YARGIÇ AÇILIMI

Sonunda hükümet ağzındaki baklayı çıkardı. “Yargı reformu” paketinden çok önemli şeyler çıkacağını düşünenler bir kez daha yanıldıklarını gördüler.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

YARGIÇ AÇILIMI

Sonunda hükümet ağzındaki baklayı çıkardı. “Yargı reformu  paketinden çok önemli şeyler çıkacağını düşünenler bir kez daha yanıldıklarını gördüler. Hükümetin reform diye bir derdi yok;  hiçbir zaman da olmadı… Yargı reformu ile AKP’nin yapmak istediği; muhalefeti kendi söylemi içinde sıkıştırmak; sonra da halka dönüp: Bakın bu muhaliflere (CHP-MHP’ye) yapmayı vaat ettikleri ve programlarında da olan işleri bile yapmamıza engel oluyorlar şikâyetini yapmaktır. Bir de paket içine yerleştirdikleri ama, asla paketten ayrı görüşülmesine rıza göstermedikleri ‘makyaj’  şeklinde birkaç düzenleme var ki,   onlardan gerçek niyetlerini ortaya çıkıyor.!

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Türkiye Büyük Millet Meclisinden üye seçilmesinden vazgeçip, meclise ayrılan kontenjanı Cumhurbaşkanına bırakmışlar?! Bu şekilde sadece Cumhurbaşkanının seçeceği üye sayısı artmış oluyor! Sanki Cumhurbaşkanının bağımsız yargı’ konusunda hükümetten farklı bir düşüncesi var!..  Hükümet nedendir bilinmez(!) yargıyı, yasama ve yürütmeden bağımsız özerk bir yapıya kavuşturmayı hiç ağzına almıyor!..  Üye sayısını 21e çıkartmak da yargı bağımsızlığını sağlamaya dönük atılmış bir adım değil. Bir taraftan yargının bir cebinden elini çeker gibi yapan hükümet, diğer taraftan öteki cebine elini sokuyor. Amaç yargıyı daha da bağımlı hale getirmektir, bunu anlamayan yok!..

Hükümetin asıl kurnazlığı memurlara grevli toplu sözleşmeli sendikal hak’ verilmesi konusunda kendini gösteriyor. Böyle bir hakkı bu hükümetin memura verebileceğini düşünmek bile safdilliktir. Daha birkaç hafta önce Tekel işçilerinin direnişi nedeniyle hükümetin aldığı tutumu unutmadık. Ayrıca memurlara grev hakkının verilmesi için 8 yıldır iktidarda olanlar, bir kere bile parmaklarını oynatmadılar. Ellerinden gelse bütün memurları kapı dışarı edip, yerlerine İmam Hatiplileri dolduracaklar. 4/C dedikleri kölelik düzeni çalışanlara bakış açılarını ortaya çıkartmıştır. Yargı Reformu’ paketinin içine bu düzenlemenin konulması ile; pakete toptan karşı gelen muhalefeti Bunlar memura sendika hakkının verilmesine de karşı geliyorlar!diyerek halka şikayet etmek içindir. Yapılacak olan ucuz siyaset ve şark kurnazlığı’dır… Prim eder mi derseniz, bence eder... Burası hala Türkiye..! Böyle olmasına rağmen bu kadarını bile göze alamadı hükümet.  Nihayet, gerçek yüzünü gösterdi; grevli toplu sözleşmeli sendikal hakkı memurlarına çok görerek; onu da paketten çıkartıp attılar!... Her sıkıştığında millet iradesini öne çıkaranlar, bu konuyu  halka sormaya bile  ihtiyaç duymadılar!..

Paketinin içinde her kesim için sempatik gibi duran bir küçük paket daha var. Anayasanın Geçici 15. Maddesi 1980 darbesinin üstünden tam olarak 30 yıl geçtikten sonra, bu  değişikliği gündeme getirmek, hayatta olan son üç darbeci generale göz kırpmaktan başka bir şey değildir!.. Eski ceza kanunumuzda en uzun zaman aşımı süresi yirmi yıldı, yenisinde otuz oldu bu süre. İkisine göre de zaman aşımı doldu. Bundan daha da önemlisi aleyhteki hükümlerin geriye yürümezliği’ denen evrensel bir ceza hukuku ilkesi; eski darbecilerin yargılanmasına asıl engel olan bu ilkedir. Yani yapılacak değişiklikle eski darbecileri yargılamak üzere yeni hükümler getirilse de, onların hiç biri geriye doğru yürütülemez.  Mevcut hükümler içerisinde de eski darbecilerin yargılanmasına izin veren hüküm yok.! En üst hukuk normu anayasa’dır. Anayasa’da eski darbeciler hakkında dava açılamayacağına’ ilişkin hüküm olduğuna göre, zorlama yöntemlerle başka kanunlardan yola çıkarak onları yargılamaya kalkışmak bile bir işe yaramaz. Eski darbecileri yargılama olanağının bulunduğu söyleyenler, AKP’nin değirmenine su taşımakla görevli olanlardır. Boş boş konuşuyorlar.! Zira yargılamaya izin veren bir hüküm bulunsa bile, öncelikle onun Anayasa’nın yürürlükte olan geçici 15. Maddesine aykırılığı ileri sürülebilecek… En üst hukuk normuna aykırı olan hükümlerle darbecileri yargılamak imkânsız bir şeydir. Bu konuda hukukçuların ikiye ayrıldığına ilişkin haberler de kafa karıştırmaya dönük karartma eylemleridir.  Yargılanabilirliği savunan ikinci grup hukukçu olamaz,( ! ) belki hukuk diplomaları var onu bilemem.! Gugukçu diye tabir edilenler de  bunlardır işte.!

Sonuç olarak Anayasa’nın geçici 15. maddesinin değiştirilmesi ile yapılmak istenenler gerçekleştirilemez. Böyle olmakla beraber, geçici 15. maddenin Anayasa’da bulunması toplumsal bir ayıp ve rezalettir… Bu nedenle kaldırılmasına kimsenin karşı çıkması söz konusu olamaz.!

Bütün bunlardan anlaşılan paketin içinde sadece ve sadece yargının yürütmeye daha da bağımlı hale getirilmesinin hesabı vardır; çok açık görülüyor!..

Av. Cemil Can

 

 

 

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP