HENRİ PROST, CUMHURİYET VE İSTANBUL.!

Fenowomen Gazeteci-Yazar Özler Aykan’ın 2013 Yılının İlk Gününde, Yurt Dışında Kaleme Aldığı Marka şehir ve Prost Planı Yazısı…

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

HENRİ PROST,

CUMHURİYET VE İSTANBUL.!

Özler AYKAN - 15 Ocak 2013, Salı -10.46

 

Fenowomen Gazeteci-Yazar Özler Aykan’ın 2013 Yılının İlk Gününde, Yurt Dışında Kaleme Aldığı Marka şehir ve Prost Planı Yazısı…

 

‘Marka Şehir’, İletişim Biliminde Literatüre Son On Yıl İçinde Girmiştir. Bu Alanda Yapılan Akademik Çalışmalar Her Geçen Gün Büyük İvme Kazanmaktadır.

Artık marka değeri yüksek bir üründen bahsedebildiğimiz gibi, marka değeri yüksek bir şehirden de bahsedebiliyoruz.

Ancak bu olumlu gelişmelerin yanı sıra,  ülkemizde ‘Marka Şehir’ yaratılmasının kimin işi olduğu konusunun hala netlik kazanmamasını ya da sözde yaratıcı makyaj hamleleri sayesinde, bir şehrin markalaştırıldığına inanılması ilginç bir tezatlık arz ediyor.

Sadece birkaç bilimsel yayına göz atmamız dahi, bir markanın yaratılması ve konumlandırılmasındaki önceliğin kesinlikle iletişimcilerin işi olduğunu, neden/niçin sorgulamasıyla birlikte anlayabilmemiz için yeterlidir.

Marka Isrardan Ve Sabırdan Doğar…

‘Marka Şehir’ olmak için uzun soluklu planlama ve uygulama ile istenen sonuçlara ulaşılabileceğini de kabullenmemiz gerekir.

Bu uzun soluklu planlama da iletişim biliminin ruhudur...

Marka konumlandırmasının üzerine inşa edilecek şehir özelliğinin, sadece o şehrin bürokratlarının kararlarıyla değil, araştırma şirketlerinin, pazarlama danışmanlarının ve iletişim akademisyenlerinin bilimsel çalışmalarıyla yürütülerek belirlenmesi en doğrusudur.

Yani, disiplinler arası bir işbirliği zorunludur. Kaldı ki, dünyada yapılmış ve yapılmakta olan tüm ‘Marka Şehir’ çalışmalarının örnekleri de beni doğruluyor. Başarıyla yaratılmış tüm ‘Marka Şehir’ projelerinin arkasında dev bir iletişim ordusu bulunuyor…

Ayrıca, bazı teorisyenlerin bir şehrin kentsel dönüşümünü sağlamaksızın marka olabileceğine dair tezlerine de katılmıyorum. Markanın kalıcı ya da sürdürülebilir olabilmesi için öncelikle kentsel dönüşümü tamamlanmalıdır.

2013 yılının ilk gününde, yurt dışında kaleme aldığım bu yazımda, siz değerli okurlarımızı, yedi tepeli İstanbul’umuzun, tarihsel arka planından hareketle bilimsel bir yolculuğa davet ediyorum. Birlikte, Cumhuriyet’in ilanından sonra şehrimizin kentsel yapılanma sürecinin duraklarında inelim ve İstanbul’un ilk şehir planlaması olan Prost Planı’na doğru yürüyelim. Kilometre taşlarında ise düşünmek için mola verelim…

İstanbul şehrinin 11.yüzyılın başından beri Osmanlı İmparatorluğu için çalışan birçok Avrupalı mimarı tanıdığı bilinmektedir. Ancak bunlar arasında İstanbul’un ilk şehir planı olan Prost Planı’nı hazırlayan Henri Prost’u, günümüzde dahi şehrin peyzajını etkileyen çalışmalarından ötürü ayırmak gerekir.

Bu planı daha iyi anlayabilmemiz için, 1. Dünya Savaşı sonucunda Avrupa haritasından silinmiş Osmanlı İmparatorluğu üzerine kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına dönmemiz gerektiğine inanıyorum. 

 

Mustafa Kemal Atatürk,  1933 yılında, yeni başkent Ankara’nın imarı ile ilgili şehircilik planını başlatmıştır.

Alman mimar Hermann Jansen tarafından 1928 yılında hazırlanan Ankara’nın nazım planı, 23 Temmuz 1932 yılında kabul edilen plan, 1933 yılında uygulamaya konulmuş ve Hermann Jansen, 1939 yılına kadar Ankara ile Berlin arasında gidip gelmiştir.

Erken Cumhuriyet dönemini araştıran modernist tarihçiler için, ulus-devletin modernleşme projesini temsil eden Ankara ve Cumhuriyet’in başarısı özdeşleşmiştir:

Ankara Jansen Planı, seküler reformları mekânsallaştırarak, ulus-devletin simgesi olmuştur. Ankara’nın önemine ve yapılan yatırımlara karşın, araştırmacılar, üç imparatorluğa başkent olmuş 2700 yıllık İstanbul’u ‘ihmal edilmiş’, ‘çok dinli’ ve ‘çok dilli’ kozmopolit bir merkez olarak sunmuşlardır.

Oysaki 1930’ların başından itibaren, Cumhuriyet yönetimi giderek artan bir biçimde kozmopolit “Pay-i Taht”a yönelmiştir.

Ankara Planı, oluşturulma ve uygulama süreci ile başkent için çıkartılan özel kanunlar çerçevesinde, ulusal ölçekte örnek oluşturmuş ve bu süreç, İstanbul için de bir ilham kaynağı olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, şehircilik çalışmalarını başlattıktan sonra, yüzünü İstanbul’a dönmüş ve şehrin fethinden itibaren cami olarak kullanılan bazı dünyaca önemli tarihi Bizans kiliselerinin müzeye dönüştürme kararlarını yasalaştırmıştır. 

Bu kararını takiben, yüzyıllardır tesadüfi gelişmelerin sonucunda bakımsız kalan İstanbul’un planlama sorununun, daha modern, hijyenik ve güzel bir şehir yolunda çözümü için, iyi bir eğitim almış, batının ve doğunun kentsel dokusuna hakim, İstanbul ve Türkiye’yi çok iyi bilen bir tasarımcıda karar kılmıştır.

Bir başka deyişle, ‘Muâsır Medeniyet Seviyesi’ne ulaşmayı hedeflediği için, İslâm kentlerinde görev almış batılı bir uzmanı tercih etmiştir.

Bu uzman, Fransız kent tasarımcısı mimar Henri Prost’dur.

Kanaatimce, Mustafa Kemal Atatürk’ün Henri Prost üzerinde ısrar etmesinin gerekçesini anlayabilmemiz için, ünlü şehircinin mesleki kariyerine göz atmamız faydalı olacaktır.

Yüksek Mimar Henri Prost (1874–1959);

Paris’te, ENSB-A École Nationale Supérieure des Beaux-Arts’dan en yüksek dereceyle mezun olduktan sonra, Fransa’nın en başarılı mimarlarına verilen ‘Prix de Rome’ ödülünü kazanmış ve kariyerine Roma’da, Villa Médici Akademisi’nde devam etmiştir.

 

Fransız Hükümeti’ne bağlı olan ve dünyanın en başarılı sanatçılarının yetiştirildiği Villa Médici Akademisi’nde, sezgilerinin sınırlarını aşan, sanatsal, tarihsel ve sosyal araştırmalara sıkı sıkıya bağlı Tony Garnier, Léon Jausseley, Ernest Hébrard ile birlikte çalışarak kent yenilenmesi üzerine düşünceler geliştirmiştir (1902–1907).

Henri Prost, akademide geçirdiği beş yıllık süre zarfında Ayasofya’nın da yer aldığı pek çok tarihi anıtın rölövelerini ve arkeolojik etütlerini gerçekleştirmiştir.

İstanbul’un Bizans dönemi anıtlarını da içeren bu dönem çalışmalarının daha sonra İstanbul’a karşı olan ilgisi ve yaklaşımı üzerinde büyük etkisi olmuştur. 

Henüz genç bir mimar olan Prost, akademideki ikinci yılından itibaren mecburi olan geleneksel doğu gezisi ve mimari araştırmaları için Bursa ve İstanbul şehirlerini seçmiştir. İlk olarak 1903 yılında İstanbul’a gelmiştir.

İstanbul’un iki kıtayı birleştiren kara ve deniz yollarının birleşiminde, doğuyu batıya bağlayan noktada olması, muhteşem coğrafyası, şehrin dinamiği ve en önemlisi de tarihi zenginliği başarılı mimarı âdeta büyülemiştir. 

İstanbul’da;

M.Ö. 658 yılında kurulmuş Byzantion’u,

M.S. 193’te İmparator Septim Sever ile Roma İmparatorluğu şehrini,

M.S. 324’te İmparator Konstantin tarafından kurulan Roma İmparatorluğu başkentini,

Justinyen ile Bizans İmparatorluğu başkentini ve nihayet 1453’te Osmanlı İmparatorluğu başkentine ait Avrupa’yı derinden etkilemiş dört büyük medeniyetin bıraktığı anıtlara ve izlere tanık olmuştur.

Bu nedenle, master projesini de Sultan’ın özel izniyle Ayasofya üzerine tamamlamıştır (1904–1905 ve 1906–1907). Bir yıla yakın süre İstanbul’da, Ayasofya’nın restorasyonu ile ilgili ön çalışmalarını gerçekleştiren Prost’un o döneme ait muhteşem Ayasofya çizimleri - eskizleri günümüzde, Paris Mimarlık Akademisi’nin ana salonunda sergilenmektedir.

Çalışmasının 5 ciltte derlenmiş orijinali 5 Şubat 1975 tarihinde, yardımcısı Jean Royer tarafından, dönemin Paris Büyükelçimiz olan İsmail Erez’e, Türkiye’ye armağan olarak gönderilmek üzere teslim edilmiştir.

Böylece de bu kıymetli etüt, Türk Hükümeti’ne geçerek Arkeoloji Müzesi’nde korunmaya alınmıştır.

Aynı şekilde ciltli ancak daha az etkin notları ve açıklamaları ise günümüzde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi arşivinde bulunmaktadır.

Özler AYKAN - 15 Ocak 2013, Salı -10.46

 

 

 

Henri Prost.!

Henri Prost est né à Saint-Denis le 25 février 1874 et mort à Paris le 17 juillet 1959
Il commence ses études à l'École spéciale d'architecture, puis est admis en 1893 à l'École des beaux-arts, dans l'atelier Lambert. Après avoir été trois fois logiste, il obtient le premier Grand Prix d'architecture en 1902 sur le programme "Une Imprimerie nationale". 
Pensionnaire de l'Académie de France à Rome, il séjourne à la villa Médicis. Il choisit pour son envoi réglementaire de 4e année la reconstitution de Sainte-Sophie de Constantinople. 
Rentré en France, il remporte en 1910, le premier prix du concours international pour le plan d'extension d'Anvers. En 1911, ses dessins de restauration de Sainte-Sophie sont exposés au Salon des artistes français qui lui décerne sa médaille d'honneur. 
La même année, il fonde, avec Agache, Auburtin, Bérard, Jean-Claude-Nicolas Forestier, Hénard, Hébrard, Léon Jaussely, Parenty et Redont la Société française des urbanistes (SFU). 
En 1913, sur la recommandation de G. Risler (section d'hygiène urbaine et rurale du Musée social), il est appelé par le maréchal Lyautey pour diriger les services d'architecture du Protectorat au Maroc. À ce titre, il établit les plans directeurs de Casablanca, Rabat, Fès, Meknès, Marrakech et élabore le projet pour la Résidence générale de Rabat. 
En 1923, il quitte le Maroc, mais poursuivra l'œuvre commencée depuis la métropole. Dans le cadre de la loi du 4 mars 1919 sur les plans d'aménagement des villes, il est chargé en 1923 du plan directeur de la côte varoise. Il conçoit une ossature de voies de communications reliant les communes du littoral, qui repose sur un axe principal, la route des Maures et ses prolongements. Les sites et les paysages les plus pittoresques du littoral, répertoriés au travers de repérages photographiques, font l'objet de mesures de protection allant jusqu'au classement. 
De 1927 à 1940 il est professeur à l'IUUP, avec un cours intitulé "Art et technique de la construction des villes". En 1928, Prost est chargé d'établir le plan directeur de la région parisienne que la loi du 14 mai 1932 rendra obligatoire. Le plan qu'il présente en mai 1934 fait apparaître des périmètres d'agglomération autour des villes, pour limiter le développement anarchique de l'habitat individuel et en limiter les conséquences en termes de dégradation des sites et des paysages. Le plan met également en place une structure de voies rapides de communication. 


En 1932, Henry Prost anime, avec son fondateur Jean Royer, le premier numéro de la revue Urbanisme. En 1933, il est chargé, avec l'ingénieur Marcel Rotival, d'établir le plan d'aménagement de la région algéroise. 
Entre 1936 et 1951, dans le cadre des réformes engagées par Mustafa Kemal visant à moderniser la Turquie, Prost est nommé urbaniste d'Istanbul et chargé d'établir le plan directeur. L'objectif est d'adapter la ville ancienne, avec ses trois secteurs de la Corne d'Or, Beyoglu et la côte d'Asie, aux conditions de la vie moderne. Il établit des parcs de loisirs, des zones protégées autour des monuments historiques, dégage les mosquées en vue d'effets pittoresques, et préconise de sauvegarder l'habitat et les activités traditionnels. 
Henri Prost est élu membre de l'Académie des beaux-arts en 1933 et président de la Société centrale des architectes en 1936. 
Il enseigne à l'Institut d'urbanisme et à l'École spéciale d'architecture, qu'il dirige de 1929 à 1959.

QUELQUES REPÈRES

- Inventaire et présentation du fonds d'archives Henri Prost, base de donnéesArchiWebture
- Louis Hautecœur, Joseph Marrast, Jean Royer, Th. Leveau, L'œuvre de Henri Prost. Architecture et urbanisme, Paris : Académie d'architecture, 1960
- Académie d'architecture. Catalogue des collections. Vol. II : 1890-1970, Paris : Academie d'architecture, 1997, pp. 321-382
- Alexandre Ragois, "Patrimoines partagés. Architectes français au Sud et à l'Est de la Méditerranée. Guide de recherches dans les archives de l'Ifa",Colonnes, n° 21, février 2003
- Hubert Lyautey, "Henri Prost membre de l'Institut", Urbanisme, n° 15, juin 1933, p. 173
- Joseph Marrast, "Henri Prost", Bulletin SCA, L'Architecture, 1er trimestre 1952, pp. 13-16
- Robert Rey, "Un maître de l'architecture d'aujourd'hui", Les Nouvelles littéraires, n° 17, déc. 1953, p. 1
- Jacques Carlu, Hommage à Henri Prost, Paris : Académie des beaux arts, 1959
- Jacques Grébér, "Henri Prost, 1874-1959", La vie urbaine, n° 1, janv.-mars, 1960, pp. 1-18 
- Jean Royer, "Henri Prost, Urbaniste", Urbanisme, n° 88, 1965, pp. 2-31
- Jean-Pierre Frey, "Henri Prost, 1874-1959. Parcours d'un urbaniste discret (Rabat, Paris, Istanbul…)", Urbanisme, n° 336, mai-juin 2004, pp. 79-87

 

Henri Prost

Henri PROST - (1874-1959) Fransız mimar ve şehircilik uzmanı.

1902’de Yüksek Mimarlık Okulu’ndan mezun olarak bu okulun öğrencilerine verilen "Roma Büyük Ödülüénün ilkini kazandı. Böylece Roma’da beş yıl boyunca, Medicis Villası’nda serbest inceleme ve araştırma çalışmalarında bulundu.

Prost bu süre zarfında Ayasofya’nın da yer aldığı pek çok tarihi anıtın rölövelerini ve arkeolojik etüdlerini gerçekleştirdi. İstanbul’un Bizans dönemi anıtlarını da içeren bu dönem çalışmalarının daha sonra İstanbul’a karşı olan ilgisi ve yaklaşımı üzerinde büyük etkisi olmuştur. 


Prost’un Türkiye ile ilişkisi 1902-1907 arasındaki Medici Villası yıllarında başladı. Ve buradaki ikinci yılından itibaren İstanbul’a gelerek Ayasofya’nın rölövelerini hazırladı, resimlerini yaptı, krokilerini çizdi. 5 ciltlik bu çalışma 1975’te yardımcısı tarafından Türkiye’ye armağan edilmiştir. 
1936’da İstanbul’un planlanması konusunda Atatürk’ten aldığı davetle İstanbul’a geldi. Türk Hükümetince de İstanbul’un planlanması görevi verilen Prost, önce İstanbul şehrinin geleceğinin güvence altına alınabilmesi için geçmişinin iyi bilinmesi gerekliliğine dikkat çekti. Prost, burada korumacı ve modernleşmeci tavrı bir arada sergiledi.

İstanbul için bir imar planı yanında bazı mevzi planlar da hazırladı. İstanbul’un 1/5.000 ölçekli nâzım planını 1937’de tamamladı ve plan 1939’da onaylandı. 


Prost, İstanbul ve Beyoğlu Cihetleri Nâzım Planı’nı İzah Eden Rapor ve 1950’de İstanbul belediyesi’nce yayımlanan, 3 ciltlik, İstanbul’un Yeni Çehresi adındaki çalışmalarında da İstanbul’a ilişkin görüşlerini ve planın ilkelerini açıklamıştır.

Tarihi yarımada ve Beyoğlu kesimlerini ağırlıklı olarak ele almasına karşılık daha sonra şehrin Üsküdar ve Kadıköy yakası için de planlar hazırlamıştır.

Şehrin güzelleştirilmesini öne çıkaran estetik kaygıları ağır basan bir şema hazırlayan Prost’un önerileri 1938-1949) arasında Vali ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar’ın gerçekleştirdiği bir dizi imar operasyonuna da kaynak teşkil etmiştir.

 

Sarayburnu ve Sultanahmet çevresinin tarihi karakterinin korunması ve arkeolojik park olarak nitelenmesi, sur içinde, Topkapı’ya doğru geniş bir zooloji ve botanik parkı önerisi, surların dışında yeşil bir koruma kuşağı bırakılması, Beyazıt, Aksaray, Eminönü, Şişhane meydanlarının düzenlenmesi, Harbiye, Osmanbey, Nişantaşı’ndaki düzenlemeler ile Maçka Parkı (şimdiki Demokrasi Parkı) ve taksim Gezisi Prost planının birçoğu uygulamaya aktarılabilmiş örneklerinden bazılarıdır.

Tarihi yarımadanın sulietini koruyabilmek için denizden 40 m irtifa seviyesinde yer alan yapıların yüksekliklerinin üç kat ile sınırlandırılması Prost planının günümüze ulaşabilmiş en bilinen ve tartışılan ilkelerinden olmuştur. İstanbul için önerdiği yol şemasının Prost planının en ilginç yönlerinden bir olduğu söylenebilir. 


Prost bu yollarla ilgili yaklaşımda istimlak ve arsa spekülasyonlarından mümkün olduğunca sakınmak amacıyla şehrin topografyasından yararlanan tünel, köprü ve viyadüklerle bağlanan yeni yolların açılmasının öneminden söz etmiştir. Kendi ifadesine göre İstanbul için teklif ettiği plan Paris’te önerdiğine nazaran daha moderndir, zira bu plana göre İstanbul otomobil yolları ile donatılmış olacaktır. Planın yol şebekesiyle ilgili önerilerinden birçoğu gerek plan yürürlükte iken, gerekse yürürlükten kalktıktan sonra da zaman içinde gerçekleşmiştir.

Atatürk Bulvarı, tepebaşı Refik saydam Caddesi, Maçka civarında Bayıldım Yokuşu, Kadırgalar Caddesi, surlara paralel yol, planın kimi değişikliklerle uygulanan yol örneklerinden bazılarıdır.

Boğaziçi’nde sahilden ve taksim-Büyükdere arasında tepelerden önerdiği gerçekleşen yollar ile her iki yolun ortasında yamaçlarda yer alacak, gerçekleşmeyen üçüncü Boğaz yolu önerisi, bir anlamda Fransız Rivierası’ndaki tepeler, yamaçlar ve sahildeki üç kademeli yol sisteminin Boğaziçi’nde yeniden yorumu olmuştur.

Boğaz geçişi üzerinde de duran Prost, asma köprü ve gerektireceği çevre yollarını estetik ve mali nedenlerle doğru bulmayarak Ahırkapı-Harem arasında yaklaşık 2 km uzunluğunda, raylı sistem ve karayoluna birarada hizmet veren çift katlı bir tüp geçiş önerir.

1050’li ve 1980’li yıllardaki imar operasyonlarıyla gerçekleşen Vatan ve Millet caddeleri ile tarlabaşı Bulvarı’nda fazla zorlanmadan Prost’tan izler görülebilmesi, etkisinin özellikle yol ve ulaşım şebekesiyle ilgili konularda daha kalıcı olduğunu düşündürmektedir.Keza daha sonraki çeşitli planlarda tekrarlanan ve 1980’lerden itibaren gerçekleşmeye başlayan, Yenikapı’nın kara, deniz ve demir yolları arasında bir aktarma noktası haline getirilmesi fikri de Prost planında görülmektedir. 


Prost’un 1950’de İstanbul Belediyesi şehircilik mütehassıslığı görevinden ayrılmasından sonra bıraktığı planların revizyonlarını yapmak üzere 1951-1952 yıllarında bir revizyon komisyonu oluşturulmuş, bu komisyon da görevini 1952’de Müşavirler Heyeti’ne devretmiştir. 
Prost’un görüşlerine Türkiye’den ayrıldıktan sonra da zaman zaman çeşitli vesilelerle başvurulmuştur. Saraçhanebaşı’ndaki yeni belediye Sarayı için de Prost’un görüşlerinin alındığı, kendisinin alanın arkeolojik ve tarihi özellikleri nedeniyle yer seçimini uygun bulmadığı ifade edilmiştir.

 

Ökkeş Bölükbaşı, İstanbul Ocak.2013

http://www.medyagunebakis.com/  okkesb61@gmail.com,

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

 

 

EĞER BİR ÜLKEDE

“Hukuk Üstün Değilse, Adalet Yok Hükmündedir...”

"Türk Yargısında Kronik İşlev Bozukluğu Var"

Bağımsız Bir Millet Olan Papua Yeni Gine,  Parlamenter Demokrasi Sistemini Kabul Etmiş Ülkelerdendir.

"Adil Yargılamayı Etkileme Suçunun Oluşabilmesi İçin, Öncelikle Adil Yargılamanın Olması Gerekir."

Türkiye, ‘Hukuk Devleti İlkesizlikleriyle Malul’ Ülkeler Kategorisini Oluşturan ‘Hibrit Rejimler’ Arasında 88. Sırada. 

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası

Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

SU HAYATTIR… SU BİR HAKTIR…

SU, KAYNAK DEĞİL, DOĞAL VARLIKTIR.

SU YASASI ÇIKARILMALIDIR.!

 

TEMA Vakfı Eko Siyaset Bildirgesi:

 “Salt ekonomi odaklı projeler dönemi

bitmeli, Ekolojik Siyaset dönemi başlamalıdır.!”

 

GELECEĞİN TÜRKİYE’Sİ İÇİN

TEMA VAKFINDAN PARTİLERE..!

“Yaşamın sürdürülebilmesinin” ve

“sürdürülebilir gelişmenin” ön koşulu

“çevrenin, toprağın, suyun, ormanın,

biyoçeşitliliğin” korunarak yönetilmesidir.

 

ÜLKEMİZ, TOPRAKLARIMIZ…

GÖZ GÖRE GÖRE ÇÖL OLMASIN.!

YEŞİL OLMASI İÇİN DESTEK OLUN..

 

Tags; Mustafa Kemal Atatürk, Marka Şehir, Prost Planı, Fransız, Kent Tasarımcısı, Mimar, Henri Prost, İstanbul, Cumhuriyet, Disiplinler arası, İşbirliği, Ayasofya, Master projesi, Özler, Akyan, Paris, ENSB-A, École, Nationale, Supérieure des, Beaux-Arts, Prix de Rome, ödülü, Roma, Villa Médici,  Akademisi, Tony Garnier, Léon Jausseley, Ernest Hébrard, Ankara, Jansen Planı, Pay-i Taht,

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP