TECAVÜZCÜSÜNE VERİLEN KIZ.!

Kılıçdaroğlu. Türkiye’de laiklik tehlikededir diyemem, dersem de altını dolduramam.. dedi

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

TECAVÜZCÜSÜNE VERİLEN KIZ.!

Siyaset sahnemizin yeni yıldızı Kılıçdaroğlu, Avrupa’daki bir gazetecinin sorduğu soruya: “Türkiye’de laiklik tehlikededir diyemem, dersem  de altını dolduramam” şeklinde bir yanıt vermiş.!

Anayasa Mahkemesi’nin oybirliği ile verdiği karara göre, AKP ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı’ haline gelmiş bir partidir ve halen iktidardadır.!.?

Bu durumdan daha büyük bir ‘tehlike’  veya ‘tehdit’ olabilir mi.? CHP Genel Başkanı Avrupa ziyaretinde pek çok konuda  ‘çekinmeden’  eleştirdi ama, nedense ‘laiklik’ konusunda aşırı temkinli bir açıklama  yapmayı tercih etti!... Sanırım genel başkan Türkiye’yi şikayet eden bir lideri konumuna düşmek istemiyor.!

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek olan ilk 3 maddesinin (daha iyiye doğru olursa) değiştirilebileceğini söylemiş.!.?

Kendisine,  Kürtçenin ikinci resmi dil yapılmasını isteyen BTP’ den başkası destek veren olmadı. İkinci bir dile Anayasanın üçüncü maddesi engel. Kılıç, her ne kadar daha sonra yaptığı bir açıklama ile yanlış anlaşıldığını söylemişse de, ikinci açıklaması fazla etkili olmamış.

Zira başkanın fikrini kamuoyu zaten biliyordu.! Başka bir açıdan bakıldığında, Kılıç bu açıklamayı sanki Kılıçdaroğlu’nu yalanlamak için yapmış.! Bilindiği gibi, ‘laiklik ilkesi’ de ikinci madde ile Anayasal güvence altına alınmıştır.

En yüksek mahkemenin başkanı, bu  maddelerin değiştirilebileceğini söylediği bir ülkede, hala ‘laiklik tehlikededir diyemem’  demek açıklamaya  muhtaç bir beyandır.!

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, bu arada TBMM’nde Baykal ile bir de görüşme yapmış. Basına yansıtıldığı kadarıyla görüşmenin içeriği, Yargıtay Başsavcılığı’ndan gelen ‘tüzük değişikliği ile ilgili yazı’ imiş.

 

Kılıçdaroğlu böyle bir yazıdan “haberdar olmadığını” söylemiş.! Sanırım birileri ‘Genel Başkan partiye hâkim değil’ inancını yaymak istiyorlar? Bu görüşme sırasında Baykal bir fırsatını bulup, partideki “tekçi yapıya son verilmeli” şeklindeki görüşünü hatırlatmış! Mimarı olduğu “tekçi yapı” dan, şimdi kendi rahatsız.  Bu antidemokratik uygulamanın ilk kurbanı olması nedeniyle, Baykal’ı Mithat Paşa’ya benzetenler yerden göğe haklı...(1)

Üstüne üstlük bir de il başkanlarının tamamı ‘tüzük kurultayına gerek yok’ diye imza vermişler. ‘Üye olmak isteyen herkese kapıları açın’ talimatı veren  Kılıcdaroğlu, galiba “parti içi demokrasi” yi  öyle kolay hayata geçiremeyecek.! Baykal’ın bile şikayetçi olduğu bu ‘tekçi yapı’ yı bir an önce dağıtmak şart oldu.!

***

MHP’liler, ‘Ani Harabeleri’ nde Cuma namazı kılmak üzere yola çıkmışlar. Devlet Bakanı Egemen Bağış, Bahçeli’ye “Maun Suresi” ni (2) okumayı tavsiye ederek, galiba bu namazın “gösteriş” amacıyla yapıldığını vurgulamak istemiş. Aldığı yanıt oldukça sertti. Bahçeli: ”İlk olarak Türk vatandaşı olsun” ondan sonra konuşsun demeye getirmiş.! Eğer Bağış, surenin tamamı üzerinden ithamda bulunmuşsa, çok ayıp etmiş.!

TSK’ nın her kademesinden ‘yoktur’ denilen JİTEM’ in varlığını kanıtlamak üzere, Emekli Albay Arif Doğan olağanüstü bir çaba içine girmiş. “JİTEM’ i ben kurdum” diyen  Doğan, ölmeden önce “Ergenekon” ile ilgili de ifade vermek istiyormuş.! Bir adam, gereği yapıldığında, kendinin de en ağır suçlamalarla karşı karşıya geleceği, böyle bir açıklama yaparsa, onun ‘hasta’ olduğunu anlamayanları, ondan daha ağır durumda kabul etmek gerekir.!

Ahmet Özal, babası Turgut Özal’ın bir suikasta kurban edildiğine inandığını söyleyerek savcılığa başvurmuş.!

Eski Jandarma Genel Komutası Org. Eşref Bitlis’in ölümü de suikasttır diyenlere, oğlundan ilginç bir yanıt gelmiş: Suikastın arkasında kimin olduğu daha önemli diyen Bitlis, cinayetin sorumlusu olarak ABD’yi işaret etmiş.!

Saadet Partisi’nde de yollar ayrılmış. Sen misin listeye Fatih ile Elif’in kayınpederini koymayan;  Necmettin Hoca’dan zılgıtı  böyle yersin: Hadi oradan, hadi hadi.!

Ahmet Türk “provokasyonların olmaması için, örgütün bu barış sürecine zemin hazırlaması açısından silahlarını Türkiye’nin dışına çekmesinde yarar var” demiş.

Silahları teslim etmeye Türk de yanaşmıyor.!

Abdullah Öcalan “İmralı ile Kandil arasına telefon hattı çekerseniz örgütü yönetmem daha kolay olur” diyerek, bu küçük isteğini hükümete iletmiş.! İstediği yerine getirilecek mi göreceğiz!.. Ayrıca Öcalan,  Gecikli saldırısı için “PKK’ nın yaptığı kanıtlanırsa, silah bıraktırırım” demiş. DTK eş başkanı  Tuğluk’a yaptığı bu açıklama ile gerçekte PKK’ yi kimin yönettiğini herkes iyice anlaşılsın istemiş.!

Öcalan avukatları aracılığı ile iki de protokol önermiş. Buradaki görüşmelerin sonucunu, karşılıklı üzerinde uzlaşılacak “iki protokol” şeklinde ele alıyorum. Biri ‘güvenlik boyutu protokolü’, diğeri de ‘demokratik haklar ve anayasa boyutu protokolü’. Bu protokoller seçimlerden sonra oluşacak parlamentoya sunulabilir. diyor. 

İmralı’da yapılan görüşmeler ileride inkâr edilmesin diye bu açıklama yapılmış. Artık görüşmeleri inkâr eden de yok zaten. Açıklamalara bakılırsa Öcalan “devlet başkanı” gibi hareket etmeye başlamış, bakalım sonu nasıl  gelir.!  Habur’dan bu yana “açılım” ın içini bayağı doldurmuş hazret.!..

Gündeme bir madde de BDP Genel Başkanı Demirtaş iliştirmiş, PKK’nın şehir yapılanması olarak bilinen KCK operasyonunda tutuklanan belediye başkanlarının, 18 Ekim’deki duruşmada salıverilmelerini beklediğini açıklamış… Bakalım hükümet bu ikinci küçük isteği yerine getirmek için  mahkemelerden ricacı olabilecek mi.?

***

Tutuklanan Hanefi Avcı, avukatının hazırladığı itiraz dilekçesini geri çekmiş.! Bence Avcı’ nın bu hareketi itiraz dilekçesinden daha etkili.! ‘F Tipi’ yandaş basının “delikanlıları” (2), kanal kanal dolaşarak, Avcı’nın ‘suçlu’ olduğunu kanıtlamak için adeta üstlerini başlarını parçaladılar. Bu çocuklar “Masumiyet Karinesi” ni hukuktan kaldırdılar;  Mahkeme’nin verdiği  “Gizlilik Kararı” nı ise hiç tanımıyorlar.!.?

 

Bu baylar, “polis Avcı’ nın mahremine girmedi, biz de girmiyoruz” diye diye adamın özel hayatının girilmedik bir yerini bırakmadılar… Gün gelir ‘adalet’ onlara da lazım olur, umarım o günler çok uzakta değildir… Galiba soruşturma dosyası, bir tek sanık avukatları için gizli! Evraklar birkaç yandaş gazetecinin elinde, her biri yardımcı savcı sanki.  Silivri’deki Hanefi Avcı’ ya, “Bir şeyin yoksa susma hakkını niye kullandın” diye sorma cüretini bile gösterebiliyorlar. “Susma Hakkı”  suçluluğun bir kanıtı gibi sunan,  bu haylaz ve haddini bilmez takımına, anlaşılan bir süre daha ‘dur’ diyen çıkmayacak.!

Terfileri onaylanmayarak izne çıkartılan “Balyoz Davası” sanığı komutanlar için, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi oybirliği ile yürütmenin durdurulması kararı vermiş. Görünüşe bakılırsa komutanlara dönüş yolu açılıyor.!

***

AB’ye üyelik koşulu olan ‘basın özgürlüğü’ konusunda AGİT - Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’ndan sonra devreye, Federal Almanya’nın en büyük sendikası ‘Verdi’ ye bağlı DJU da girdi.

Avrupa gazetecilerinin çatı örgütü olan EFJ-Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun kampanyasını desteklediğini açıklayan DJU, “Türk gazetecilerinin hiçbir engelleme, yıldırma ve tehditle karşılaşmadan, özgürlükçü ve demokratik bir toplum adına görevlerini yapmalarının sağlanması” zorunluluğuna dikkat çekmiş…

ABD Temsilciler Meclisi’nde,  Başkan Nancy Pelosi’nin onayıyla doğrudan Genel Kurul’a gelen ve ‘Türk ordusunun Kıbrıs’ ın Kuzeyini işgal etmeyi sürdürdüğü’  şeklinde ifadelerin yer aldığı, tavsiye niteliğindeki karar tasarısı kabul edildi. ‘Stratejik Ortak’ lıktan, ‘Model Ortak’ lığa terfi ettirildiğimiz bir dönemde,   ABD’nin attığı bu esaslı kazığı, Bahçeli’ye “Maun Suresi” ni  okumayı öğütleyen Egemen Bağış’ın nasıl açıklayacağını göreceğiz.!

Washington’daki ATC - Amerikan-Türk Konseyi Başkanı eski büyükelçi James H. Holmes, “CHP’nin Deniz Baykal liderliği döneminde çok katı bir biçimde ABD karşıtı bir tutum içinde olduğunu” ifade ederek, Kılıçdaroğlu’nun ABD’ye gelip, iki ülke arasında geçmişte yaşanan kışkırtıcı konuları ele almasının “çok olumlu” olacağını söylemiş...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Tarabya Köşkü’nde görüşen eski ABD Başkanlarından Clinton, Türkiye’yi İslam ülkeleri ile yaşanan sorunların aşılmasında bir “köprü” olarak nitelendirdi… Türkiye’yi düşünen yok tabii.!

Bu arada Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi de ‘Mavi Marmara’ gemisi ile ilgili soruşturma raporunu onaylayan tasarıyı kabul etmiş. 1’e karşı 30 oyla kabul edilen tasarıya tek ‘ret’ oyunu  veren ‘model ortağımız’ ABD oldu.!

***

Geçen hafta içinde, bu konuların tamamı makineli tüfek mermisi gibi arka arkaya gündeme sokulmuş. Dileyen ilgi duyduğu konu ile meşgul olsun diye tabii.  Bir yandan bu kadar çok konu, kısa aralıklarla gündeme taşınırken, diğer yandan “cambaza bak”  türünden bir iş mi çevriliyor diye, insanın aklına kötü şeyler geliyor.!

 

Örneğin, benim aklıma ilk gelen senaryo şu: ABD’nin Irak’tan çekilmesinden sonra kurulması planlanan kukla “Kürt Devleti” ne, Türkiye’den ve diğer komşularından gelecek olan tepkileri, en aza indirmek için, gündeme sokulabilecek ne kadar başlık varsa hepsi ileriye sürülmüş. ABD’nin bu son günlerdeki tutumunu, bu kaygılarıma kanıtı olarak gösteriyorum. Öte yandan Öcalan’ın, PKK’ yı İmralı’dan yönettiğine ilişkin açıklamaların arka arkaya gündeme düşürülmesi ise, muhatap kimin alınacağı konusunda bir kamuoyu oluşturma çalışması. ABD’nin Kenya’dan paketleyerek teslim ettiği 35 bin kişinin katili APO’ yu, neden astırmadığı şimdi daha iyi anlaşılıyor.!

İdam cezasına karşı olduklarından olamaz kesinlikle. Zaten idam cezası ABD’nin pek çok eyaletinde uygulanıyor. Bir gün inatçı ve cahil Kürtleri yönetmek için APO gibi bir cani lidere ihtiyaç duyacaklarını daha  o günlerden öngörerek, APO’ yu İmralı’da korumaya almışlar.!

Bu kafa karışıklığı sürerken, CHP’nin  Cumhurbaşkanı’na uyguladığı boykot kararını kaldırması ve ‘laiklik tehlikede değil’ şeklindeki açıklamalar, çok daha önemli  haberlere kulaklarımızı alıştırmak için yapılıyor olabilir.!

Sizce de öyle değil mi.? 120 gün sabah akşam 26 maddelik anayasa değişikliği, 3 ayrı koldan sabah akşam anlatılmasına rağmen, pek çok kimsenin ‘neyi oylamak için sandık başına gittiğini bilmediği’ inkâr edilemez bir gerçektir.  Şimdi bu yoğunlaştırılmış gündem ile kafaları allak bulak olan böyle kişiler için,  ABD’li bilim insanları garnitür türünden ayrı bir haber de hazırlanmışlar: Dünya’ya 20 ışık yılı yani 193 trilyon km uzaklıkta,  ilk defa ‘su ve yaşam’ koşulları bakımından çok elverişli konuma sahip bir gezegen keşfedilmiş. Kendi ekseni etrafında dönmeyen Gliese 581-g adlı gezegenin aydınlık yüzü 70, karanlık yüzü -1 derece imiş. Araştırmanın başında bulunan California Üniversitesi Astronomi ve Astrofizik Profesörü Steven Vogt,  dünyaya benzeyen gezegende canlı bulunma ihtimali için “hemen hemen bundan eminim” demiş… 7 nesil aralıksız seyahat edilebilse,ancak  gezegene gidilebileceği de hesap edilmiş.!

Gündeme oturtulan bu maddeler arasından hangisini önemseyeceğimiz ise, bize bırakılmış.!

Bu nedenle de durumumuz, ‘tecavüzcüsü ile evlendirilen kız’a benzetiliyor.! (4)

Av. Cemil Can

 

 

DİPNOTLAR

(1)   Padişah Abdülhamit,  ‘sürgün’ cezasını onu Anayasa’ya koyan Mithat Paşa’ya uygulamış. http://tr.wikipedia.org/wiki/Mithat_Pa%C5%9Fa(2)   MAUN SURESİ:Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı! İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.(3)   Emre Uslu, Barış Özkan, Adem Yavuz Arslan ve Tarık Toros (BUGÜN TV); Önder Aytaç, Emre Uslu ve Mehmet Baransu (CNN TV)  programlarda; Şamil Tayyar da (HABERTÜRK TV)’de bu yönde  “görüşlerini“ açıkladılar.

(4)   Bu benzetmeyi ilk defa ara sıra Cumhuriyet Gazetesi’nde yazılarını okuduğum Ercan Yeşilyurt’tan duydum.

 

 

http://www.medyagunebakis.com/ - http://www.tdfajans.com/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi. Paylaşımı. Toplum Yararına kullanımı.

 

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP