YENİ ÇERNOBİL’LER OLMASIN.!

ÇERNOBİL'İN BIRAKTIĞI MİRAS. HAYAT İLE BARIŞ, KANSER İLE SAVAŞ..

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

YENİ ÇERNOBİL’LER OLMASIN.!

HAYAT İLE BARIŞ, KANSER İLE SAVAŞ

NÜKLEER SANTRALLER RANT KAYNAĞI

Bugün Tarihin En Ciddi Nükleer Kazası Olarak Tanımlanan Çernobil'in 27. Yıldönümü.

1986 yılında Çernobil nükleer santralindeki bir reaktör güvenlik kontrolleri sırasında patlamış, açığa çıkan radyasyon Avrupa'nın büyük bölümüne yayılmıştı. Kaza sonrasında Ukrayna, batı Rusya ve Belarus'ta yüzbinlerce kişi tahliye edilmişti. Santralin çevresindeki 30 kilometre çapında bir bölgeye girmek hala yasak.
 
ÇERNOBİL'İN BIRAKTIĞI MİRAS

Çernobil faciasının 27'nci yılında, çeşitli illerde eylem yapmaya hazırlanan NKP'nin yönetim kurulu üyesi Özgür Gürbüz, Türkiye'nin nükleer santrale ihtiyacının olmadığını söyledi.
26 Nisan 1986 tarihinde Ukrayna'nın Kiev şehrine bağlı Pripyat kentindeki Nükleer güç reaksiyonunda meydana gelen Nükleer patlamanın 27'nci yılı. Patlamanın ardından 24 saat içinde Pripyat'ta yaşayan insanlar tahliye edilirken, Nükleer patlamanın ardından, Bulgaristan, Avusturya, Beyaz Rusya, Yunanistan, Romanya, Finlandiya, Yugoslavya, Türkiye, İngiltere, Ukrayna ve komşu birçok ülke yüksek oranda radyoaktife maruz kaldı. Ukrayna ve radyasyonun etkilerinin görüldüğü birçok ülkede binlerce insan kanser nedeniyle yaşamını yitirirken, yüksek oranda radyasyon insanları kanser etmekle kalmadı, patlamadan sonraki yıllarda da nükleere maruz kalan birçok insanda genetik bozukluklar, nörolojik ve psikolojik hastalıklar, solunum sistemi bozukluğu, kas iskelet ve deri sistemi bozukluğu hastalıklarına neden oldu.


TÜRKİYE'DE NÜKLEER SANTRAL İSTEMİYORUZ

Çernobil'in 27'nci yılında yaşanan tüm olumsuz deneyimlere rağmen Türkiye'de ısrarla kurulması planlanan nükleer santrallerin tartışılmasının zayıflık göstergesi olduğunu söyleyen Nükleer Karşıtı Platform Yürütme Kurulu üyesi Özgür Gürbüz, yaşanan acılardan ders alınmadığını belirterek, "Türkiye'de halk sokaklara çıkıp, 'ben nükleer santral istiyorum' demiyor, hiçbir zaman da demedi. Kamuoyu araştırmaları ve anketlerde bunun tam tersini söylüyor zaten. Asıl sorun onlar değil asıl sorun onlara ne istediğini sormayan ve merkezi hükümette olup insanlara tercihleri dayatan politikacılar. Türkiye'de nükleer santral halk tarafından istenmiyor; ama hükümetler tarafından dayatılıyor" diye konuştu.

'NÜKLEER SANTRALLER RANT KAYNAĞI'
Nükleer santrallerin para kaynaklarını elinde tutan rant sahipleri için para kazanma kaynaklarından biri olduğunu ifade ediliyor.

"Bu para kaynaklarını ellerinde tutanlar, çoğu zaman hükümetle aynı yerlerde buluşabiliyorlar. Ve böyle bir işi destekleyebiliyorlar. Elektrik üretmemizin binlerce farklı yolu olmasına rağmen nükleer santralde devam ediyorlar" dedi. Nükleer santral yapımı için öne sürülen en ikna edici argümanın, "Türkiye'nin kalkınması ve ekonomik büyümesi" olarak gösterildiğini vurgulayan Gürbüz, "Bu büyüme başlı başına tartışılacak bir konu. Örneğin siz silah satarak da ekonomiyi büyütebilirsiniz; ama silahların tek yaptığı şey insanları öldürmektir. Bunu başlı başına tartışmak gerekiyor.

Nükleer santrallerin ekonomik olarak kalkındırmak için yaptığı tek şey elektrik üretmektir. Elektriği daha çok tüketerek, tükettiğiniz elektrikle mal ve hizmet üreterek ülkeyi kalkındırırsınız. Biz elektriği başka bir kaynaktan üreterek de ülkenin ekonomisinin gelişmesini sağlarız. Bunlar için Türkiye'nin olanakları var" dedi.

TÜRKİYE ENERJİSİNİ ÇOK KÖTÜ KULLANIYOR
Türkiye'nin elektrik üretimi ya da istihdam yaratmak için nükleer enerjiye ihtiyacının olmadığının altını çizen Gürbüz, "Bugün Akkuyu'da kurulması istenen nükleer santralde iş bittiğinde orada çalışan insan sayınız 300 ve çoğu mühendistir. Yani sizin kalifiye olmayan elemanlarınıza istihdam yöntem sağlayan bir alan değildir enerji sektörü.

Oysa örneğin rüzgâr enerjisinde her 1 megavat rüzgâr için 15 kişiye iş sağlanır. Yani 1000 megavatlık rüzgâr santralini Türkiye'de kurarsanız 15 bin kişiye iş sağlamış olursunuz. Dert bu olsaydı gideceğiniz adres nükleer değil başka bir enerji kaynağı olurdu" diye konuştu. "Türkiye enerjisini çok kötü kullanan bir ülke" diyen Gürbüz, "Avrupa'yla kıyasladığınızda aynı işi aynı otomobili, aynı hizmeti üretmek için Avrupa'daki birçok ülkeden iki buçuk üç kat daha fazla enerji harcıyoruz. Bu Türkiye'nin kendi raporlarında da var" dedi.

TÜRKİYE YENİLENEBİLİR ENERJİDE AVRUPA’YA GÖRE DAHA İYİ DURUMDA
Türkiye'de kurulmak istenen nükleer santrallerin amacı birilerinin daha fazla para kazanmak istemeleridir.
"Birkaç şirket ve devlet para kazanacak diye, ölmüş, dünyada terk edilmiş teknolojilerine yeni bir iş kapısı açacaklar diye Türkiye'yi böyle bir riske atamayız. Türkiye'nin radyasyona bulaşmamış topraklarını sırf birkaç şirket birkaç devlet bu işten çıkar sağlayacak diye onlara feda edemeyiz. Almanya ve Danimarka gibi birçok Avrupa ülkesi elektrik üretiminin büyük ölçüde rüzgâr enerjisinden sağlıyor. Türkiye, Avrupa'daki birçok ülkeye göre yenilenebilir enerji kaynakları konusunda daha iyi durumda. Bu da bizim mücadelemizin doğru olduğunu gösteriyor."
Öte yandan, Nükleer Karşıtı Platform üyeleri, Türkiye'de Çernobil faciası sonucu yaşamını yitirenleri anmak ve Çernobil faciasının tekrar yaşanmaması için 26 Nisan'da Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde bir araya gelerek basın açıklaması yapacağını duyurdu.

27 Nisan'da ise Mersin'de yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali'nin tanıtımcısı firma olan Rostom'un önünde eylem yapılacak. 

http://www.halkizbiz.com/gundem/cernobilin-biraktigi-miras-h2051.html

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2013

http://www.medyagunebakis.com/  okkesb61@gmail.com,

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2013

 

ÇERNOBİL'İN TANIKLARI TÜRKİYE'DE

Bugün Çernobil Felaketinin 27. Yıldönümü... Korkunç Kaza Sırasında Bölgede Çalışmış Tasfiye Memurları Deneyimlerini Paylaşmaları İçin Türkiye'ye Geldi.

27. YILINDA ÇERNOBİL PROTESTOSU

Trabzon Dernekleri Federasyonu Sağlık Komisyonu
Çernobil’i Unutmayın, Unutturmayın… Diyor

YENİ ÇERNOBİL’LER OLMASIN

HAYAT İLE BARIŞ, KANSER İLE SAVAŞ

TDF - Trabzon Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Sağlık Komisyonu Başkanı ve Çernobil felaketinin Karadeniz’deki Etkilerini Araştırma Komisyonu Başkanı Hüseyin Ayaz, “Karadenizlinin kanserden ölüyoruz sesine siyasi yöneticiler ikna edici cevaplar veremediği sürece konunun sıkı takipçisi olmaya devam edeceğiz.” Dedi.

 

ÇERNOBİLİN KARADENİZE ETKİSİ YOKMUŞ…!

Biz Kanserden ölüyoruz…

Yetkililer Günü Kurtaracak Şov Amaçlı Açıklamalar Yapıyor…

Genelgelere Hiç Riayet Edilmedi.

Ölçüm Cihazları Karadeniz ’e Çernobil Felaketinden 5 ay sonra gönderildi.

Radyasyonlu Fındık ve Çay Halkımıza yedirildi, içirildi.

Kanser olayında Çernobil’in karşısına Sigara dikiliyor.

Onkoloji Hastaneleri Yapılıyor Fakat Yeterli Miktarda Uzman Personel ve Onkolog Yetiştirilemiyor.  Kanser Konusunda Araştırmalar Yetersiz Kalıyor..!

Bilim Adamlarına ve Siyasetçilere Sesleniyoruz…

Avrupa ekonomik topluluğu 30 Mayıs 1986 gün ve 1707 sayılı karar ile 600 bekerel üzerindeki radyasyon taşıyan gıda maddelerinin kullanımını ve ticaretini yasaklamasına rağmen, yetkililerimiz verdikleri güvenceye uymayarak yurt dışına gönderilen gıdalar aşırı radyon taşıdıkları için ülkemize iade edildiler. Ne yazık ki iade edilen bu gıdalar iç piyasaya sürülerek öğrencilere, askerlere ve ülke genelinde halkımıza yedirildiler. Sesimize Kulak verin..

TBMM Kanser Araştırma Komisyonun Basına Yaptığı Açıklamaların Bilgi Ve Belgelerini İstiyoruz..

ÇERNOBİLİ UNUTMAYIN.. UNUTTURMATIN..!

Çernobil Felaketinin 27. Yıldönümü Nedeniyle Trabzon Dernekleri Federasyonu Çernobil’e Ve Yeni Nükleer Tehlikelere Karşı Bir Kez Daha Dikkat Çekti.

Trabzon Dernekleri Federasyonu Sağlık Komisyonu “yeni Çernobil’ler olmaması için tüm ilgilileri uyardı.” Çernobil ile Birlikte Artan Kanser Hastalıklarına dikkat çektiler ve bunun sadece sigaradandır denilmesine tepki gösterdiler.

“Bilim İnsanlarına Ve Siyasi Yöneticilere Sesleniyoruz. Sesimizi Duyun artık. Karadenizlinin Kanserden Ölüyoruz Sesini Duyun ve Günü Kurtaracak Şov Amaçlı Açıklamalarla Bizleri Kandırmaya çalışmayın.

Kanserden ölüyoruz..

Yeni Çernobiller İstemiyoruz..
ÇERNOBİL SİVİL HAREKETİ

Trabzon Dernekleri Federasyonu yetkilileri; Son yıllarda basına yansıyan, Çernobil ve Çernobil’in Kansere etkileri hakkındaki görüş ve düşünceleri ile Aralık 2010 da yayınlanan Meclis Araştırması Komisyonunun (23.Dönem 5.Yıl 648 Sayılı) Raporu inandırıcı değildir ve gerçekleri yansıtmadığına inanıyoruz. Dediler.

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2013

http://www.medyagunebakis.com/  okkesb61@gmail.com,

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2013

 

 

BASIN BİLDİRİSİ

ÇERNOBİLİN KARADENİZE ETKİSİ YOKMUŞ.!.
TBMM Kanser araştırma komisyonu başkanı Doç. Dr. Sayın Kemalettin Aydın’ın Gümüşhane, Rize ve Trabzon da yaptığı incelemeler sonrası Çernobil faciasının bölgede etkisi olmadığı açıklaması ve geçmişte görevini kötüye kullanan yetkilileri aklama çabaları TDF sağlık komisyonu başkan ve üyelerini   isyan ettirdi.
TDF – Trabzon Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Çernobil felaketinin Karadeniz’deki Etkilerini Araştırma Komisyonu Başkanlığından ciddi uyarı ve tepkiler geldi.

GÜNÜ KURTARACAK AÇIKLAMALARLA KİMSEYİ KANDIRAMAZSINIZ.
2003 yılından bu yana başta Karadeniz olmak üzere ülke genelinde, Çernobil konusu hakkında en kapsamlı çalışmaları kurumları adına kendilerinin yaptığının altını çizen TDF sağlık Komisyonu yetkilileri. Bu kadar büyük boyutlu çalışmalar yapan Karadenizli, Trabzonlu bir Sivil Toplum Kuruluşu dururken, görev alanı sağlık olmayan, böyle bir konu hakkında hiç bir çalışma yapmayan sivil toplum kuruluşlarından alınan eksik ve yanlış bilgilerle yapılan açıklamaların sadece günü kurtaracak açıklamalar olduğu ve şov amaçlı olmaktan öteye geçemeyeceğini belirtti.

KANSERDEN ÖLÜYORUZ.. SİGARA’DA YENİ ÇERNOBİLLER’DE İSTEMİYORUZ.
2003 yılında başta Trabzon olmak üzere tüm bölge insanından gelen kanserden ölüyoruz feryadını gündeme taşıyarak başlattığımız çalışmalarımıza  yetkili kurumlara yazdığımız yazılarla Çernobil faciası öncesinde, facianın yaşandığı günlerde ve sonrasında değerlendirilebilecek  verileri istedik. Aldığımız cevaplarda kanserle ilgili hiç bir veri olmadığını, bu nedenle de geçmişle kıyaslama yapılamayacağı cevaplarını aldık.

Nitekim İstanbul adliyesinde 26.04.2004 tarihinde zamanın yetkilileri hakkında  açtığımız davada geçmişten günümüze mukayese yapacak veri olmadığı gerekçesiyle davamız ret edilmiştir; o gündür bu gündür de başka bir cevap alamadık.
BİLİM ADAMLARI VE SİYASETÇİLERİN VİCDANLARINA SESLENİYORUZ.
Bu gün ne oldu da, ne yapıldı da hiç kimsenin geçmişten günümüze mukayese yapacak bir veri birikimi bulamadığı ortamda, hangi kayıtları, hangi raporları buldular da mukayese yapıyorlar.
Karadeniz de Çernobil’in etkisi yok diye böyle bir açıklama yapan yetkililere bilim adamlarına siyasetçiler sesleniyorum. Şunlara cevap versinler. Versinler de halk aydınlansın.
Çernobil faciası öncesi 14. 09. 1982 tarihinde T.C  sağlık bakanı Prof. Dr. Sayın  Kaya Kılıçturgay  bir genelge yayınlayarak, 1593 sayılı umumi hıfzıssıhha kanununun 64 maddesinin uygulanarak Sağlık Bakanlığı olarak kanser hastalığının ihbarı mecbur hastalıklar konumuna alınmasını istemişti.

Bugün savunmaya kaktıkları zamanın yetkililerinin  hangisi  bu genelgeye uymuş, teşhis ettikleri, buldukları kanserli hastaları sağlık bakanlığına bildirmiş, nerede bunların bilgileri arşivlenmiş söylesinler.?.! Bizde ikna olalım.

SAYIN KANSER ARAŞTIRMA KOMİSYONU BAŞKAN VE ÜYELERİ..

Geçmişten günümüze mukayese edebilecek verilere mi ulaştınız.? Yoksa bu genelgelere yayınlandığı günden beri  uyulmuş olduğunu gösteren dokümanları mı buldunuz da bu gün bu açıklamaları yapıyorsunuz.?

TBMM Komisyonu gibi konunun en üst makamındaki kişilerden ellerindeki verileri, karşılaştırmalı raporları kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz.

Eğer bu bilgiler ellerinde yoksa hala bu açıklamaları yapılıyorsa vay halimize. Genelgelere Hiç Riayet Edilmedi.

29 Ocak 2000 tarihinde dönemin Sağlık Bakanı Doç. Dr Sayın Osman Durmuş yayınladığı genelge ile 14. 09. 1982 tarihli eski genelgeye hiç riayet edilmediğini, bu genelgeye mutlaka uyulması gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu.
Ve konu hakkında ülke genelindeki il sağlık müdürlükleri aracılığı ile gönderdiği yazıda teşhisi konmuş kanser hastalarını üçer aylık zaman dilimlerinde (Mart, Haziran, Eylül, Aralık ayları sonunda) kanserle savaş dairesi başkanlığına bildirilmesi talimatını vermişti.
O DÖNEMDE ÖLÇÜM CİHAZLARI KARADENİZ’E GEÇ GÖNDERİLDİ.

TBMM Kanser araştırma komisyonu başkanı, TBMM Çernobil Faciasının Türkiye deki etkilerini araştırmak üzere 19.01 1993 tarihide 56. birleşiminde kurulan komisyonunun (10.77.82.84) Esas nolu raporunu okumuş olsalardı sadece Trakya ve Marmara da bazı tedbirlerin alındığını. 10 milyon insanın risk altında yaşadığı Karadeniz Bölgesine radyasyon ölçme aletlerinin 4-5 ay sonra gönderildiğini, dolaysıyla bölge halkının kaderiyle baş başa bakıldığını göreceklerdi.

Bu nedenle de bölge halkının ölçüm cihazları gelinceye kadar radyasyonlu mahsulleri çoktan bahçesinden toplamış, sofrasında yemiş, stoklarını tüketmiş olduğunu, bunun için de çok geç yapılan ölçümlerin gerçeği yansıtmadığını anlayacaklardı.
Geçmişten bu güne elimize mukayese edecek bilimsel veriler olmadan yapılan bu tür açıklamalar geçmişte yapılan yanlışların devamını getirmekten öteye gitmeyecektir.
RADYASYONLU FINDIK VE ÇAY HALKIMIZA YEDİRİLDİ, İÇİRİLDİ. DOMUZ GRİBİ AŞISI GİBİ
Zamanın yetkilileri, Avrupa ekonomik topluluğunun 30.Mayıs.1986 gün ve 1707 sayılı karar ile 600 bekerel üzerindeki radyasyon taşıyan gıda maddelerini kullanımını ve ticaretini yasaklamasına rağmen yetkililerimiz verdikleri güvenceye uymayarak yurt dışına gönderdiği gıdalar aşırı radyon taşıdıkları için ülkemize iade edildiler. Ne yazık ki iade edilen bu gıdalar iç piyasaya sürülerek öğrencilere, askerlere ve ülke genelinde halkımıza yedirildiler.
ÇERNOBİL İLE KANSERİ AYRI TUTALIM AMA BİRLİKTE DEĞERLENDİRELİM.

Kanser olayında Çernobil’in karşısına Sigara dikiliyor. Neden.?
Kanser artışlarını konuyu aslında saptırarak, Çernobil in karşısına sigarayı koyarak konuyu buna bağlamaya çalışmak, geçmişte yapılan benzeri hatalardan öteye geçilemeyeceğinin göstergesidir.

T.C sağlık bakanlığı kanserle savaş dairesi başkanlığının 2006 yılında hazırladığı Karadeniz Bölgesi Kanser Ve Kanser Risk Faktörleri Araştırma Raporunun sonuç ve öneriler bölümünde belirtildiği gibi, bölgedeki  yapılan anketlerde muhtarların % 97si gibi büyük bir çoğunluğu bölgede kanser artışlarının Çernobil’e bağlı olduğunu köylerindeki ölümleri tek tek açıklayarak anlatıyorlar.

Daha da önemlisi bölge halkıyla yapılan ankette kanser hastalığına yakalananların yarısından fazlasının sigara içmediği görülmektedir.

Çernobil ile kanser her ne kadar yan yana duruyorsalar da her ikisini ayrı değerlendirerek bir araya getirip tartışmak gerekir.

GÜNÜMÜZDE DE NÜKLEER SIZINTILAR VE RADYASYON GENEL HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR.

Japonya da meydana gelen deprem sonrası FUKUŞIMA Nükleer santralinde meydana gelen arıza sonucu yayılan radyoaktivite bütün dünyayı çok olumsuz şekilde etkileyecektir.

Yanı başımızda Ermenistan da bulunan, Iğdır a 28 km ve Karsa 90 km mesafede bulunan Metsamur Nükleer santrali, pimi çekilmiş Nükleer bir bomba gibi karşımızda dururken, yarı çok geç olmadan halkımızı uyarıyor ve yetkililerimizi gerekli önlemleri almaya davet ediyoruz.

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2013

http://www.medyagunebakis.com/  okkesb61@gmail.com,

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul – Nisan.2013

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin.

Bakarsınız; Yarın Ya Deve, Ya Deveci

Ya Da Üstündeki Hacı Ölebilir. İ.İnönü

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir.!”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine, 

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88. Sırada. 

 

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin. Bakarsınız; Yarın Ya Deve, Ya Deveci

Ya Da Üstündeki Hacı Ölebilir. İ.İnönü

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

 “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE..!

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ…

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN..

 

 

Bir Memlekette, Namuslular, Namussuzlar Kadar Cesur Olmadıkça, O Memlekette Kurtuluş Yoktur. İ.İnönü

Ülkeyi Dini İrticadan Kurtarmanın Tek Yolu Millete Kuran’ı Türkçe Olarak Okutmaktır.

Şartlar Gelişirse İhtilal’ler Hak Olur.

İrtica Başbakan’dan Cesaret Bulursa,

Kim Onun Sokağa Dökülmesini Önleyebilir.?

İrtica’nın Sokağa Dökülmesi İse Ülkenin Kana Bulanmasıdır. İ.İnönü


Biz Açıkça Milliyetçiyiz...

Ve Milliyetçilik Bizim Yegâne Birlik Unsurumuzdur. Türk Ekseriyetinde Diğer Unsurların Hiçbir Etkisi Yoktur. Vazifemiz Türk Vatanı İçinde Türklüğü Yaşatmaktır. Türkleri Ve Türklüğe Muhalefet Edecek Öğeleri Kestirip Atacağız. Ülkeye Hizmet Edeceklerde Her Şeyin Üstünde Aradığımız Türk Olmalarıdır. İ.İnönü

Kızıldere Şehitleri Ölümsüzdür
Onlar Halkın Yüreğinde Yer Edinmişlerdi
Her Şey Özgür Bir Vatan İçin Dediler
Hiç Bir Tereddüt Etmeden Toprağa Düştüler
Anıları Önünde Saygıyla Eğiliyorum.
Yaşasın Devrim,Yaşasın Sosyalizm..

 

"Siz Bana Din İle Refaha Ulaşmış Bir Toplum Gösterin, Ben de Size Devrim İle Geri Kalmış Bir Toplum Göstereyim".  E. Che Guevara

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP