RUHİ SU OLMADAN GEÇEN 26 YIL

Bu Devletin Ruhi SU’ya da Bir İade-i İtibar, Bir Özür Ve Bir Can Borcu Var…

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

Aklımız Başımızdaysa Ruhi Su Yüzündendir..

Karabey Aydoğan

 

 

RUHİ SU OLMADAN GEÇEN 26 YIL

Bu Devletin Ruhi SU’ya da Bir İade-i İtibar, Bir Özür Ve Bir Can Borcu Var…

 

Ruhi Su, Ölümünün 26. Yılında, Dün Zincirlikuyu’daki Mezarı Başında Anıldı. Nâzım Hikmet Kültür Merkezi üyeleri ile Türkiye Komünist Partisi üyeleri, Ruhi Su’nun ailesi, çok sayıda dost ve seveninin katıldığı tören, Su ve yitirdiğimiz diğer devrimciler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Halk müziği sanatçıları
 Sadık Gürbüz, Fevzi Kurtuluş, Salih Turan ve şair Ataol Behramoğlu’nun da katıldığı törende konuşan 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, Ruhi Su’nun yalnızca türkülerimize devrimci bir yorum getirmekle kalmadığını, onu asıl tanımlayanın devrimci kimliği olduğunu söyleyerek, “O sanatını, devrimci mücadelede silahı gibi tutmuştur” diye konuştu.
Ardından söz alan Ataol Behramoğlu, 
“Ruhi Su bir devrimcinin nasıl olması gerektiğini gösteren nadir simgelerden biriydi. Ruhi Su yaşıyor olsaydı bugünkü döneklik ve ihanet karşısında hayretler içinde kalırdı” dedi. Tören, çeşitli anma konuşmalarının ardından Ruhi Su Dostlar Korosu’nun dinletisi ile son buldu.

OPERADAN HALK MÜZİĞİNE
1912’de Van’da dünyaya gelen Ruhi Su, I. Dünya Savaşı sırasında ailesinin bütün üyelerini yitirdikten sonra, yoksul bir ailenin yanında kalmıştı. Adana Öksüzler Yurdu’nda yatılı olarak okurken müzik yeteneği ve sesinin güzelliğiyle dikkati çekmiş, müzik öğretmeninin desteğiyle keman dersleri almıştı.
1935-36’da Ankara Müzik Öğretmen Okulu’nu bitiren Ruhi Su, aynı yıl Riyaseti cumhur Filarmoni Orkestrası’nda kemancı olarak çalışmaya başladıysa da, bir süre sonra kemanı bırakarak şan çalışmalarına yönelmişti. Ankara Devlet Konservatuvarı’nda oluşturulan Opera Bölümü’ne kabul edilen ilk 4 öğrenciden biri olmuş, 1942’de konservatuvarı bitirerek Ankara Devlet Operası’na girmiş, birçok operada önemli roller üstlenmişti.


HASANOĞLAN KÖY ENSTİTÜSÜNDE ÖĞRETMEN

Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde müzik öğretmeni olarak görev yapan Ruhi Su, sanatçı olarak daha çok halk türküleri alanında ünlenmişti. Halk türkülerini kendi geliştirdiği özgün üslupla söyleyebilmek amacıyla saz çalışmış, 1943-45 arasında Ankara Radyosu’nda halk türküleri söylemiş, ilk dinletisini 1944’te Ankara Halkevi’nde vermişti.


1952 TEVKİFATI
1952’de Türkiye Komünist Partisi Tevkifatı sırasında tutuklanınca operadaki işine son verilen Ruhi Su, 5 yıl hapiste, 20 ay da Konya’nın Çumra ilçesinde emniyet gözetiminde kalmıştı. Uzun bir aradan sonra 1960’ta İstanbul’da dinleyici karşısına çıkan sanatçı, bir yandan da halk türkülerini kaydedip arşivleme uğraşını üstlenmişti.

BİR TÜRKÜ İÇİN İŞİNE SON VERİLDİ

Bu arada Radyo’da “Basbariton Ruhi Su Türküler Söylüyor” anonsuyla sunulan bir program yapan Su’nun, söylediği “Serdari halimiz böyle n’olacak / Kısa çöp uzundan hakkın alacak” türküsü yüzünden radyodaki işine son verilmişti.
1975’te Dostlar Korosu’nu kuran Ruhi Su, gerçekleştirdiği dinletiler ve konserler, kasetler ve plaklarla halk müziğinin yaygınlaşmasına büyük katkıda bulunmuş, 1981’de de Avustralya’ya giderek oradaki Türk göçmenlere konser vermişti.


İLK KİTLE GÖSTERİSİ
Son dinletisini 6 Şubat 1983’te Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Haftası’nda sunan Ruhi Su, sanat yaşamı boyunca 16 kırkbeşlik, 12 de uzunçalar plak doldurmuştu. Kendi şiirlerinin yanı sıra, Nâzım Hikmet’in ve başka şairlerin şiirlerinden besteler yapan, Karacaoğlan, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Dadaloğlu gibi halk ozanlarının deyişlerini ve Alevi deyişlerini okuyan sanatçı, 20 Eylül 1985’te yaşama veda etti.

Daha sonra, “Ruhi Su’ya Saygı” -1986- adlı kitap yayımlanmış ve şiir, yazı, konuşmaları da 1987’de “Ezgili Yürek” adlı kitapta bir araya getirilmişti.
12 Eylül döneminin engellemeleri yüzünden yurtdışında tedavi olanağı bulamayan Ruhi Su’nun cenaze töreni, binlerce kişinin katılımıyla, 12 Eylül döneminin ilk büyük kitle gösterisine dönüşmüş, 163 kişi gözaltına alınmıştı.
Bas bariton, Türk halk müziği yorumcusu, besteci ve şair Ruhi Su, Batı müziğinin şan tekniğinden yararlanarak geliştirdiği özgün bir üslupla halk türkülerini yorumlamış; Zülfü Livaneli, Rahmi Saltuk ve Sümeyra Çakır gibi birçok sanatçıyı önemli ölçüde etkilemişti.

20 EYLÜL 1985’TE YAŞAMA VEDA

Ruhi SU için; 20 Eylül 1985’te yaşama veda etti deniliyor. Ancak bu öyle kendi kendine vadesi gelmiş bir ölüm değildir.

O günlerin gazete haber arşivlerini açıp bakanlar görecektir ki; Bu devlet eliyle taammüden adam harcamaktır.

O günlerde çok ağır hasta olan ve tedavi için yurt dışına Almanya’ya gitmesi, gönderilmesi gerektiği doktor raporlarıyla belirtilen Ruhi SU hakkındaki yurt dışına çıkma yasağı nedeniyle Almanya’ya tedaviye götürülemediği için göz göre göre, bile bile ölüme sürüklendi.

NEDEN.? NEDENİ GAYET AÇIK.!

Türkü söylemekten başka bir eylemi olmayan, Türk halk müziği derleyen, besteleyen söyleyen Ruhi SU; köy enstitülü olduğu için, alevi türküleri söylediği için, Türk Kültürüne hizmet ettiği için alenen cezalandırıldı.

Bu devletin Ruhi SU’ya da bir iadei itibar, özür ve bir can borcu var…

 

RUHİ SU UNUTULMADI

Büyük Devrimci Ozan Ruhi Su, Ölüm Yıldönümünde Mezarı Başında Anıldı.

Değerli ozan Ruhi Su ölüm yıldönümü olan bugün, her 20 Eylül'de olduğu gibi saat 12.00’da Zincirlikuyu Mezarlığındaki Anıt Mezarında dostları ve sevenleri tarafından, türküler, konuşmalar ve şiirlerle anıldı.

Ruhi Su’yu anma töreni, eski Ruhi Su Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Sönmez Targan’ın “Mustafa Suphilerden başlayan, Behice Boranlara, Nihat Sargınlara, 68 kuşağında onun türküleriyle coşan, o gün alanları dolduranlardan, bugün aramızda bulunmayan, dağ başlarında, sokak ortalarında, idam sehpalarında öldürülen Denizler, Mahirler, İbrahimler… Tüm devrim şehitleri için hepinizi 1 dk.’lık saygı duruşuna davet ediyorum” anonsuyla başladı.
Metin Coşkun, Sadık Gürbüz, Orhan Aydın, Ataol Behramoğlu, İrfan Ertel gibi sanatçıların katıldığı etkinlikte Dostlar Korosu ve Grup Yorum da türküleriyle yer aldılar.

Etkinliğe katılan sanatçıların sözleriyle Ruhi Su:

Ataol Behramoğlu: Ruhi Su bir 12 Eylül şehididir
Ruhi Su’nun her şeyin ötesinde pek dışarıdan fark edilmeyen mizahi bir yanı vardı. Birlikte Batı Berlin’e bir pırpırlı Rus uçağıyla gidiyoruz. 1977 yılı, Nâzım Hikmet’in 75. Doğum yıldönümü… Güzel bir toplulukla; Ruhi Ağabey, Asım Ağabey var, Sümeyra var, Genco ve başka arkadaşlarla gidiyoruz. Pırpırlı uçak ve on bin metrede uçuyoruz. Haliyle insan korkuyor ister istemez, ufacık bir uçak. Bir baktım Ruhi Ağabey elinde bir küçük teyple o güzel bembeyaz dişlerini göstererek, gülümseyerek röportaj yapıyor onbin metrede… Bana geldi ve “Ataol’cuğum onbin metrede neler hissediyorsun?” diye sordu. Ve nutkum tutulmuş bir şekilde kaldım. Sonra hep beraber güldük tabi. Hepimizi yumuşattı. Böyle de bir Ruhi Ağabey var.

Ruhi Ağabey bir 12 Eylül şehididir. 1980 12 Eylül darbesi, pek çok aydınımız gibi Ruhi Ağabey’in de yaşamını zedeledi ve ölümünü hiç kuşkusuz hızlandırdı. Eğer Ruhi Ağabey Almanya’ya tedavi olmaya gitseydi ve o baskı ve stresler içinde yaşıyor olmasaydı 12 Eylül 1980 sonrasında büyük olasılıkla ömrü daha uzun olacaktı.

Bugün yaşanmakta olan 12 Eylül bazı bakımlardan bir önceki 12 Eylül’den beş beterdir. Çünkü bir önceki 12 Eylül’de alçaklık net olarak karşımızdaydı. İşte düşman karşımızda ve işte karşısında biziz… Dostlar belli… Bugün dost, düşman birbirine karışmış. Dost olması gerekenleri hayretler içerisinde izliyoruz. Bu insanlar nasıl böyle oldu, nasıl bu hale geldiler. Ruhi Ağabey yaşıyor olsaydı herhalde çok çok üzülür ve şaşar kalırdı. Döneklik ve ihanet her zaman oldu Türkiye solu içerisinde de dünya solu içerisinde de… Ama bu kadar, bu derecesi görülmemiştir herhalde… Ve bu kadar ikiyüzlü bir siyasi iktidar da görülmemiştir.

Aslında her şey net ama öyle anlaşılmıyor işte…

Demokrasi adına demokrasinin katledilmesi,

Adalet diyerek adaletin katledilmesi,

Hukuk diyerek hukukun katledilmesi,

Böyle bir şey görülmedi. General Evren’in adalet, hukuk, demokrasi diye bir meselesi yoktu. Bugün de yok. Adam açıkça diyor ki ben böyleyim… Bugünküler inanılmaz bir ikiyüzlülük içinde ve olmadık melanetleri çevirmekteler. İşte Silivri’de yaşananlar, ölenler… Çok büyük bir alçaklık yaşanıyor. Ben 1980’de cezaevi ve sürgünü yaşadım. Dediğim gibi dost, düşman belliydi. Ayaklarımız daha sağlam yere basıyordu. Sırtım daha sağlam yere dayalıydı. Arkadaşlar belliydi, düşman belliydi. Bugün öyle değil her tarafım kaypaklık ve alçaklıkla kuşatılmış durumda. O yüzden bugün dik durmak için daha çok bir iç gücü ve daha çok bilinç ve daha çok ahlâk gerekiyor. Ve Ruhi Ağabeyin kabri önünde, Sıdıka Ablanın hatırası önünde bunları söylemeliyiz. Dik durmalıyız.

Son olarak Ruhi Ağabey seçkin bir sanatçıydı. Ben de bir şair olarak konuşuyorum burada. Aramızda tiyatro sanatçıları, ressamlar, yazarlar, müzisyenler belki sinemacılar da vardır. Bizim hepimizin beraber olmamız lâzım. Biraraya gelmemiz lâzım. Bir birlik oluşturmamız lâzım.

Orhan Aydın: Ruhi Su' nun ideolojisi sosyalizmdi.
Sevgili dostlar, ülkenin 2011 yılında içinden geçtiği bu acımasız, tepeden tırnağa çürüme içindeki günlere inat, yine ülkenin içinden geçtiği bu dönekliğin, hainliğin, işbirlikçiliğin ayyuka çıktığı döneme inat ben o Türkiye Komünist Partisi’nin devrimci bayrağını alıp, sesine katan sazıyla, sözüyle bize ulaşan Ruhi Su Usta’nın sosyalizm ideolojisini huzurlarınızda sevgili Sıdıka Ablaya ve sevgili Ruhi Su’ya alkışlarınızla takdim etmek istiyorum.

İrfan Ertel: Ruhi Su örgütlü, örnek bir aydındı
Ruhi Su demek aydın olabilmek demektir. O hayatının her anında siyasi duruşu ve kimliğiyle örnek bir aydındı, örgütlü bir aydındı. Ruhi Su demek, aydın demek, örgütlü insan demek, müzik insanı demek.

Sönmez Targan: Onun komünist yanına değer veriyorum
Ruhi Su bu düzenin kurbanlarından biri. Ben onun sanatçı kişiliğinden ziyade siyasi kimliğine önem verenlerden biriyim. Benim onunla ortak paydam iyi bir komünist olmasıydı, iyi bir Marksist olmasıydı. Ben bu yanına çok değer veriyorum. Sanatçı yanına ayrıca saygı duyuyorum.

Biz onun türküleriyle heyecanlanır, motive olurduk. Onun yokluğu bugün daha çok hissediliyor. Çünkü bu alanda (başkalarına haksızlık etmek istemiyorum ama) onu aratmayacak bir sanatçı kuşağı gelişmedi. Ruhi Su’nun yeri bambaşkadır. O evrensel bir kişilikti. Ruhi Su sadece türkülerimize, ezgilerimize, çağdaş ve devrimci bir yorum getirmekle kalmamış, asıl onu tanımlayan siyasal kimliğidir. Nitekim Ruhi Su öksüz büyümüş. Van’dan Adana’ya Adana’dan Ankara’ya Türkiye’nin bir çok yerinde sanatını ve sazını halkı için konuşturmuştu. Ruhi Su amansız bir rahatsızlığa yakalanmıştı. 12 Eylül Faşist generalleri onun yurtdışına gidip tedavi olması için gerekli izni vermemişler ve burada acılarla yaşamı son bulmuştur. Ruhi Su’yu anlamak için önce onun siyasal kimliğini iyi tanımak gerekir. 1951 Türkiye Komünist Partisi tevkifatında tutuklanmış. Biricik eşi Sıdıka Su’yla da cezaevi koşullarında tanışmış. Behice Boran ve Nevzat Hakko’nun nikâh şahitliğinde evlenmişler ve ömür boyu bu birliktelikleri sürmüştür.

Ruhi Su için fazla söz söylemeye gerek yok. Tarihi bir gün karıştıranlar göreceklerdir ki, Ruhi Su sazını adeta devrimci mücadelesinin bir silahı bir kılıcı gibi tutmuş ve bunu ustalıkla kullanmıştı.

(soL - İstanbul)

 

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

 

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

 

Ruhi Su Vakfı kapandı

Ünlü sanatçı Ruhi Su adına kurulan "Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı" kapandı
ANKARA - Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Resmi Gazete’de yayımlanan ilanına göre, Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı, Beyoğlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26 Şubat 2010 tarihinde kesinleşen, kararına istinaden dağıldı.
12 Eylül yönetiminin yurtdışına çıkış yasağı koyması nedeniyle yakalandığı amansız hastalığın tedavisini yurtdışında yaptırma şansı bulamayan Ruhi Su, 20 Eylül 1985’de yaşamını yitirmişti. Beste ve türküleriyle ölümsüz eserler bırakan Ruhi Su’nun yaşamını yitirmesinden sonra eşi Sıdıka Su ile oğlu Ilgın Su, Ruhi Su’nun unutulmaması, eserlerinin yaşatılması için 1997 yılında İstanbul Beyoğlu merkezli "Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfı"nu kurmuştu. Vakıf, Ruhi Su ile ilgili çeşitli etkinlikler düzenliyordu. (ANKA)

  

HÜLYA AVŞAR'DAN RUHİ SU'YA SELAM!..

Hülya Avşar 25 yıl önce kaybettiğimiz değerli sanatçı Ruhi Su'ya selam söyledi..

Hülya Avşar’ın Habertürk TV’de yayınlanan programına dün gece İlkim Karaca konuk oldu..

Hülya Avşar merhum sanatçı Cem Karaca’nın eşi İlkim Hanım’a isminin anlamını sorunca İlkim Karaca ismini konservatuardaki ses eğitimi hocası Ruhi Su’nun verdiğini söyledi..

Hülya Avşar Ruhi Su’ya selam gönderirken İlkim Karaca’nın "25 yıl önce öldü" açıklamasıyla bir anda şaşkına döndü..

http://www.medyagunebakis.com/ -http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.!

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.!

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE.!

  

  

 

Ruhi Su - Başın Öne Eğilmesin
Ruhi Su - Başın öne eğilmesin maviye78 " title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen>

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP