SİZE ‘ADALET’İ ASKIYA ALMA YETKİSİNİ KİM VERDİ.?

Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk-u Selametten.. Çekildik izzet-ü ikbal ile bab-ı hükümetten. N.Kemal

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

SİZE ‘ADALET’İ  ASKIYA ALMA YETKİSİNİ KİM VERDİ.?

HALK SİZE  ‘ADALET’İ  ASKIYA ALMA YETKİSİ Mİ VERDİ Kİ, NEDİR BU TELAŞ, YEDİ YILDIR NEREDEYDİNİZ..?

Seçim yaklaştıkça AKP’yi panik havası sarıyor.  Erdoğan hükümet şaşkın ördek misali suya tersten dalmaya başladı. Bir ülkede başbakan, yargının en tepesinde bulunan kurulun çalışmalarını ‘askıya’ aldırıyorsa, sözün bittiği yere gelinmiş demektir. Başbakan, bir arkadaşının babasının cenazesi nedeniyle Konya’ya giderek  toplantıya katılmayan ve  yardımcılarından birini de göndermeyen  müsteşarı savunuyor!.. Bu kadarı bile,  müsteşarın HSYK toplantısına başbakanın bilgisi içinde katılmadığını ortaya koymaya yeter. Kaldı ki, başbakan müsteşarın bu tutumu nedeniyle tutanak düzenleyip suç duyurusunda bulunan kurulun seçilmiş üyelerine meydan da okudu!.. Sanki çok büyük bir ‘ayıp’ etmişler gibi “dernek kurdunuz zaten!” dedikten sonra bir de “parti kurup siyasete girin!” diyor. Başbakanın bu beyanı aynı zamanda bir suçlamayı da içeriyor. Yargıçları ‘siyaset’ yapmakla suçlayan Erdoğan,  bu şekilde hükümetin yargıyı kuşatmasını gizleyebileceğini umuyor!..

‘Referandum’ gibi yöntemlerle halkın hakemliğine başvurulduğunda galip geleceğinden emin. Çünkü ‘mağduriyet’ rolünü en iyi kendisinin oynadığını biliyor;  ses tonundaki akort tam da bu işe göre… Neden korksun ki, bu yöntem denenmiş bir kaç kere; başarılı da olunmuş… Yine çıkacak ekranların karşısına; yine yargıçlara  bağırıp çağıracak, gerekirse halkı  azarlayarak sorumluluğu onların üzerine yıkacak;  kendisine aynı  ‘perdeden’  cevap verecek  kimse yok nasılsa!..

Halkın kafasında kocaman bir soru işareti oluşturan da o olacak. Kim bilir başbakan  bu 8 yılda ‘halkın yararına’ daha neler neler yapacaktı da, yüksek hakimler hepsini engellediler !?..  Buyurun çıkabilirseniz çıkın işin içinden… En son 6 yıl önceki şehir içi ulaşım ücret tarifesini hukuka aykırı bulup da iptal eden Danıştay’ı nasıl topa tuttuğunu unutmadık hazretin. Halkın alkışları da gözlerimizin önünde!..  O gün başbakan,  bu kararı veren yargıçlara “gelin belediyeyi siz yönetin” dememiş miydi?..  Aslında başbakanın ‘yöneticilik’ anlayışı bu cümlenin içinde saklıydı. Hukuk kuralları ile bağlı olmak istemiyor başbakan!.. Kafasına estiğini yapabilecek; önünde ne kurum ne kural olmayacak! Aksi halde,  halka dönüp şikayete başlayabilir. Halkın kendisine verdiği ‘yetkinin kullandırılmadığından’ söz ederek, kuralları ve kurumları ‘tırpanlamak’ gerektiğine bu halkı ikna da edebilir! Olmaz demeyin sakın!..  Tablo bu şekilde gelince bu necip milletin önüne; başbakanı inandırıcı bulacakları kesin. Mal varlığındaki durumu nedir bilemem ama, yöneticilik yapma anlamında, tek sermayesi de bu kaldı elinde kendilerinin…

Başbakan ve emrindeki hükümet hukuk istemiyor dedik; bunu bilmeyen kalmadı dünya üzerinde. İngiltere’de yayınlanan Guardian Gazetesi, sözleşmeye taraf 47 ülke arasında ‘insan haklarını’ en çok ihlal eden ülkenin Türkiye olduğunu yazdı. Geçen haftalarda Türkiye, 1959 ile 2009 arasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni en çok ihlal eden ülke ilan edildi. Tüm ihlallerin %19’u Türkiye’de gerçekleşti ve Türkiye aleyhine 2 bin 295 karar verildi. En çok rastlanan ihlal ise ‘adil yargılanma’ konusundadır denildi.(*)

Kadın hakları konusunda da 128 ülke arasında 121’inci sıradayız. Hükümetimizin en ‘fanatik’ destekçileri kadınlardır hala… O başka bir açmazımız!..

ABD’nin saygın finans dergisi Forbes’in hazırladığı listeye göre; İrlanda, Slovakya ve Danimarka’nın ardından Türkiye,  işsizlik sorunu en fazla yükselen ülkeler arasında 29’uncu sıradan 4’üncü sıraya yükseldi... Buna rağmen başbakan’ın “kriz bizi teğet geçti” sözü inandırıcı bulunuyor asgari ücretliler arasında!.. Türk halkının böylesine sınırsız  kredi verdiği bir başbakanı, bu ülke ne bugüne kadar  gördü, ne de  kolayına görebilecek bir daha!..

Kapasitesi 75 bin olan ceza evlerinde 100 bin tutuklu ve hükümlü var; bunların % 60’ı tutuklular. Bu yıl “kriz bizi teğet geçti” söylemine en doğru yanıt  cezaevlerinden geldi  gelmesine de, halk ‘bana mısın’ demedi daha!..

8 yıllık AKP iktidarı süresinde 85 yıllık birikimlerle oluşturulan neyimiz varsa satıp savıldılar. Başbakan da dahil bu dönemde,  bir tek yatırım yapıldığını söyleyen çıkmadı karşımıza. Bir tek Erdoğan’ın çevresindeki koruma ordusu için özel donanımlı 10 cip alınmasına karar verildi  dönem boyunca; neyse ki sonunda cipler  ABD’den yola çıkartıldılar da millet rahatladı!..

AKP kurucularından (eski) Başbakan Yardımcısı ve (eski) Bursa Baro Başkanı , deneyimli siyasetçi ve hukuk adamı  Ertuğrul Yalçınbayır, nihayet ekranlarda konuşmaya başladı: İnsani gelişmişlikte 93’üncü; yargı reformu itibariyle 64’ncü; basın özgürlüğünde 116’ncı sıradayız dedi. Yakınmanın kimlerden geldiğine bakın hele; halkın hala  bir şikayeti yok ‘çok şükür’ bu konuda!..  Açlıktan yatağa giremeyen insanlar,  henüz konuşmaya başlamadılar da; Başbakan  17’nci büyük ekonomiye sahip olduğumuzla övünüp duruyor sabah akşam!.. AKP yandaşlarından olup da  ‘avanta’dan  payını  alamayanlar; sıralarını bozmak üzere; sabırları tükendi neredeyse!.. Dört kişilik bir ailenin ‘yoksulluk sınırı’  2 bin;  asgari ücret ise 620 TL; hükümetin eli hala halkın cebinde!..

Bağış paraları ile Deniz Feneri Derneği’nin bir ‘gemicik’ aldığı ortaya çıktı.  Panama bandıralı “Baltic Kristina” adlı ‘gemicik’ iki Avrupa ülkesi arasında çalışıyormuş kime ne! Krizin kimleri teğet geçtiği belli değil mi.? ..!

Kamu borçlarının 7 yılda 148 milyar dolar arttığı ülkemizde, kredi borçlarının 4 milyar dolardan 80 milyar dolara çıktığını söylediler de; duyan kim?.. AKP yandaşı olarak nemalananlar hariç olmak üzere; halkın borcu  bu süre içinde (şükür)  20 katına çıktı!  ‘Kriz halkı teğet geçti’ ve ‘ Türkiye 17’nci büyük ekonomiye sahip büyük bir ülkedir’ söyleminin anlamı daha yeni anlaşılmaya başladı. Neyse ki, ‘yandaşlara’ dokunan bir zarar çıkmadı ortaya daha, ona da şükretmek lazım! Yoksa yandığımızın resmiydi… Onların uğrayacağı olası zararları da biz karşılamak zorunda kalabilirdik!.. Şükrünü bilmeyen milletlerin sonu ne fecidir, bunu size hatırlatan hiç çıkmadı mı?..

Hükümetin üyeleri sıra kurallarına bile uymadan, yargıçlara veryansın ediyorlar; atış serbesttir anlaşılan!.. Merak eder dururdum ‘ hükümet hangi hizmeti yapacaktı da  yargı onlara engel oldu’ bu sorunun cevabını kimse vermedi daha?.. Başbakan yargıyı ‘fırçalamak’ için fırsat kolluyor adeta…  Kendi yarattığı yapay gerginlikten bir defa daha ‘mağduriyet’ çıkarabilir mi bilemem ama, aynı edebiyat ile bir daha iktidara gelmenin yolu kapalı sanki!.. Ordu ile bu kadar uğraşması da aynı sebebe dayanıyor olabilir. Diliyor ki, ordu içinden ‘deli dolu’ bir delikanlı çıkabilir; çıkar inşallah;(!)  çalakalem bir de ‘bildiri’ yazar hükümete karşı; biz de  “…izzet ü ikbal ile bab-ı hükümetten” çekiliriz; (**)  ne iyi  olur  işte!?..

Yağma yok, otur oturduğun yerde.!

Öyle biri çıkmayacak bu sefer, hiç boşuna beklemeyin!.. Hükümet, ‘değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek’ olan Anayasa maddelerini yeniden tartışmaya açıyor acaba neden?.. Daha önceden denedikleri fakat,  Anayasa Mahkemesinden dönen değişikliklerin, yeniden tartışılmasında nasıl bir kamu yararı gördüler, anlatmıyorlar da kimseye!.. Yeni Anayasa paketinde,  rejimi değiştirecek türden düzenlemeler var. ‘Kuvvetler ayrılığı’ ilkesinden neden vazgeçilmesini istiyor bu hükümet. Bunun anlamı saltanat rejimine dönmek isteği değil mi?..

Hükümet ‘demokrasi karşıtı eylemlerin odağı’ haline isteyerek ve bilerek geldi!..  İstiyor ki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yeni bir kapatma davası açsın. Yok daha neler; olmayacak iş onu da geçin bir kalemde! Bu defa sağ salim sandığı halkın önüne siz  getireceksiniz ellerinizle!..

Hükümete bütün muhaliflerin bu ortamı sağlamaları şarttır. Hatta her akşam oturma odamıza kadar televizyonları aracılığı ile de gelebilirler; davetsiz misafirlikten utanacak değillerdir herhalde!..  İmam-Hatipliler ve  ‘türban’  konusundaki istismarı  yeter de; buna rağmen yine de  aynı masalları dinleyebiliriz!..

Hükümet sözcüleriniz ağlamayı bıraksınlar artık,  8 yılda  halkın yararına ne gibi icraatlar yaptıklarını  bize anlatsınlar.!

Avrupa Parlamentosu  Komisyonu eş başkanı Flautre,  HSYK’da Adalet Bakanı ve müsteşarının görev almasının  ‘kuvvetler ayrılığı’na aykırı olduğunu söyleyerek, paketteki ilgili maddenin geri çekilmesini istedi!..(***)  Bakalım içine girmek için taklalar atan  hükümetimiz, AB’nin bu isteğine  nasıl bir  karşılık verecek.  Bu tutumuna AB’ye girme konusundaki ‘samimiyet sınavı’ olarak değerlendireceğiz. Zira iktidarının büyük bir bölümünde, her yaptığı düzenlemeyi ‘AB’ye uyum’ adı altında yutturdular millete… İşte hendek, işte deve!..

Sözü HSYK’nun üyesi Ali Suat Ertosun’un basına yansıyan cümlelerine getirelim. Tüm saldırıların ‘belli bir yerden planlanarak’  uygulandığına işaret eden Ertosun: “Her şeyi yapabilirler. Bütün meslek hayatımız, özel hayatımız didik didik edildi. İnsan her şeyden korkuyor. Yarın başka şey uydurabilirler. Bir ifade aldırılabilir içine bir şeyler sokturulabilir. Yarın bir gün gizli tanık bulup bir şey söyletebilirler, iftira attırabilirler!”  diyor… (****)

Bayanlar ve Baylar.!

Bu sözleri,  Anayasa’mızın ‘kuvvetler ayrılığı’  ilkesine göre, millet egemenliğinin 1/3’ünü kullanmaya yetkili ve görevli  olan , yargının en tepesindeki kurulun bir üyesi söylüyor!..

Başçavuşun beygiri kişnemiyor karşınızda!.. Aklınızı başınıza devşirin.! Yüksek yargıç diyor ki: Silkelenip üzerinize serpilmiş olan ölü toprağını atma zamanı geldi!..

Demokrasimiz tehlikededir.! Ülkemizin bütün kurumları, işbirlikçiler eliyle düşmanın işgali altına girdi girecek; devletimize sahip çıkın!..

Düşman beynimizi kemirmeye  çoktandır başladı, mevzide  saklı değil, içimizdedir.! Karşı cepheden yükselen: ‘Ulusça çok iyi durumdasınız’ şeklindeki sese itibar etmeyin; o ses bizi aldatmak içindir.!

Bu nedenle  durumu iyi olmayan vatandaş,  komşusunu iyi sanıp da, kendinde  bir kusur aramasın!..

Gerçekte  komşularınız da bizim gibi açlık, yoksulluk ve sefaletin içindedir!..

Bunu bilmeyişimizin nedeni birbirimize ev ziyaretine gidemeyişimizdedir.! ‘Diziler’ ve ‘maçları’ biri çekip alsa gözümüzün önünden; ve; eskiden olduğu gibi komşuluk yapmaya dönebilsek; bütün gerçekler tüm çıplaklığı ile serilecek gözlerimizin önüne…

O zaman kurtuluşun, kendi ellerimizde olduğu gerçeği ile yüzleşeceğiz… Bizi kurtaracak bu yalın gerçek yanı başımızda  duruyor!.. Kendinde özür arayıp da kusur bulanlar; ihanete uğradıklarını fark ettiklerinde çözümü de  bulacaklardır elbette!... Bu kadar olumsuzluğa dayanabilen bu millet; daha  fazlasına da   dayanabilir şüphesiz!..

Bir yıl dediğin ne ki, göz açıp kayana kadar geçer.! Tut ki,  yıl 1919’a döndük yine ve ulusça  ‘genel seferberlik’ koşullarını yaşıyoruz yeniden, ne olur sanki.? Bu defa “elim kırılsaydı da bunlara oy vermeseydim” diyenleri; sıranın  en arka tarafında bekletmek gerekir;  onlar bu defa ellerini kırabilirler.! Zira, çektiklerimizde  payları az değil.!

Ortaçağın karanlığını delerek,  yoktan bir ülke var eden bu milletin hafızasında, önünü aydınlatan yakın bir şanlı tarihi var!.. O bize yol gösterebilir!..

Gözümüzü kapatsalar da perdeyle, ‘ işletim programı’  gibi kusursuz bir yol haritası duruyor belleğimizde.! Ulu önderin fotoğrafını indiremediler daha devlet dairelerinden;o hala önümüzde!..

Aydınlık günlere az kaldı, yeter ki, biraz daha direnelim.! Zaten yaptığımız başka bir şey mi var.? Bu son saldırıları da göğüsleyelim yiğitçe , düşmanı kaçıracağımız kesin!..

Av. Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

(*) 02.02.2010 tarihli Cumhuriyet Gazetesi

(**)

HÜRRİYET KASİDESİ

Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten

Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten. 

N.Kemal

(Çağın düşüncelerinin doğruluktan ve esenlikten uzaklaştığını görünce,

Geleceğimizden de vazgeçip, onurumuzla hükümet kapısındaki görevimizden

çekildik. Çeviren: Yılmaz Özbay)

(***)    27  Mart tarihli Cumhuriyet Gazetesi

(****)  28 Mart 2010 tarihli Cumhuriyet Gazetesi

 

 

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP