“NÜKLEER TEHLİKE” İKTİDARDADIR.!

Nükleer yakıt çubuklarının aşırı derecede ısınarak radyasyon yaymasını önlemek için 300 Japon görevli hayatlarını ortaya koymuş.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

 

“NÜKLEER TEHLİKE” İKTİDARDADIR.!

Fukushima Daiichi   nükleer santralında zamana karşı yarış sürüyor. Nükleer yakıt çubuklarının aşırı derecede ısınarak radyasyon yaymasını önlemek için 300 Japon görevli hayatlarını ortaya koymuş. Dünyanın kaderi bu “kamikaze” lerin (1) elinde…

Tehlike potansiyelini ölçen 7 kademeli “alarm cetveli” ne göre,  tehlikenin düzeyi 5’e yükselmiş. 6 nükleer santralden 4’ünde patlama, yangın ve erime gibi olaylar meydana gelmiş. Çernobil’deki nükleer felaketin 7’nci dereceden olduğu düşünülürse, insanlığı bekleyen felaketin büyüklüğü daha iyi anlaşılır.!

Gözü karalığa bakar mısınız.? Bütün dünyanın dikkati nükleer tehlikeye çevrilmiş ve başta Çin olmak üzere pek çok ülkenin, nükleer santral yapımından vazgeçtiğini açıkladığı bir zamanda, bizim Başbakan “Durmak yok yola devam” diyor. Hazret Ecemiş fay hattına 25 km mesafedeki Akkuyu nükleer santralinin yapımına hız verilmesini istiyor. Cumhurbaşkanımız da Erdoğan ile aynı fikirde. Meğer bizde “nükleer tehlike” iktidarda imiş de biz  farkına yeni varıyoruz.! Ona göre, mutfak tüpünün yarattığı tehlike de nükleer tehlike kadarmış.! Karşılaştırmaya bakın hele… Kim diyebilir, sandıktan hemen önce, Başbakan bu sözleriyle halkla alay  ediliyor.?

“Wikileaks” belgelerine göre; Yalova Taşköprü’de Regus aracılığı ile Türkiye’ye gelen Royal Vopak şirketinin kuracağı dünyanın en tehlikeli atık depolama tesisine de Tayyip Erdoğan “olur” demiş. Recep’e göre atık depolama tesisi de  en fazla mutfak tüpü kadar tehlikeliymiş.! Tıpkı Akkuyu’da 26 dönüm arazi üzerine kurulacak olan 150 adet kimyasal atık depoları gibi…

Tayyip yabancıların her istediğine “olur” veya “evet” diyor. “Hayır” dediği Türk halkının istekleridir. Bir taraftan da 17. büyük ekonominin patronu olmakla övünüyor,,. Ama ülkesinde 13 milyon işsiz var. Yoksulluk sınırının altında yaşayanları biz de onun gibi kayıtlarımızdan çıkarttık…

KPSS mağduru yüz binlerce öğretmen atama beklerken, Milli Eğitim Bakanımız ABD, İngiltere, Avustralya ve Kanada’dan 40 bin yabancı öğretmen getirecekmiş.!

Ne gam.! Bu “ithalat” o ülkelerdeki işsizlik sorununun çözümüne katkı vermek için değil herhalde.!

Peki, bizim öğretmenler İngilizce öğretemiyor mu.?

Öğretebilirler elbette, sorun başkaymış bu sefer. Söylenenlere bakılırsa İngilizceyi öğrenebilmek için İngiliz veya Amerikalı gibi düşünmek gerekiyormuş. Aksi halde deyimleri anlamak çok zor oluyor. Deyimleri anlayamayan bir kişi, yapılan espri ve şakaları da kaçırırmış. Bu durum ise ABD’lilerin hiç hoşuna gitmiyormuş. Robot gibi İngilizce bilen adamı ne yapsınlar. Onlara verilecek emirleri espri içinde olsalar bile, anlayacak adamlar lazım.  Örneğin, “Libya’ya saldırın” komutu verildiğinde; “Hayır, biz sadece insani amaçla uçak gönderebiliriz” demeyecekler.!

Bunda dolayı İngilizce  eğitim  öğrencilerin ülkesinde yapılacak.!

Sırası gelmişken söyleyelim: Bizim Eş Başkan sonunda Kaddafi’yi terk etmiş. CHP’lileri kıskançlıktan kudurtan “İnsan Hakları Ödülü” de deve sırtında geri gönderilmiş!.. Bu arada diğer Arap liderlerine de bir tebligat yapmış. Nereden mi biliyorum. Toplantıyı canlı olarak izledim. Adamların suratından düşen bin parça oldu…

Ricciordane “tecrübesiz”, AP Türkiye Raporunu kaleme alan Oomen Ruijten “dengesiz”, Bizim elçiler “monşer”,

Hariri “mükemmel” bir lider, Kaddafi “insan haklarının” hamisi, Wikileaks raporlarını hazırlayan diplomatlar “şerefsiz”, İsrail lideri “katil”, Gazeteciler için söylenen tutuklanma nedeni: Hükümeti yıkmaya yönelik attıkları adımlar ve terör örgütü ile olan ilişkileri”…Ama nedense, savcılıkta ve mahkemede terör örgütü ile ilgili sorulmuş tek bir soru yok.! Bu defa bizden de yorum yok.!

Öyleyse biz de “Öyle kazana, böyle lahana” deyip geçiyoruz…

AP’nin yaptığı açıklama, biraz ağır kaçsa da son tahlilde Erdoğan’a destek şeklinde işlem görebilirler…

Oomen Ruijten kendisine  “dengesiz” diyen Erdoğan’a “Bu söz, kullananlar hakkında fikir verir” demiş. “Herhangi bir adım atmamıza gerek yok. Onlar rapor hazırlamakla görevli, biz de bildiğimizi okumakla görevliyiz” diyen Erdoğan’ın, son esaslı yanıtını verdiğini sanmıyorum. Hükümetin ABD, AB ve İsrail güdümünde politikalar izlemediği,  ülke çıkarlarını koruyan “tam bağımsız” bir politika izlediğine halkı inandırmak için, kendisine atılmış bir pas daha olabilir.

CHP’yi bu danışıklı dövüşten uzaklaştırmak için  “İklim” değişikliği ile meşgul etme planı, bu nedenle ortaya atılmış olabilir. Bakalım şimdi sırada kim var.? Akit Gazetesi bile “CHP Dallas Gibi” manşetini atabiliyor. Edebilseler bu sıra Hüseyin Üzmez’ i de CHP’ye kayıt edecekler… Tam da bu sırada mahkûmiyet kararı kesinleşen Hüseyin Dede tahliye edilmez mi.? Tutuklulukta geçen süre 2 yılı geçmiş. “Darbe planı” ile ilgili duyumlarını bilgisayara not eden gazeteciler ise içeride. Onlar için tutukluluk süresi 10 yıl ama yetmez.!

Gazetecilik mesleğindeki başarısının önündeki tek engeli “güzelliği” olan İklim Hanım, meslektaşları tarafından tanınan biri olmadığı halde, konuşurken babası yaşındaki kişilere ön adları ile hitap edebiliyor. Bunu ilginç buldum... Dışarıda yaşadığı her olayı, eve geldiğinde kocası ile paylaşabiliyor. Taciz olaylarını kocası ile paylaştığını söyleyen bu hanım efendi, söz gelimi otobüste ayakta seyahat ederken ani bir frenle üzerine yıkılan delikanlıyı da akşam kocasına anlatıyor mu.? Kocası ise hiç rahatsız olmuyor. Kimi ne ilgilendirir canım.? Muharrem İnce ile evinin önünde taksi içinde konuşurken, taksici önde oturuyor, gecenin bir saatinde kocası apartmanın kapısı önünde onu bekliyor. O ara konuşan Muharrem İnce’nin alkollü olduğunu da anlıyor. Gazeteciliğe bakın hele... Kocaya  hala sözüm yok.!

Odatv işveren sıfatıyla “Böyle birini çalıştırdığımız için özür dileriz” şeklinde bir açıklama yapmış. “Muhabir” hanım, röportaj yapmak üzere gittiği hiçbir yere, ses kayıt cihazı götürmüyor. Ses kayıt cihazı pahalı diyelim, hanımefendinin not defteri de yok!..Gözaltına alınıp bırakıldıktan sonra bülbül gibi şakıyor ama. Program yüklenmiş “notebook” gibi, hiçbir ayrıntıyı unutmamış.!

Konuşurken “CHP’yi zor durumda bırakmak istemiyorum” diyor. Tıpkı yandaş gazetecilerin Hanefi Avcı için “özel yaşamı bizi ilgilendirmez” diyerek, özel yaşamını didik didik etmeleri gibi…

İklim Hanım mükemmel bir artist. Rolünü de iyi ezberlemiş. Üstelik  güzel  mi “güzel.!” İklim bir tek gözyaşlarını akıtamamış. Kocası ile arkadaş gibiymiş.! Bu paragrafta bu ifadeyi ilginç bulmadım. Olabilir. Karı-koca gibi değillermiş yani.  Her konuyu paylaşırlarmış. Haspam oturmuş bize  Türk erkeklerini anlatıyor.! Yemezler, İklim değişti.!  İlkbahar’a geldik…

Av. Cemil Can

 

DİPNOT:

(1) Kamikaze: İkinci Dünya Savaşı yıllarında Japonların kullandığı intihar uçağı.

http://www.medyagunebakis.com/ - http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.

Bilgi Sahibi Olunmadan Fikir Sahibi Olunamaz.! Olunsa olunsa;

Ancak Başkalarının Fikirlerini Tekrarlayan Papağan Olunur.

* * * * * * * * * *

TEK YOL DEVRİM.!

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM.

Yaşasın Halkların Kardeşliği.!

KURTULUŞA KADAR SAVAŞ.!

ÜLKÜMÜZ TAM BAĞIMSIZ VE

GERÇEKTEN DEMOKRATİK TÜRKİYE. 

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP