ÖNCELİK, ERDOĞAN'I KURTARMAK.!

Bugün İtibariyle 75 Milyon Türk Milleti Tehdit Altındadır.!. Türkiye'nin, İktidardan Çok Gerçek Bir Muhalefete Gereksinimi Vardır.!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

İmralı Tutanaklarının Tam Metni

ÖNCELİK. ERDOĞAN'I KURTARMAK.!

Bugün İtibariyle 75 Milyon Türk Milleti Tehdit Altındadır.!.  Türkiye'nin, İktidardan Çok Gerçek Bir Muhalefete Gereksinimi Vardır.!

 

Başbakan ise daha ağır bir tehdit altındadır... Bu nedenle o da Türk Milletini tehdit ediyor.!

PKK'nin lideri, bebek katili Apo bile, İmralı'dan ABD adına tehditlerini sürdürüyor:

”Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem komployu boşa çıkaracaktır. Ben komployu aşıyorum. Başarılı olursam, Ne KCK tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum.” (1) diyebiliyor.!

 

Bu kadar ağır baskılar nedeniyle Başbakan'ın alacağı kararlar, vatana ihanet düzeyinde olsa da artık mazur görülebilirler!.. Biliyorsunuz tehdit altında işlenen suçlar affedilebilirler!..

Başbakan'ımızı kurtarmak, bu Yüce Milletin boynunun borcudur artık...

Zira, “nakavt” durumuna düşmüştür ve ne dediğini bilmediği gibi ne yaptığını da bilmemektedir.!

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Türkiye ziyaretinde; Suriye konusunda “En önemli önceliğimiz politik çözüm bulmak” diyerek, hükümetle aynı görüşte olmadığını söylemiştir.!

Bu sözler bir tür tehdit gibidir ve önceki tehditlerin de arkasında durulduğunu göstermektedir!..

 

ÖNCEKİ TEHDİTLER NELERDİ.?

Onları ABD'nin önceki Dışişleri Bakanı Clinton'un, Başbakan'a yazdığı mektuptan öğrenelim... Ne diyordu Clinton.?

“Anlaşmamız TSK’da tasfiyeyle sınırlıydı, siz operasyonu çok aşırı noktalara götürdünüz.!” (2)

 

DİLERSENİZ BU SÖZLERİ BİRAZ DAHA AÇALIM:

1-) Erdoğan kendi ülkesinin silahlı kuvvetlerinin  tasfiye edilmesinde ABD ile anlaşmıştır.

Nitekim bu operasyon sonunda TSK, BOP'nin uygulanmasında etkisiz eleman haline getirilmiştir. Daha sonraki safhalarda Türk askeri, ABD askerlerinin yerini de alabilir mi bunu bilemiyoruz...

Erdoğan, bu ağır suçu, iktidar olma ve iktidarını sürdürmek için ABD'nin baskısı ile işlemiştir.! Bir yere not edelim...

 

2-) Yukarıdaki ifadeden Erdoğan'ın, anlaşma konusu dışına çıkarak, daha başka (kötü) işler de yaptığı anlaşılmaktadır. Bu yapılanları ise, güya ABD onaylamamaktadır.

En azından böyle bir görüntü verilmektedir. ABD yetkilileri, biz bu ikinci kategori suçlarda, AKP ile suç ortağı değiliz demek isterken, aba altından sopayı da göstermektedir.

Birinci suç kadar ağır olmasalar da Türk kamuoyu tarafından öğrenilmeleri halinde, hiç kuşku duyulmasın ki, Erdoğan hükümeti kendi sonunu getirecek başka suçlar da işlemiştir.

BU İKİ AĞIR TEHDİT ALTINDA AKP HÜKÜMETİ BOCALAMAKTADIR.

Üçüncü tehdit ise, ABD'nin Erdoğan'ı deliğe süpürüp, yerine Apo ile Cemaat'ten birine görevi vermesidir.!

Bu görevlendirmenin de ilk işaretleri verilmiştir...

ABD kendi askerini kullandığında pahalıya mal olduğunu Irak'ta test edip görmüştür.

Apo ile İmralı'da yapılan görüşmelerin bilerek sızdırılan tutanaklarından anlaşıldığına göre, bundan böyle Ortadoğu'da, Conilerin yerine Kürtler kullanılacaktır.!

TSK'yı ise, sorun çıkartamayacak bir noktada tutmak işlerine gelir. Dünya petrol rezervlerinin üçte ikisine sahip bu bölgeyi terk edip gidecek değiller herhalde... Belli ki, bu dönemin ucuz askeri Kürtler olacaktır.

Baksanıza komutanları Apo, ABD emrine vereceği Kürt asker sayısını bile vermektedir: “Şu an Suriye’de 50 bin, Kandil’de 10 bin, İran’da 40 bin var” diyor... 

Apo, Çekildiğimiz yerlerde gerilla büyüyecek diye ekliyor da... Adamlarını aldatmaya devam ediyor tabi.! Türkiye'deki destekçilerine; çekilsek de bir şey olmaz demek istiyor bir bakıma.! Yedek kuvvet olarak, sınır dışındaki Kürt militanları gösteriyor.

Bu beyandan anlaşılmaktadır ki, PKK'nın niyeti silah bırakmak değildir.! Tam aksine, amaçları silahlı gücünü daha da büyütmektir.

Dolayısıyla Erdoğan'ın, silahlarınızı toprağa gömün ve güvenle başka ülkelere gidin şeklindeki sözleri, samimi olarak üzerinde anlaşmaya varılmış bir hususu yansıtmıyor. Bu sözlerin halkın gazını almak için söylendiği bellidir...

BU OYUNDA KÜRTLER YİNE PİYONDUR...

Bir de Cemaat'in Başkanlık Seçimlerinde Erdoğan'la yollarını ayıracağı senaryosu konuşuluyor. AKP açısından durum oldukça ciddidir... Mutlaka dikkat etmişsinizdir; Apo Başkanlık konusunda Erdoğan'ı destekleyeceğini söyledi. Diyeceksiniz ki, bu işin terörü bitirmekle, anaların gözyaşlarını dindirmekle ne ilgisi vardır.!

Haklısınız, yoktur elbette. Süreçolarak yutturulmak istenen dolmanın, bir alış veriş olduğu zaten buradan bellidir!.. Tıpkı eski CHP Genel Başkanı Baykal'ın dediği gibi yapılan Ulus devleti ver, başkanlığı al pazarlığıdır.!

Bu noktada Erdoğan, ABD'nin bütün isteklerine evet demek zorundadır.! Ona hiç tercih hakkı bırakılmamıştır.!

Aksi halde, ABD görevi Apo ile Fetullah Hoca'nın bir adamına verebilir.! Bu da Erdoğan'ın baldıran zehrini içip, tarihin tozlu sayfaları arasındaki yerini alması anlamına gelir.!

Kovboy blöf yapmıyor. Tehditler dünya kamuoyu önünde ve açık olarak yapılmaktadır.!

ABD'nin çiçeği burnundaki Dışişleri Bakanı Kerry, Başbakan Erdoğan'ın Avusturya'da 5. Medeniyetler İttifakı Forumu'nda söylediği, “Tıpkı siyonizm, antisemitizm gibi, tıpkı faşizm gibi İslamofobiyanın da bir insanlık suçu olarak görülmesi kaçınılmaz hal almıştır” sözlerine katılmadığını ifade ettikten sonra, Türkiye'nin yerinin, İsrail'in yanı olduğunu vurgulaması, Erdoğan'da soğuk duş etkisi yapmıştır.!

Mavi Marmara Baskını ve Davos'taki “one minute”  krizi ile toplanılan puanlar, bu hamle ile geri alınmıştır.!

Kerry, hükümetin Türkiye-İsrail ilişkilerini bir an önce düzeltmesini ve Ermenistan ile diyalog kapısının açılmasını hatırlattıktan sonra, Ankara-Bağdat arasındaki gerginliğin de azaltılmasını istemiştir.!

Bu kadarla yetinmemiş, İsrail'e engel olmayın diyerek, Türkiye'nin İsrail'e yönelik NATO vetosunun tam anlamıyla kaldırılmasını buyurmuştur.! Anlayacağınız, stratejik model ortağımız, dış politikada da AKP'ye hiç inisiyatif alanı tanımamıştır.!

Bu Durumdan Ülkemizin Başbakanını Kurtarmak, Elbette Ki Türk Halkının Görevidir.!

Aksi halde, ABD akla gelmedik işleri bu hükümete yaptırabilir!.. Hükümeti bu baskılardan kurtarmak, ülkemizin ve halkımızın yararınadır. Bu nedenle yerel seçimlerden başlayarak, AKP'ye verilen halk desteğinin hızla geri çekilmesi şarttır. Bu noktadan itibaren AKP'ye destek vermek, Erdoğan'ın sonunu da hazırlamakla eş anlamlıdır... AKP'ye destek verenlerin, konuya bir de bu açıdan bakmalarını öneririm.!

Diğer yandan, ABD İkinci İsraili kurma çalışmasında, Türkiye'ye verdiği görevin eksiksiz olarak yerine getirilmesini istemektedir. PKK'nın affı ile devam edecek sürece karşı çıkacak olan ulusalcılar, peşinen “düşman” olarak ilan edilmişlerdir. Bu süreçte, ulusalcıların hedef gösterileceği ve başarısızlığın onların üzerine yıkılacağı açıktır. PKK ve yeni ortağı AKP, bölünme anayasasına karşı çıkacak kesimleri faşistolmakla suçlamaya başlamışlardır... 

Nitekim Öcalan peşin peşin: CHP ve MHP Ulusalcılığı, Hitler Milliyetçiliğinin Aynısıdır. Zaten kuruluş tarihi de aynıdır. Anayasanın önüne de bunlar dikilecekler” diyerek, bu aşağılık kampanyayı başlatmıştır...

Sinop ve Samsun olaylarını da bu yolun açılması için düzenlenmiş tertipler olarak düşünmek gerekir...

Y-CHP'nin iki numaralı ismi Nihat Matkap ise, Apo'nun CHP içerisindeki sözcüsü gibi konuşmaya başlamıştır. Matkap: “Öcalan'ın önerdiği 'vatandaşlık' tanımı CHP programındaki 'milliyetçilik' tanımı ile uyuduğunu” söylemiştir.

Ona göre, CHP'liler nasılsa CHP Programı'nı bilmiyor, bu nedenle dilediği gibi atıyor.!

Halbuki, Anayasamızdaki Türk tanımının CHP Programı ile örtüştüğünü kendisinden başka bilmeyen kalmamıştır.?

Belli ki, Nihat Matkap da kendisine verilmiş görevini yapıyor.!

Öcalan, “Özgür iradesi ile kendisini bu ülkeye bağlı hisseden herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır” demişti.!

Anlaşılan Matkap'ın da diğer TESEV'ciler gibi Türk sözcüğüne allerjisi var.!

AKP-PKK ortaklığı karşısında, Y-CHP yönetimi ne yazık ki, dik duruş gösteremiyor. Kılıçdaroğlu, geleneksel CHP çizgisi ile görevarasında bocalamaya başladı...

Biliyorsunuz Kılıçdaroğlu, "İkinci Kürt Açılımı" başladığında 4 temel ilkeden söz ederek AKP'YE KREDİ AÇMIŞTI:
"Bir, samimi ve dürüst olacaksınız. İki, gizli kişisel bir ajandanız olmayacak. Üç, millete izah edemeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz. Dört, ana muhalefet partisine veya 
millete bilgi vereceksiniz. Bunları yapmazsanız bu sorunu çözemezsiniz" demişti... (3) 
Şimdi ise, Erdoğan'ı kastederek,
"TBMM'nde gizli bir oturum yaparak, yapılan görüşmeleri bize aktarmak zorundadır" demektedir... (4)
Ne oldu da bir kaç gün içerisinde, Meclis'te 
gizli bir oturum yapılarak, ana muhalefete bilgi verilmesini yeterli bulunabilmektedir.?

CHP, halktan gizli iş çevrilmesine nasıl olur verebilir, anlamak mümkün değildir.!

Habur'daki çadır mahkemesini unutmadık. Oslo görüşmeleri de çocukların elinde dolaşıyor.

İmralı’daki görüşmenin tutanakları daha yeni yayınlanmış.

Gizli Saklı Bir Şey Kalmamış.! Kılıçdaroğlu Gizli Oturumda Ne Öğrenmeyi Bekliyor Acaba.?

Böyle bir görüşme CHP'ye ne katabilir? Olayın içerisindeyiz inancını vermekten başka, hiç bir işe yaramayacak olan bu taleple, belli ki birilerine göz kırpılıyor.!
Yaşanan gelişmeler açık olarak ortaya çıkarttı ki,
CHP'nin başına acilen siyaset bilen ve CHP Programını özümsemiş bir liderin geçmesi gerekiyor. Bir kaç gün içerisinde fikir değiştiren ve neden değiştirdiğini kendisi dahi bilmeyen bir liderle, muhalefet görevinin doğru olarak yerine getirilmesi olanaksızdır.!

Zira Türkiye'nin, iktidardan çok muhalefete gereksinimi vardır.!

 

Av. Cemil Can

http://chp-muhalefethareketi.biz.tr/

 

DİPNOTLAR:        

1.http://siyaset.milliyet.com.tr/iste-imrali-daki-gorusmenin-tutanaklari-basarisizlikta-ben-yokum-/siyaset/siyasetdetay/28.02.2013/1674358/default.htm        

2.http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/clintondan-tayyipe-gizlenen-mektup-h9211.html        

3. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22297831.asp             4.http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1123530&CategoryID=77

 

 

Cemil CAN, Ankara – Mart.2013

http://www.medyagunebakis.com/  av.cemilcan@hotmail.com,  

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Cemil CAN, Ankara – Mart.2013

 

 

ERDOĞAN'I KURTARMAK-II

“Kabul etmek gerekir ki, Erdoğan cahil bir adamdır.” Geçen birkaç hafta içinde yurt dışında ve yurt içinde cahilliğine 3 kez vurgu yapılmıştır.

Doğru bir tespit yapıldığından olacak ki, oralı bile olmadı. Erdoğan, dünyada "cehaleti" sermaye olarak kullanabilen tek siyaset adamıdır ve kabul etmek gerekir son derece de başarılı sayılır.!

Erdoğan'ın; “Avusturya'da 5. Medeniyetler İttifakı Forumu'nda söylediği, “Tıpkı siyonizm, antisemitizm gibi, tıpkı faşizm gibi İslamofobiya’nın da bir insanlık suçu olarak görülmesi kaçınılmaz hal almıştır.” sözlerine, Yahudi çevrelerinden kınama yağdı.

Recep Bey'in umurunda bile değil. İsrail Gazetesi Jeruselam Post'un haberine göre, İsrail Dışişleri Sözcüsü Yigal Palmor, Erdoğan'ın bu demecine ilişkin “sadece cehaleti yansıtan içi boş sözler” yorumunu yaptı. Recep Bey tınmadı bile.!

Moskova Hahambaşı ve Avrupa Hahamlar Konferansı Başkanı Pinchas Goldschmidt, “Bu Yahudi halkına ve özünde barış olan bir harekete yapılmış cahilce ve nefret dolu bir saldırıdır” dedi... Onu da duymadı.!

Hakkında söylenen bu sözler hoşuna bile gitti denebilir.! Zira sermayesine sermaye kattı.!

Başbakan Erdoğan, Ord. Prof. Şevket Aziz Kansu tarafından kaleme alınmış olan ve Uluslararası 18. Antropoloji ve Prehistorik Arkeoloji Kongresi için hazırlanmış Türk Antropoloji Enstitüsü Tarihçesi adlı eseri, Meclis'teki Grup Toplantısı'nda eline alıp, milletvekillerine göstererek: ”Bu insani midir.? Vicdani midir.? Bunun bizim ruh dünyamızda, inanç dünyamızda yeri olabilir mi.?” şeklinde sözler etti. Korkunç da alkış aldı.!

Bu cahilce sözler, her uygar insan gibi Prof. Dr. Celal Şengür Hoca'nın da tüylerini diken diken etti. Hoca, bilim adamı kimliğiyle, Erdoğan'a haddini bildirmeye karar verdi ve bir köşe yazısı kaleme aldı. Yazıda doğrudan Erdoğan'ın cahilliğine vurgu yapıyor.! (1) Mutlaka okumanızı öneririm.

Büyük olasılıkla, bu niteleme nedeniyle, Erdoğan ve danışmanları yine ellerini ovuşturmaya başladılar... Ne de olsa, ilk seçimlerde istismar edilecek yeni bir konu daha buldular... Sermayelerini katladılar.! O nedenle bu ülkede aydınların işi cahillerden çok daha zordur.!

Medeniyetler İttifakı Formu'ndan sonra, Yahudi çevreler Erdoğan'ı itibarsızlaştırma işine bayağı hız verdiler.

ABD'de iğrenç bir kampanya başlatıldı. ABD yönetimi, acaba ünlü teröristlerle aynı kategoride gösterilmesine ses çıkartmadığı Başbakanımıza, deliğe süpürülme zamanın geldiğini mi hatırlatıyor.?

Diplomaside hiç yeri olmayan “cahil” nitelemesinin, bir ülkenin başbakanı için yapılmış olması ciddi bir uyarıdır. Yetmiyormuş gibi ABD'lilerin en nefret ettiği Müslüman teröristler ile dost bir ülkenin başbakanını eş değerde ve aynı karede göstermek, akıl alacak iş değildir.

Böyle bir durum, en kaba uyarının bile çok ilerisinde, tehditten de öte bir anlam taşır.!

Başbakanımızın en kötü fotoğrafı, dost ve müttefikimiz, aynı zamanda model ortağı olduğumuz ABD'nin üçüncü büyük şehrinde, pek yakında aranan teröristler listesine adı yazılacakmış gibi, belediye otobüslerinin reklam panolarında, yanına mahkum olduğu Ziya Gökalp'ın o ünlü mısrası da yazılı olduğu halde, sokak sokak dolaştırılmaya başlandı.!

Aşağıdaki videoda (2) izleyeceğiniz gibi, o afişler Amerika'nın en büyük kentlerinden Shikago'da otobüslerin üzerlerine ilan gibi yerleştirildiler...

Dostumuz ABDnin ne yapmaya çalıştığını anlamak için, Amerikan Özgürlüğü Savunma Girişimi (American Freedom Defense İnitiative) adlı kuruluşun, bu afişler üzerine ne yazdığını bilmemiz gerekiyor.

Afişlerin tercümeleri aşağı yukarı şöyledir:

Ünlü terörist USAME BIN LADIN'nin fotoğrafının yanına:

İlk işimiz İslam'a davettir. Bu onun cihadıdır, seninki nedir.?

T.C. Başbakanı RECEP TAYYİP ERDOĞAN'ın fotoğrafının yanına; Camiler kışla, kubbeler miğfer, minareler süngü ve müminler askerdir. Bu onun cihadıdır, seninki nedir.?”

1 Mayıs 2010'da bomba koyduğu arabayı New York'taki Time Meydanına park ettikten sonra, yakalanan Pakistan asıllı Müslüman bombacı FAISAL SHAZAT'ın fotoğrafı yanına:

Allah için savaş kutsaldır. Silahlar İslamiyet'te her Müslüman için ödev ve yükümlülüktür. Bu onun cihadıdır, seninki nedir.?”

5 Kasım 2009 tarihinde Teksas'taki Fort Hood Askeri Üssünde, tek silahla 13 kişiyi öldüren ve 29 kişiyi de yaralayan, Filistin kökenli bir Müslüman olan Amerikan Ordusu'nda görevli Binbaşı NİDAL HASAN'ın fotoğrafının yanına:

Allahü Ekber diye bağırarak kurbanlara ateş etmek, doldurup tekrar tekrar ateş etmek gerekir. Bu onun cihadıdır, seninki nedir.?”

HAMAS MTV üyesi bir Arap teröristin fotoğrafı yanına:

Yahudileri öldürmek, bizi Allah'a yaklaştıran bir ibadettir. Bu onun cihadıdır seninki nedir.?” yazılmıştır.! (3)

Sıralamada Usame Bin Ladin'den sonra, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ikinci sırada yer alması, geçiştirilecek bir olay değildir. Bu olay, en hafifinden diplomatik bir skandaldır. ABD yetkililerinin bu duruma sessiz kalması anlaşılır gibi değildir.

Şikako'daki Türkiye Büyük Elçiliği, ABD yetkilileri nezdinde bir girişimde bulunmuş mudur bilmiyoruz. Bulunmamışsa o da ayrı bir rezalettir. Bir an için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, ABD Başkanı Obama'nın fotoğrafını bizim teröristlerle aynı fotoğraf karesi içerisinde belediye otobüslerinin ve bilbordların üzerine koyduğunu düşünün. ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone, o anda Başbakanlık binasında biter.! Kim bilir birkaç saat içinde kaç kişinin kulağı çekilir ve kaç kişi işinden olurdu.!.

Her neyse, böyle bir karşılaştırma yapmak belki de doğru değildir. Bu olaydan çıkartacağımız ders çok daha önemlidir.

Bu işi yapan girişim, belli ki İsrail'e yakın ve Radikal İslam'a karşıdır. Ama sonuçta bunu yapanlar müttefikimiz olan ABD'nin bir veya birkaç yurttaşıdır. Bu duruma, Obama neden ses çıkartmaz, anlamak mümkün değil.!

Acaba şimdi de hükümetimize beyzbol sopası yerine, bu afişler üzerinden mi mesaj verilmektedir.? Bizimkilere; yakında hepinizi terörist ilan edebiliriz, aklınızı başınıza devşirin mi demek istiyorlar.? Öyleyse eğer, hükümetimiz ciddi bir tehdit altındadır. Bu nedenle iş yine bize düşüyor demektir.!

Bu olayla birlikte, kozmik odalardan alınıp, sızdırılan belgeleri düşünelim. Biliyorsunuz Arınç'a suikast iddiası ile Özel Kuvvetler'in kozmik odalarına girilmiş ve en gizli sırlarımız kopyalanarak, özel görevli mahkemenin kasalarında saklanmaya başlanmıştı. Nasıl olduysa, bir süre sonra, bu gizli planlar, MİT  tarafından TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na verilmişler.!.?

Şimdi ise, belgeler Zirve Yayınevi dava dosyası içerisinden çıktılar. Belgeleri ele geçiren taraf, her zamanki gibi Taraf gazetesidir elbette.

Bu beyler isimlerin üzerini örterek, sanki çok gerekliymiş gibi belgeleri hemen yayınlamışlar.

Bu gazetecilik olayıgerçekten de en gizli sırlarımızın ifşası niteliğindedir...

Zira TSK'nin, düzenli ordu biçiminde savaşamayacak duruma düşmesi halinde, en yetenekli subayların kontrolünde, tıpkı 70'li yıllarda, Kıbrıs'ta olduğu gibi halkın sivil direnişini örgütleyecek olan kanaat önderleri ve yurtseverler deşifre edilmişlerdir.!.?

TSK'nın savaşma gücü iyice kırıldıktan sonra, ne yazık ki, sivil direnişçilerin de isim listesi düşmanın eline geçmiştir.!

Bu noktadan itibaren, hükümetimizin kolu kanadı kırılmıştır denebilir. Artık hükümetiniz her türlü şantaja boyun eğebilir. Anlaşılıyor ki, hükümeti kurtarmak yurttaşlık görevi olarak yine bizim üzerimize yıkılmıştır.

Bu Nedenle Öncelikle Ve Gecikmeksizin, İlk Seçimlerde AKP'yi İktidardan Uzaklaştırmak Şart Olmuştur.

AKP için siyasi bir yenilgi gibi gözükecek olsa da, bu eylem aslında onlar için bir kurtuluş olacaktır...

Av. Cemil Can

http://chp-muhalefethareketi.biz.tr/

 

 

DİPNOTLAR

(1) http://www.gazeteport.com.tr/haber/128570/sayin-basbakan-bilim-karsisinda-haddinizi-biliniz_#ixzz2MTQy

(2) http://youtu.be/wQTPviwktDo

(3) http://freedomdefense.typepad.com/

 

Cemil CAN, Ankara – Mart.2013

http://www.medyagunebakis.com/  av.cemilcan@hotmail.com,  

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

Cemil CAN, Ankara – Mart.2013

 

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir.!”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine, 

Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş

Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi

İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’

Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’

Arasında 88.Sıradadır. 

 

Hiç Bir Şey İçin Aşırı Endişe Etmeyin.

Bakarsınız, Yarın; Ya Deve, Ya Deveci

Ya Da Üstündeki Hacı Ölebilir. İ.İnönü

 

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

 “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi bitmeli,

Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE..!

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ…

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN..

 

 

Bir Memlekette, Namuslular, Namussuzlar Kadar Cesur Olmadıkça, O Memlekette Kurtuluş Yoktur. İ.İnönü

Ülkeyi Dini İrticadan Kurtarmanın Tek Yolu Millete Kuran’ı Türkçe Olarak Okutmaktır.

Şartlar Gelişirse İhtilal’ler Hak Olur.

İrtica Başbakan’dan Cesaret Bulursa,

Kim Onun Sokağa Dökülmesini Önleyebilir.?

İrtica’nın Sokağa Dökülmesi İse Ülkenin Kana Bulanmasıdır. İ.İnönü


Biz Açıkça Milliyetçiyiz...

Ve Milliyetçilik Bizim Yegâne Birlik Unsurumuzdur. Türk Ekseriyetinde Diğer Unsurların Hiçbir Etkisi Yoktur. Vazifemiz Türk Vatanı İçinde Türklüğü Yaşatmaktır. Türkleri Ve Türklüğe Muhalefet Edecek Öğeleri Kestirip Atacağız. Ülkeye Hizmet Edeceklerde Her Şeyin Üstünde Aradığımız Türk Olmalarıdır. İ.İnönü 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP