BAŞSAVCIDAN İTİRAFLAR.!

Başsavcısı Osman Sanal’dan, bu olayla birlikte aynı zamanda altı ‘kesin delil’; ile ‘isot’ biberi gibi göz yaşartan önemli itiraflar var.

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

BAŞSAVCIDAN İTİRAFLAR.!

‘Yer yönünden yetkisizlik’ (1) kararı vererek dosyaları alelacele İstanbul’a gönderen (eski) geniş yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Osman Sanal’dan, bu olayla birlikte aynı zamanda altı ‘kesin delil’; ile ‘isot’ biberi gibi göz yaşartan önemli itiraflar var. Bu hafta da onlara bakalım.

1.) Geniş yetkiler içinde ne yapacağını şaşırarak hukuk camiasını birbirine katan (eski) geniş yetkili Başsavcı Osman Şanal; yetkileri elinde alınana kadar yürüttüğü soruşturmaların evrakını, yerine atanan Başsavcıya teslim etmeyi göze alamadı! Soruşturma evrakının içinde Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının ‘İsmailağa Cemaati’ ile ilgili evrakı da vardı.

Hepsinden önemlisi, bu evrakın içinde soruşturmaları başlatan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısını, ‘Ergenekon Davası’ ile irtibatlı göstererek şüpheli durumuna sokan; inandırıcılığı zayıf ‘senaryolar’ da bulunmaktaydı.

Başsavcı büyük olasılıkla bu evrakın göreve başlayacak olan yeni Başsavcının eline geçmesini istememişti.

Bu aralar insanları karalayıp gözden düşürmek için kurulmuş olan cadı kazanından her zaman yararlanmak mümkündü zaten. Ne kadar süreceği belli olmayan ‘Ergenekon Davası’ içinde aklan aklanabilirsen! Bu anlamda Osman Şanal, bu gerçeğin altını bir kez daha çizmiş oldu.  Bu eski de olsa geniş yetkili bir Başsavcı tarafından kamu adına yapılmış bir itiraftır! Bir anlamda da kesin delil!…

2.) Diğer taraftan (eski) geniş yetkili Başsavcı “yer yönünden yetkisizlik” kararı vererek kendi yürüttüğü soruşturmayı da şüpheli hale getirdi. Başsavcı bu kararı vermekle demek istedi ki, ‘ben şu ana kadar yürüttüğüm bu soruşturmada yetkili değildim.’ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da istinabe edilmediğine göre, gerek Erzincan Başsavcısının elinden aldığı soruşturma evrakı ve gerekse o Başsavcı ile ilgili yürüttüğü soruşturmayı kendiliğinden (veya başka bir gücün ricası üzerine) yasaya aykırı olarak yürüttüğünü kabul etti.

Bu kararla aynı zamanda ‘görevini de kötüye kullanmış’ olan savcı; Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı değil, kendisi olduğu ‘ tevil yoluyla ikrar’ da etti! Bunu da kamu adına yapılmış bir itiraf olarak kayıtlara geçirmek gerekir.  İkrarı onu yapan bakımından, aleyhine kesin bir delil sayılabilir...

3.) Eski genişletilmiş yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı yetkisizlik kararı bir başka bir hukuksuzluğu da sergiledi. Şöyle ki,  tutuklanmasına karar verilen Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’e yöneltilen suçlamaların tümünün, adı geçenin görevli olduğu Erzincan’da iken işlendiği ileri sürmüştü.

Nitekim genişletilmiş yetkili Ağır Ceza Mahkemesi de kendisini, isnat edilen suçlarla ilgili olarak yetkili görüp, tutuklama kararı vermişti.

Zaten CMK 251’nci madde ile yetkilendirilmiş Cumhuriyet Başsavcılığının varlık nedeni CMK’nun 250’nci maddesiyle yetkilendirilmiş olan Ağır Ceza Mahkemesidir.

Savcılıklar mahkemeler nezdinde kurulup görev yaparlar. Mahkemeden bağımsız savcılık olamaz. Bu durum aynı zamanda  ‘Doğal Yargıç İlkesi’ nin de doğal ve zorunlu bir sonucudur.

Ağır Ceza Mahkemesi kendisini “yer yönünden yetkisiz” görmedikçe, Cumhuriyet Başsavcılığının mahkemeyi aşarak ‘yetkisizlik’ kararı vermesi; alıştığımız usulden değildir. Kaldı ki, savcılık bu kararı ile dava açıldıktan sonra Mahkemenin verebileceği ‘olası’ yetkisizlik kararını vererek mahkemenin görev alanına da tecavüz etmiştir!

4.) Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının ‘İsmailağa Cemaati’ ile ilgili yürüttüğü soruşturmada örgütün ‘silahlı’ olmadığı açıkça ortaya konulmuş olmasına rağmen, işin içinde ‘silah’ olduğundan bahisle ve ısrarla soruşturmaya geniş yetkili Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından el konulması; Savcılığın elinde bulunan bilgi ve belgelerin öğrenilerek şüphelilere de ‘bildirilmesi’ ve ona göre “vaziyet almaları” iddiasını akla yatkın hale getirmiştir.! Ardından müebbet ağır hapis cezası gerektiren eylemlerle suçlanan sanıkların serbest bırakılmaları ise, bu iddiaları daha da kuvvetli hale getirmiştir.

Bu durumda Erzurum Savcılarının yetkilerini aşmaktan değil, görevlerini kötüye kullanmaktan söz etmek daha isabetlidir. Böylesine gelişmelerin yaşandığı bir ülkede ne yargının ‘bağımsızlığına’ ne de ‘tarafsızlığına’ inanılıp güvenilemez.!

Bu güzelim ülkeye bu kadar büyük kötülüğü reva görenlerin yurt sevgisinden kuşkulanmamak ise, elde olan bir şey değildir.!

5.) Adalet Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun kararı, Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Osman Şanal’a tebliğ edildikten sonra; başka bir ifade ile yetkisi kaldırıldıktan sonra evrakları İstanbul’a göndermiştir.

HSYK Başkanvekili Özbek:”Yetki kalkınca iş bırakılır” diyerek kibar bir dille Başsavcıyı yaptığı işin üstüne vazife olmadığı konusunda eleştirmiştir. Aslında Başsavcı bir  ‘işgüzarlık’ yapmamıştır; bunu kabul etmek gerekir. Savcı suç işlediğini ‘bildiğinden’ kendisine bir savunma hazırlamaya çalışmıştır.

‘İddia Makamı’nın savcılar eliyle düşürüldüğü durum bugün itibariyle maalesef böyledir…

6.) Bütün bunlardan daha da önemlisi Başsavcı Osman Bey’in “korkaklığı” yüzünden Ergenekon komplosuna verdiği zarardır.?.!

Başsavcı bu alelacele kararı ile ‘Ergenekon Davası’ soruşturmalarını yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve 13 ‘ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nden başka hiçbir yerde yaptığı hukuka aykırılıkları kamufle edilemeyeceğini de ortaya koyarak;  Beşiktaş Mahkeme’sini ‘zan’ altında bırakmıştır!.. 

Bu mahkemenin tahliyelerle ilgili olarak verdiği kararların ikiye karşı bir oyla reddedilmesi de bu olayla  birlikte düşünüldüğünde, Başsavcı  farkında olmadan  acaba başka bir  gerçeğin altını da  çizmiş midir sorusunu akıllara getirmiştir!…

Kamuoyunun dikkati Başsavcının sergilediği bu ‘ürkek’ ve ‘militanca’ tutum üzerinde yoğunlaşmış iken, uzun süre ortalıkta görünmeyen (eski) Van Cumhuriyet Başsavcısı Ferhat Sarıkaya(2) da Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın mahalle komşusu olarak Çukurambar’da ortaya çıkmıştır.!

Bir de Erzurum’un İliç İlçesi Savcımız vardır. Onun için  ‘önemli davların  gizli tanığıdır’ da deniliyor!.. Arabasına ‘Ergenekon Örgütü’ tarafından ‘kene’ atılarak öldürülmek istenmişmiş; daha başka şeyler de söyleyerek ‘can güvenliği olmadığını’ ileri sürüyor. İşin komikliği bir yana bu savcı kendisine yüklenilen ‘ağır görevleri’ yerine getiremeyecek gibime geliyor!..

Ona da Çukurambar’da bir ev tutularak ‘güvenlik içinde’ yaşaması sağlansa iyi olur!..   Savcı için aynı zamanda “bu dönemim bir figürüdür” diyen deneyimli hukukçular var.(3) İleride bir gün Hukuk Fakültelerinde örnek verilecek türden iki olay, bugünden elimizde…  Ne mutlu olsun gelecek nesillere!..

AKP iktidarının ‘yandaş yargı’ yaratarak, yargıyı birliğini bozmak ve bu şekilde yargıyı bölerek hükümete ‘bağımlı hale getirmek’ amacıyla hareket ettiğini anlamayan kalmadı. Amaç yargı içinde skandallar yarattıktan sonra, ortaya çıkan rahatsızlığı gidermek üzere yeni düzenlemeler yapmak ve ardından istenen hedefe ulaşmaktır. Zira yasa çıkartmak konusunda hükümetin önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.

Tarihte her totaliter rejime geçişte bu sahneler tekrar tekrar izlenmiştir. ‘Yargıyı bölme’ bilinçlidir ve skandallar bir plan çerçevesinde uygulamaya konulmaktadır. Ardından sözde ‘yargı reformu’ ile yargı toptan devre dışı edilecektir.!

Aynı plan halen TSK üzerinde de yürütülmektedir.! Ne var ki, Silahlı Kuvvetlerde gelişmeler beklenildiği hızlı yürümemektedir. Bu nedenle hükümet yargıdan daha kolay sonuç alacağını düşünmektedir. AKP’nin bayıldığı işlerin başında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ikinci bir kapatılma davasını açılması gelmektedir.

Zira hiçbir hizmet üretmeyen AKP’nin üçüncü kez iktidara gelmesinin başka da bir yolu kalmamıştır.! Bu sonucu TSK adına yapılacak sert bir açıklama ile elde etmek de olanaklı görülmektedir...

Ne var ki, TSK’nin bu oyuna gelmeyeceği de anlaşılmıştır. Şu ana kadar TSK mensuplarına karşı yapılan en alçakça saldırıların sineye çekilmiş olması bunun en açık kanıtıdır…

Hükümetin yargı üzerindeki planlarının az yukarıda anlattığım gibi olduğunun itiraf değerinde bir kanıtı daha vardır.

O da skandal düzendeki her olaydan sonra, Başbakan’ın ortaya çıkıp:”Yargı bağımsızdır.!” şeklinde bir açıklama yapması ve hemen sonra: “Bizi Ankara’nın karanlık labirentlerine çekemeyeceksiniz, biz halktan aldığımız yetkiyle görevimizi yapmaya devam edeceğiz; siyaset yapmak isteyen bürokratlar üstlerindeki cübbeleri çıkartsınlar” minvali üzerine yaptığı açıklamalarıdır(4)…

Başbakan kendi ve ‘adamlarının’ yarattığı krizlerle yargı mensuplarını ‘siyaset yapmakla’ haksız yere suçlamaktadır. Başka bir ifadeyle söylersek bu tür olayları yapan da iktidardır, arkasından “yargıçlar devleti”; “yargı darbesi” gibi kavramları ortaya atarak hakimleri haksız yere suçlayan da onlardır; Mart kedileri gibi bağıranlar da tabi.!…

Başbakan’ın işi gerçekten zordur?!..

Halktan bu ülkeyi (iyi) yönetmek üzere yetki aldıkları halde, dişe dokunur bir icraat yapabilmiş değillerdir. Kuşkusuz,  Erdoğan’la daha iktidara gelmeden, üstelik milletvekili seçilme yeterliği bile yokken kabul edildiği oval ofiste, ABD’nin desteğini iktidarı boyunca arkasında bulundurabilmenin bedelinin ülkeye ne şekilde ödetileceği de konuşulmuştur.!

Devletin elçilerinin bile alınmadığı o toplantılarda ne konuşulduğunu kuşkusuz biz bilemeyiz. Ödememiz  gereken bedelin bir kısmını şu ana kadar yaşayarak ödediklerimizden biliriz de, daha ne kadar bedel ödeyeceğimizi yaşadıkça öğreneceğiz.!

Av. Cemil Can

 

 

DİPNOTLAR:

(1)  Türk  Ceza Kanunu

Yetkili mahkeme

Madde 12 .- (1) Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer mahkemesine aittir.

(2) http://tr.wikipedia.org/wiki/Ferhat_Sar%C4%B1kaya

(3) Sayın Hüsamettin Cindoruk’un Star TV’deki 21.02.2010 tarihli açık oturumdaki konuşması,

(4) http://www.webdebul.com/yazi/13037/ankaranin-karanlik-tunellerine-girmedik.html

 

http://www.medyagunebakis.com/ - http://www.tdfajans.com/

TDF-TARGET23 DÜŞÜNCE FORUMU - http://www.target23.org/

TDFAJANSToplum Dinamikleri Fikir Ajansı

Sosyal, Kültürel, Ticari, Eğitim ve Sanatsal Alanlarda;

Düşünce Üretimi, Paylaşımı ve Toplum Yararına kullanımı.

 

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP