KARŞIDEVRİMİN ÖNCÜLERİ VE İŞBİRLİKÇİLER.!

Kılıçdaroğlu, ”Siyasi Partiler Kendilerini Yenilemek Zorundadırlar. Bunu Yapmazlarsa Statükonun Esiri Olurlar. Biz De Ekonomik Ve Sosyal Gelişmelere Göre Kendimizi Yeniliyoruz”

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

 KARŞIDEVRİMİN ÖNCÜLERİ VE İŞBİRLİKÇİLER.!

İçimizden birinin “teslim olalım” anlamına gelen önerisi ile güne başladım. Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür Yeni CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ile yaptığı söyleşiyi köşesine taşımış:”Önceki Akşam bir araya geldiğimiz CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak’la CHP’deki kısır döngüyü konuşuyoruz. Toprak çok rahat ve emin görünüyor. CHP'nin büyük bir dönüşümün eşiğinde olduğunu belirtiyor ve şöyle diyor:

'Önümüzdeki kurultay dönüm noktası olacak. Biraz bekleyin. Yeni CHP o zaman şekillenecek. CHP milliyetçi-ulusalcı solla ilişiğini kesmeli. Anadolu'ya dönmeli. Biz ekip olarak bunu yapmaya başladık ve hayatın her alanında yer alıyoruz.' CHP bu değişimi gerçekleştirirken önünde Avrupa solunun yükselişe geçiş örneği duruyor” demiş. (1) Bu sözler, karşıdevrimin tamamlanmış olduğunu ve direnişin bir işe yaramayacağını göstermek içindir. Bu duruma psikolojik savaşın son aşaması da denebilir. 23 Nisan resepsiyonuna türbanlı eşleri ile katılan mülki zevatın, askerlere bakarak bıyık altından gülümseyişi de kuşkusuz aynı anlama geliyordu... 

Çok geçmeden Bosna-Hersek yolundaki Y-CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Toprak'ın imdadına yetişti. İzinli de olsa verilen mesaj CHP'deki planlı bir bölünmeyi işaret ediyordu. Kılıçdaroğlu, Siyasi Partiler Kendilerini Yenilemek Zorundadırlar. Bunu Yapmazlarsa Statükonun Esiri Olurlar. Biz De Ekonomik Ve Sosyal Gelişmelere Göre Kendimizi Yeniliyoruz diyerek desteklediğini açıklayıp kararlılığını belli etti... (2) Atatürk'ün CHP'si düşmana teslim olmamış, işbirliği yapmıştı.! Artık yollar ayrılmıştır ve tasfiye beklenen bir şeydir... Bence de tasfiye hoş gelir sefalar getirir... Hiç değilse geriye kalan bir avuç Atatürkçü yurtsever yeni bir çatı altında bir araya gelebilir!.. 

Birkaç ay önce, Zaman gazetesinin, 25’inci kuruluş yıldönümü nedeniyle verilen resepsiyonda, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak'ın söylediği:“Zaman her gün takip ettiğim bir gazete. İnşallah bu ülkeye daha uzun yıllar hizmet eder” şeklindeki sözlerini anımsadım. (3) Erdoğan Toprak, bir defa olsun solcu bir gazetenin kapısından içeri girmiş değil. Belli ki bu sözleri de nezaket üslubu içinde söylenmiş sözler değildi... Aynı resepsiyonda; ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone: Zaman'ın Türk demokrasisine katkısı çok özel ve önemli.. Almanya Büyükelçisi Eberhard Pohl: Basında Zaman gibi bir gazete olduğu için minnettarız. Fransa Büyükelçisi Laurent Bili: Zaman Gazetesi, eski tek fikir zamanlarına yeni bir rüzgâr getirdi”  diyerek karşıdevrimin gazetesine, başka bir ifade ile kendi sözcülerine övgüler diziyorlardı. (4) İlginçtir, o gün Y-CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ile büyük elçiler hep bir ağızdan aynı türküyü söylüyorlardı.!

Bu yüzden de Erdoğan Toprak'ı daha yakından tanımak ihtiyacı duydum!..

Toprak’ın hakkında pek fazla bir şey yazılıp çizilmemiş. Öğrendim ki, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi'ni bitirmiş. Serbest ticaretle uğraşıyor, TÜGİAD Türkiye Genç İşadamları Derneği üyeliği, İTO İstanbul Ticaret Odası Dayanıklı Tüketim Grubu Yönetim Kurulu Üyeliği, BEGİAT Beşiktaş Genç İşadamları Derneği Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, Bahçelievler Spor Kulübü’nün 3.Dönem Başkanlığı, Bakırköyspor Kulübü As Başkanlığı yapmış. 1992 yılında uzun yıllar gönül verdiği ve mensubu olduğu DSP'nin Bahçelievler Belediye Başkanı adayı olarak aktif siyasete atılan Toprak'ın, Atatürk Cumhuriyeti'ni kara toprağa gömmekle görevli bir mezarcı olduğu sonunda ortaya çıkmıştır. Bir ara Türkiye-Hindistan Parlamentolar arası Dostluk Grubu Başkanlığı ile Devlet Bakanlığı da yapmıştır. Evli ve 3 Çocuk babasıdır. 25 Aralık 2010 tarihinden itibaren CHP Genel Başkan Yardımcılığına getirilmiştir. Bu görevlendirmelerin nedenini ne Ecevit ne de  Kılıçdaroğlu hiç bir zaman açıklamamıştır.! XX, XXI ve XXIV. Dönem İstanbul Milletvekilidir. (5) Hiçbir zaman CHP'li olamamış ve Atatürk adı ağzından duyulmamıştır...

Hazretin Sabah gazetesindeki erken açıklaması tepki toplayınca, düzeltme ihtiyacı içerisine girmiştir. Dikkat ettiniz mi bilmem, CHP'yi dönüştürmekle görevli olan bu beyler, önemli açıklamalarını genellikle ya yurtdışı bir seyahat sırasında uçakta, ya da  iktidar yandaşı bir gazete muhabirine yaparlar!..  Erdoğan Toprak da öyle yapmış ve haberi yapan arkadaşından bir düzeltme yazısı yazmasını rica etmek zorunda kalmıştır..

Ricayı yerine getiren gazeteci Mahmut Övür, yazısını: Notlarımı kontrol ederken bu kavramların başında "kaba" sözcüğü olduğunu gördüm. Kısaca CHP, "kaba milliyetçilikle" bağını kesip evrensel sosyal demokrat bir parti olarak Anadolu'ya yayılıp toplumun her kesimiyle buluşmaya çalışıyor. Bunu başarırlarsa sadece kendileri değil Türkiye de kazanır (6) şekline dönüştürmüştür...

Toprak, milliyetçiliksözcüğünün başına kaba sözcüğünü ekleyerek, durumu kurtarabileceğini düşünmüştür.!

Ne var ki, ulusal sol  ifadesi hala orada durmaktadır. Anlaşılan Övür, o ifadenin başına bir sözcük koyup anlamını değiştirmeyi becerememiştir. Kim bilir, belki de kasten öyle yapılmıştır. Her neyse,  Y-CHP'nin ulusal sol ile ilişkisini kesmek istediği son derece açıktır. Sanırım Toprak bu itirafını kamuoyu ile paylaşmak için çok erken hareket etmiştir. Bu nedenle geri vitese takılmak ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Gerçi Y-CHP'nin bu kararını anlamak için illa da yetkili birinin böyle bir itirafı gerekmiyor. AKP'nin karşıdevrimine direnme yerine, teslimiyeti öneren Y-CHP'dir ve bu tutumu sağır sultanlar bile duymuştur. Bu dönem halka narkoz vermek görevini, Y-CHP'nin üzerine aldığı son derece açıktır. TSK mensupları ve Türk aydınları için Biz yargılanmasınlar demiyoruz veya bazı subaylar için  “.... haklarında neden dava açılmıyor diyerek,  adres gösteren de ne yazık ki, her zamanki gibi yine bizim genel başkanımız Kılıçdaroğlu olmuştur.! Karşıdevrimin en önemli aracı olarak kullanılan özel görevli ağır ceza mahkemelerini meşrulaştıran, ne yazık ki Y-CHP'nin bu işbirlikçi ağzı olmuştur.!

Öte yandan, Y-CHP ve Y-MHP yönetimlerinin bir defa olsun gündem belirlediğine tanık olamamışız. Ana ve yavru muhalefet partileri, her seferinde Erdoğan'ın önlerine attığı, içeriği olmayan, boş ve gerçek dışı konular üzerinde laf yarışına girişmişlerdir. Bari onu becerebilselerdi... Haklı pozisyonda olduklarında bile, Osmanlı şamarını yiyip, yerlerine oturmak durumunda kalmışlardır.  Belki de onlara verilen rol sadece bu kadardı. Laikliği benimseyen insanların üzerinde bir satır dahi konuşmayacakları dinsel konular üzerinde, bu iki parti günlerce tartışma sürdürerek, karşıdevrimi kamuoyundan gizlemek görevini yürütmüşlerdir.Bölünme Anayasasına verilen destek konusunda hala bir şey söylememiş olmak, gerçek anlamda pişkinlik kabul edilmelidir.!

Y-CHP'nin AKP ile gizli bir ittifak içinde olduğunu şu örnek göstermeye yetmektedir. 4+4+4 diye bilinen ve kesintisiz eğitim sistemine son veren, ayrıca imam hatiplerin ortaokul kısımlarının yeniden önünün açılmasını sağlayan yasanın, ana muhalefet sadece 20 milyar dolarlık kamu alımını ihale kanunu kapsamına çıkararak, denetimden kaçırılması hususunu gündeme taşımakla ilgilenmiştir. Yasanın uygulanması sırasında ortaya çıkabilecek, olası yolsuzluk üzerinde haftalarca konuşarak, asıl eğitim birliğinin yok edilmesinin ortaya çıkartacağı temel sorunların üzeri örtülmüştür... Bu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine yapılan başvurusu da göstermelik, beyhude bir çabadan ibarettir. Zira 12 Eylül Referandumu”ndan sonra, yapısı değiştirilen Anayasa Mahkemesi'nin laiklik ilkesini korumak gibi bir derdi kalmamıştır. Nasıl ki, Cumhuriyet Devrimi’nin temel yasası (üst yapı kurumu) Eğitim ve Öğretim Birliği Yasası idi, aynı şekilde karşıdevrimin temel yasası da 4+4+4 diye bilinen yasa olmuştur. Bu yasanın geçmesinden sonra, her gün uygulamaya sokulan yasaklar, karşıdevrim uygulamalarından başka bir şey değildir...

Nitekim Başbakan Erdoğan da AKP'nin Bursa İl Kongresi'ndeki konuşmasında: “Partimiz bize ne görev verirse onu yapacağız. Neden mi.? 

Çünkü biz bu ülkede bir devrimin öncüleriyiz.” (7) diyerek, gerçek durumun bir karşıdevrim olduğunu ağzından kaçırmıştır.!

Karşıdevrimcilerle işbirliği yaparak, geçmişine ihanet eden Y-CHP yönetimi, yaklaşan kurultayda, parti programını değiştirmeye ve CHP'nin gerçek sahipleri olan ulusal solcuları kapı dışarı etmeye hazırlanmaktadır. Hiç kuşku yok ki, bu son operasyonlar da  Brutuslardan alınacak güçle yapılacaktır. Bu noktada sosyal paylaşım sitelerinde Baykal'ın, kurtuluş için kendini adres olarak göstermesi ise üzüntü ve ibretle izlenmektedir. Önder Sav'ın örgütçülüğünün ise ne kadar boş ve işlevsiz olduğu zaten Tüzük Kurultayı'nda ortaya çıkmıştı…

Karşıdevrim yapıldığını anlamazlıktan gelmek, gerçek durumu değiştirmemektedir. TSK'yı, MİT'i ve direnç gösterecek diğer ulusal kurumları devre dışı bırakarak, teslim alma planlarını yapan ve içerideki işbirlikçilerinin yardımı ile uygulamaya koyan CIA'nın, muhalefet partileri CHP ile MHP'yi kendi başlarına buyruk bırakmayacağı son derece açıktı. Nedense Türk halkı bu yalın gerçeğe uzun süre inanmak istememiştir. Kaset operasyonları ile her iki partinin ayarlandığı ve göstermelik muhalefet yapmayı kabullendikleri, nihayet gün yüzüne çıkmıştır. Y-CHP ve Y-MHP'nin, halkı uyutma görevini tam olarak yerine getirip getirmediklerini, ABD'nin onlara vereceği karneye bakarak anlamaya da ihtiyaç kalmamıştır. “Bu partilerin gündeminde ne vardır.?” sorusuna verilecek yanıt bize aradığımızı yanıtı vermektedir. Y-CHP ve Y-MHP'nin, son on yıldır gündeme aldıkları konular, asıl işin yanında teferruat bile olamayacakları son derece açıktır...

AKP'yi eleştirmeyi bir yana bırakıp, Y-CHP'yi eleştirmeme kızan yol arkadaşlarım, bu olup bitenlerden sonra umarım yattıkları güzellik uykusundan uyanabilirler!.. Muhalefet partileri bizim düşmanla mücadele edecek tek silahlarımızdı. Eğer onlar da karşı tarafın eline geçmişse, ilk ödevimiz onları geri almaktır. Aksi halde silahsız girdiğimiz her savaşı kaybederiz.!

Hal böyle olunca, ya eski silahımızı geri alacağız, ya da etkili yeni bir silah edineceğiz. Başka yolumuz kalmamıştır.!

Av. Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

(1)http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/ovur/2012/04/26/chpnin-darbelerle-sinavi

(2)http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=333082

(3)http://www.serenti.org/chpnin-derin-demokrasisi/

(4)http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1235957&title=25-yil-heyecani-suruyor-katilimcilar-neler-soyledi&haberSayfa=1

(5)http://tr.wikipedia.org/wiki/Erdo%C4%9Fan_Toprak

(6)http://www.gercekgundem.com/?p=454754

(7)http://www.haberturk.com/gundem/haber/736203-3-5-teroriste-ulkeyi-teslim-etmeyiz

 

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZLIK VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Hazırlanmakta olan AKP Anayasası Halkımız İçin Kölelik Anayasasıdır,

KÖLELİK ANAYASASINA HAYIR.!

 

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP