortaya çıkmıştır

ve Türk halkı bunu bilmektedir.!.

Bütün bu yaşananlar karşısında hükümetin gösterdiği sağırlık,

Türk halkının onurunu zedelemiştir.!.

Bu nedenle de olup bitenlere sebebiyet veren AKP Hükümeti,

artık Türk halkının meşru temsilcisi olarak görülemez.!.

Meşruiyetini yitirmiş bu kafası kıyak iktidarı değiştirmek için,

yapılan bütün yasal eylemler, meşru ve haklı kabul edilmelidir.!.

Av. Cemil Can

Kafası Kıyak Bir Hükümet Ve Uyanan Asil Millet.!.

 

DİPNOTLAR:

1.      http://80.251.40.59/politics.ankara.edu.tr/karahan/makaleler/menimuskirat.pdf

2.      http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/22058-sarin-gazi-muhaliflerde.html

3.      Türk Ceza Kanunu, Yabancı devlet aleyhine asker toplama

MADDE 306. -(1) Türkiye Devletini savaş tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak şekilde, yetkisiz

olarak, yabancı bir devlete karşı asker toplayan veya diğer hasmane hareketlerde bulunan kimseye

beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.

4.      http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/22089-sarin-gazini-acikla.html

 

Cemil CAN, Ankara – Haziran.2013

http://www.medyagunebakis.com/ av.cemilcan@hotmail.com,

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa Olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Cemil CAN, Ankara – Haziran.2013

 

Rakı İçerek Yapılanları,

Ayran İçerek Sattılar, Yıktılar..!.  Bekir Coşkun

 

Who İs İt.?  Wanted.!.
"White Men Have Forked Tounge.!"

“Dili Çatallı, İki Dilli Beyaz Erkek.!”

Türkçesi; Yalancı, İki Yüzlü Adam.!.

Kızılderili Deyişi....

 

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin.

Bakarsınız; Yarın Ya Deve, Ya Deveci

Ya da Üstündeki Hacı Ölebilir. İ.İnönü

 

Nene dedim.

“Dedem Sana Hiç Çiçek Aldı mı.?”
Durdu ve Şöyle Dedi:

“Bana Aldığı Fistanların Hepsi Çiçekliydi.!.!”

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir.!”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine,

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88. Sıradadır.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

“Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE..!

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ…

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN..

 

Bir Memlekette, Namuslular, Namussuzlar

Kadar Cesur Olmadıkça, O Memlekette

Kurtuluş Yoktur. İ.İnönü

Ülkeyi Dini İrticadan Kurtarmanın Tek Yolu

Millete Kuran’ı Türkçe Olarak Okutmaktır.

Şartlar Gelişirse İhtilal’ler Hak Olur.

İrtica Başbakan’dan Cesaret Bulursa,

Kim Onun Sokağa Dökülmesini Önleyebilir.?

İrtica’nın Sokağa Dökülmesi İse Ülkenin Kana

Bulanmasıdır. İ.İnönü


Biz Açıkça Milliyetçiyiz...

Ve Milliyetçilik Bizim Yegâne Birlik

Unsurumuzdur. Türk Ekseriyetinde Diğer

Unsurların Hiçbir Etkisi Yoktur. Vazifemiz

Türk Vatanı İçinde Türklüğü Yaşatmaktır.

Türkleri Ve Türklüğe Muhalefet Edecek

Öğeleri Kestirip Atacağız. Ülkeye Hizmet

Edeceklerde Her Şeyin Üstünde Aradığımız

Türk Olmalarıdır. İ.İnönü

 

Kızıldere Şehitleri Ölümsüzdür
Onlar Halkın Yüreğinde Yer Edinmişlerdi
Her Şey Özgür Bir Vatan İçin Dediler
Hiç Bir Tereddüt Etmeden Toprağa Düştüler
Anıları Önünde Saygıyla Eğiliyorum.
Yaşasın Devrim,Yaşasın Sosyalizm..

 

"Siz Bana Din İle Refaha Ulaşmış Bir Toplum

Gösterin, Ben de Size Devrim İle Geri Kalmış

Bir Toplum Göstereyim".  E. Che Guevara

" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP