ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey; Zeugma Mozaik Müzesi dünyadaki en büyük mozaik müzesidir.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

ZEUGMA

MOZAİK MÜZESİ

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım

Güzelbey; Zeugma Mozaik Müzesi dünyadaki en

büyük mozaik müzesidir.

Tunus’taki müzede 1500 metrekare mozaik var.

Bizde 1600 metrekare.

30 bin metrekare alan üzerine yaşayan bir müze

kurduk.

 

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım

Güzelbey, kentte yeni açılan ve dünyanın en

büyük mozaik müzesi olan Zeugma’nın fikir

babası, en büyük destekçisi.

Şimdiden binlerce insanın ziyaret ettiği mozaik

müzesi aslında Gaziantep’teki dönüşümün de

simgesi. Eskiden sadece fıstık, baklava ve kebapla

anılan kent artık tarihi ve kültürel kimliğiyle öne

çıkıyor. Yakında yeni müze projeleri de hayata

geçecek

Gaziantep bir sanayi şehridir. Fakat yüzde 99’u emek yoğun

sektörler ve tamamı aile şirketi. Araştırınca karşımıza neresi

çıktı biliyor musunuz.?

İspanya’nın Bilbao kenti, aynı Antep. 1980’lerde sanayi

çökünce Bilbao boşlukta kalmış. Şehrin yöneticileri

düşünmüşler. Guggenheim Müzesi bu şekilde yapılmış.

Bilbao kabuğunu öyle bir kırmış ki, ne deniz ne güneş var

ama İspanya’nın diğer şehirleri kadar turist alıyor.

Biz de böyle bir hedef koyduk. İlber Ortaylı’ya, Turgut

Özakman’a da sordum. Bugüne kadar turist hep Urfa’ya

gitmek için uçaktan iniyor, İmam Çağdaş’a gidiyor, yemeğini

yiyip Urfa’ya geçiyordu. Bu mu Gaziantep.?
Dedik ki, kente kültürel turistik bir kimlik kazandıralım.

AB’nin hibe fonlarından aldık. Kaleyi restore ettik, teneke

dükkânları yıktık. Tam 380 dükkânı, 200 evi, iki eski hanı,

bir hamamı restore ettik. Gençler, çocuklar için Disneyland,

planetaryum, bilim müzesi, botanik parkı yaptık.
Geçenlerde arkadaşlar kalenin etrafında 18 tur otobüsü saydı.

Eskiden tek bir yabancı turist gelmezdi. Niye gelsin ki? Mozaik

müzesi için geliyorlar. ABD’den gurme gezileri için gelenler de

var.

Altı ay önce ABD Büyükelçisi Ricciardone’nin eşi geldi.

Amerikan, Türk ve Suriye mutfaklarından oluşan bir program

yaptık. Gaziantep, Tarihi Kentler Birliği’ne üye de değildi.

Ama bugün, birliğin başkanıyım. Alman Cumhurbaşkanı’nın

Türkiye’de devlet nişanı verdiği tek siyasetçiyim.

 

EN BÜYÜK MOZAİK MÜZESİ BİZDE

Zeugma Mozaik Müzesi dünyadaki en büyük mozaik müzesidir.

Tunus’taki müzede 1500 metrekare mozaik var, bizde 1600

metrekare.
30 bin metrekare alan üzerine yaşayan bir müze kurduk. Üç

müze daha yapıyoruz: 
Biri Atatürk müzesi. Türkiye’de örneği yok. Konuşan, hareket

eden bir Atatürk olacak. Çocuklar salonda oturacak, perde

açılacak ve Atatürk, 10. Yıl Marşı’nı söyleyecek, Onuncu Yıl

Nutku’nu okuyacak, yürüyecek. “Türkiye’de yaşayan en iyi

Atatürk heykeltıraşı Yılmaz Büyükerşen’dir” dediler. Hocayı

ikna ettim, beraber Amerika’ya gittik. Hoca iki gün atölyede

çalıştı ve düzeltti. Ocak ayında o müzeyi açacağız.

 

DOKTORLUK

Baskından Sonra Okul Değiştirdim

Lisede kafamda hep hariciyecilik vardı. Önce ODTÜ’ye

kaydoldum, İdari Bilimler’e. Fakat biraz zordu dersler.

Sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne geçtim. Bir dönem bakanlık

yapan Ahmet Tan ile yurtta 501 no’ lu odada kaldık. 1968

yılbaşı gecesi yurt basıldı.

Bana da geldiler, “Sağcı mısın solcu mu.?” dediler. “Okumaya

geldim. Bana ne sağdan soldan” dedim. Dediler ki, “En

tehlikelisi bu.” Kafama çöktüler, ona canım sıkıldı.

Baktım gazetede bir ilan ‘Diyarbakır tıp fakültesi açılıyor

öğrenci alınacak’ diye. Müracaat ettim, puanım da yüksekti. 
Ankara Tıp’ta başladık, sonra gönüllü Diyarbakır’a gittim.

1974’te mezuniyetten sonra ortopedi ihtisasımı İzmir’de

yaptım. Bir yıl İsveç’e gittim. Yurtdışına çıkabilmek için 52

sterlin gerekiyordu. İzmir’de tam 10 gün Merkez Bankası’na

gittim. Sonunda birisi acıdı, “Kemeraltı’na git, 52 sterlin al,

bize sat. Biz de sana satalım” dedi. Ancak öyle çıkabildim.

DEPREM

İsrail’e Pasaportsuz Gİren Tek Kişiyim

1999 Körfez depremi olduğu gün ekibi topladım, bir

ambulans, iki minibüsle gittik Yalova’ya. “Veli Göçer

konutlarında çalışır mısınız.?” diye sordular. Çadırımızı

kurduk, harıl harıl çalışıyoruz. “Yer, altında canlı var” dediler.

Depremin 100’üncü saati... İndik aşağı. 10-11 yaşlarında

bir çocuk.! Serumunu taktık, yukarı çıkarttık. Çocuk Türkçe

bilmiyor. “Bir şey istiyor musun.?” dedim, “Cola” dedi.

Bursa’ya hastaneye teslim ettim ama bir curcunadır gidiyor. 

İsrail Başkonsolosu geldi, “Bu çocuğu yardım malzemesi

getiren nakliye uçağıyla İsrail’e götüreceğiz ama tıbbi destek

lazım” dedi. Çünkü bir defa kalbi durdu çocuğun. Gurion

Havaalanı’na indiğimizde öğrendik ki çocuğun babası, abisi,

anneannesi ölmüş. Anne geldi, çocuğu buldu. İş bitti,

dönmem lazım. Sırtımda dört gündür değiştirmediğim mavi

önlük, ayağımda terlik. Yanımda değil pasaport, kimlik bile

yok. Bir yardım uçağıyla Türkiye’ye döndük. Bizi karşılayan

yüzbaşı sabah gidip döndüğüme inanmadı. İsrail’e pasaportsuz,

kimliksiz giren tek kişiyim herhalde.

ERMENİ KİLİSESİ

Hrant Dink’ten Yardım İstedim

1927’de Atatürk bir adama fabrika yapması için kendi

imzasıyla arsa veriyor. Yanında da bir kilise var. Bunu da,

“Al depo yap,” diyorlar. Fakat bu Ersoy Ailesi’nin babası

diyor ki, “Bizden sonra burayı talan ederler. Şu kilisenin

etrafını dört duvarla çevirin.” Seneler sonra oradan yol

geçirirken birisi geldi,

“Oğlum, her tarafı yıkıyorsun. Burada bir kilise var biliyor

musun.?” Envantere baktık, müzeye sorduk kimse bilmiyor.

450 yıllık bir kilise. Gittim aileyi buldum İstanbul’da.

Fiyatta anlaşıp satın aldık. Hrant Dink ile de görüştüm.

“Yardım edin, restore edelim” dedim. “Hıristiyanların

binalarına sahip çıkıyorlar” diye 100 bin broşür dağıttılar

ama sonunda restore ettik. Kültür merkezi ve konser salonu

yaptık.

 

PAPA HİKÂYESİ

Manavdaki O Yeşil

Biz botanik parkı yapıyorduk. Gazetecilerle beraber geziyoruz.

Bir gazeteci, “Buraya soğan sarımsak dik de gözümüz yeşil

görsün” dedi. Ben de “O yeşili görmek isteyen manava gitsin”

dedim. Yeşil derken soğan sarımsağı kastettim. Papa’nın 

ABD’ye gittiğinde “Genelev var mı.?” sorusu gibi bir hikaye

oldu. “Başkan, ‘Yeşil görmek isteyen manava gitsin’ dedi”

diye gazeteye

manşet olduk. Raylı sistem projesi, Kavaklık denilen mesire

alanın içinden geçiyordu, ağaçlar kesilecekti. Gece rüyamda

beyaz sakallı yaşlı bir adam gördüm. “Oğlum bu proje başına

iş açacak” dedi. Sabah ter içinde kalktım. Projeyi hazırlayan

Yüksel Proje’yi ikna ettik, yolu değiştirdik. Ama CHP bizi

ağaçları kesti diye şikâyet etmişti.

 

SOYADIMIZ

Memik Dede de Bizden

Bizim aile bir Türkmen aşireti. Orta Asya’dan göç ettiklerinde

aşiret reisinin adı Güzelbey’miş. Cumhuriyetin ilanından sonra

bey, ağa gibi unvanlar yasaklanınca aile farklı soyadları almış.

Bizim soyadımız önce Güzel’di, sonra Güzelbey oldu. Mesela

Hasan Celal Güzel’inki ‘Güzel’ olarak kaldı. Ailenin bir kısmı da Güzelbeyoğlu yapmış. ‘Yabancı Damat’ dizisinin meşhur

Memik Dede’si vardır, Arif Erkin. O da aileden, onun soyadı

Güzelbeyoğlu.

1950 Kasım’ında Gaziantep’te doğdum. Babamın kitapçı,

kırtasiye dükkânı vardı. Dükkâna gider, vitrini dizer, bütün

kitapları okurdum. Dayım Demokrat Parti İl Başkanıydı. 1960

ihtilalinde tutukladılar. Babam, dayımla aynı görüşteydi ama

hiçbir siyasi tarafı yoktu.

“Üniversite öğrencileriyle bazen yemek yiyoruz. Bahar

Şenlikleri’ne de korkmadan gittim. Biz götürdük çikolatadan

yumurtaları. Çocuklar da şaşırdı. Dedim, ‘Hep siz mi

atacaksınız’ bir de biz size atalım.”

 

BELEDİYE BAŞKANLIĞI

Bu Son Dönemim

Belediye başkanlığı teklifi Kürşad Tüzmen’den geldi.

O zaman milletvekiliydi. Kabul edip partiye gittim. Bir sürü

tepki aldım. Vazgeçip oğlumun yanına, ABD’ye gidecektim.

Baskılarla adaylık süresinin bitmesine 10 dakika kala

müracaat ettim. Celal Doğan’a karşı kimse şans vermiyordu.

Ama yüzde 57,3 oy aldım.
2009’da yeniden aday olmak istemedim. O zamanki il

başkanıyla ters düşmemin birinci nedeni Mozaik Müzesi.

Başbakan’a, “Devam etmek istemiyorum” dedim. Adaylığım

o yüzden geç ilan edildi. O gün il başkanı ve teşkilat istifa etti.

2004’te, “İki dönem başkanlık yapacağım” demiştim. Bu,

son dönemim.

 

SİYASET

Hasan Celal İçin Girdim

1986’da kuzenim Hasan Celal Güzel milletvekili adayıydı ama

Gaziantep’te kimseyi tanımazdı. Birinin yardım etmesi lazımdı.

Rahmetli Turgut Özal, “Seni ANAP İl Başkanı yapıyorum” dedi.

Genç bir doktordum o zaman. Üç ay rapor almayı etik

bulmadığım için memurluktan istifa ettim. İl başkanlığım bir

yıldan biraz fazla sürdü ama iki seçime denk geldi. Özal,

1989’da belediye başkanlığı için beni çağırdı, önce

“Düşünmüyorum” dedim. Hasan Bey de benim kampanyamda

çalıştı. Halk türü bir belediye başkanlığı

yapıyorum. Formaliteden, gösterişten, şaşaadan hoşlanmıyorum.

Dr.Asım Güzelbey;

Yeni müzemizde hareket eden ve konuşan bir Atatürk olacak       

Faruk BİLDİRİCİ 23 Ekim 2011 Hürriyet    

 

http://www.medyagunebakis.com/ - http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.  

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP