1 Eylül Saldırı Günüdür..

1 Eylül 1939, barış değil, bir saldırı günüdür; 2.Dünya Savaşının başladığı gündür. Bu savaşın sonunda İsrail devleti kuruldu; savaşın hedefi demek ki buydu. Böylece Asya toprağında ayağını basacak bir karakol devlet kurdular, bayram etmezler mi ya!

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

39, Barış Değil, Bir Saldırı Günüdür..

 

1 Eylül Barış Gününde Diyarbakır Kürt Açılımı Mitingi; Uyar..!

1 Eylül 1939, barış değil, bir saldırı günüdür; 2.Dünya Savaşının başladığı gündür.

 

Bu savaşın sonunda İsrail devleti kuruldu; savaşın hedefi demek ki buydu. Böylece Asya toprağında ayağını basacak bir karakol devlet kurdular, bayram etmezler mi ya!

Şimdi sıra gelmiştir, karakolu büyütmeye, yani İsrail’in sınırlarını Harran’a doğru genişletmeye. Yani BOP. Diyarbakır seçilmiş merkezlerden biridir. Diyarbakır’ı merkez yapacağını bizzat BOP eş başkanı sıfatını kullanarak başbakan kendi ağzıyla söylemiştir.

Barış(!) mitinginin en âlâsı İsrail’de yapılmaktadır. Aynı gün eşzamanlı olarak Diyarbakır’da neden bayram olmasın?

İsrail için Diyarbakır’da 1 Eylül Barış Mitingini kimin yaptığı hiç önemli değildir. Nasıl olsa bir süre sonra onları da deliğe süpürür, tarikat, aşiret ve mezhep çatışmaları çıkartıp hepsini oradan kaçırtır…

 

İsrail Harran’ı İNSANSIZ İSTİYOR!

Filistin halkına yaptıkları gibi. Filistin halkı bugün kendi topraklarında göçmendir.

1939’da Hitler… Hayır, bu cümleyi böyle değil, “Yahudi silah tekelleri bir manyak lider yaratıp, onu Polonya’ya saldırttılar” diye yazmalı. “Polonya’daki Yahudi nüfusunu hayvan vagonlarına yükleyip Filistin topraklarına taşıdılar… Orada ilk araziyi Abdülaziz zamanında satın almışlardı… Buna karşı çıkan Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi Abdülaziz’in aleyhinde fetva verdi, Hüseyin Avni Paşa ve Mithat Paşa ile birlikte Abdülaziz’i devirmekten 1881’de Yıldız Çadır Mahkemesinde yargılandı, ona idam cezası verildi, müebbet hapsine çevrildi, Hicaz’da Taif zindanına sürüldü…” diye yazsam… Hayır, bugün bunu anlatmayacağım.

 

Türkiye’de bugün doğunun insansızlaştırılması BOP planının en önemli ayağıdır. İnsanımız ya dağa kaçırtıldı ya büyük şehirlere. Tıpkı Filistin halkı gibi, Kürt insanımızı kendi yurdunda göçmen yapmaya nasıl başlandığını görelim:

a- Kenan Evren cuntasıyla birlikte; Diyarbakır Cezaevinde işkenceleri ve dışkı yedirmeleri hatırlayalım. Şimdi o cezaevini ortadan kaldırıyorlar ki ne amaçla kullanıldığı unutulsun.

b- Aynı dönemin başbakanı, IMF’nin has adamı, Turgut Özal, hayvancılığı ve tarımı öldürerek köylüyü metropollere sürdü.   

c- PKK’nın  Köy baskınları nedeniyle, yani terörden kaçan köylüler.

d- Toprak ağasının marabası olmaktan bıkıp şehre kaçanlar.

e- Devlet Fabrikaları kapatılarak bir kısım işçiyi ailesiyle birlikte büyük şehirlerdeki bürolarına göndererek.

f- Baraj gölleri yaparak su altında kalacağı gerekçesi yaratarak köy boşaltmalar, vb.

Geçen yüzyılın ilk büyük savaşında doğudan ilk kaçırtılanlar Ermeni köylüleriydi, bunu büyük emperyalist planın parçası olduğunu şimdilik hatırlatarak geçelim.

 

Diyarbakır 1 Eylül Mitingini etnik Kürt partisi olduğunu saklamayan bir parti yapıyor.

Yarın aynı meydanda etnik değil de bir dinci Kürt partisi miting yapabilir. Ki yakında Tunceli için böyle bir işaret görünüyor.

Nerden anladım derseniz; CNN bugün Beşir Atalay’ın “açılıma devam edeceğiz” yollu basın açıklamasına iki yerden canlı yayın “izleme” görüntüsü vardı, biri Diyarbakır’dan A.Türk, diğeri Tunceli’de bir kahvehanede orta yaş üstü bir grup insanı ekran karşısında göterdiler. Sanki Tunceli halkının meselesi Beşir Atalay’ın açıklamalarıymış gibi bir imaj verdiler. Sonunda, mikrofonu tuttukları bir kişi, ne getireceğini  bilmediği açılım(!) için sorunlarına çare olacakmış gibi, “En fazla mayınlı arazi Tunceli’dedir, en faza boşalmış köy Tunceli’dedir, en fazla baraj gölü buradadır…” dedi. 

 

Dikkat ettim, son aylarda PKK en fazla Tunceli kırsalında eylem yapmaktadır. Sanki Türk uçakları buraları bombardıman etsin istermiş gibi… Hani malûm açılımda silahlar susacaktı?  

Bence işin püf noktası dikkatlerin Tunceli’ye çekilmesiydi. Çünkü Tunceli’nin Zaza Alevilerine (Zazalar, Selevkosların ve Sasanilerin torunları olup Koçgiri Oğuz boylarıdır), yeni bir havuç gösteriliyor. Ankara’da Kürt-Zaza Alevi partisi olması muhtemel bir parti kurma çabasından söz ediliyor. Bu partinin hazırlayıcıları arasında adı geçen yazar Ali Balkız, 1993’de 37 sanatçının yanarak ölmesiyle sonuçlanan,  Aziz Nesin’in de aralarında bulunduğu sanatçıları Sivas’a götüren organizasyonun sorumlusuydu. Eğer partiyi de aynı dikkatsizlikle kuruyorlarsa, kendilerini uyarma görevimiz vardır. Ortalık bu kadar barut kokarken, ateşle oynanmaz!

Tarih araştırmalarımdan öğrendiğim bir şey var, Anadolu’da bütün savaşlarda kabak gelip Kaşgari/Koçgiri Oğuz boylarının, Alevi ve Bektaşi inanışlıların başına patlamıştır.

Hangi padişah Bağdat seferine çıkmışsa, arkası Anadolu’da Alevi Türkmen katliamı olmuştur. Bugün birilerinin Türk Ordusunu Bağdat seferine çıkartmak istediklerini görmüyor musunuz? Kerbelâ’yı çiğnemeden Bağdat’a girilmez!

Herkes aklını başına toplasın. Etnik veya dinsel bir cemaat partisi, yani tüm halkı kucaklamayan parti, en büyük zararı adına hareket ettiği insanlara verir. İşte PKK, işte DTP…

1 Eylül barış değil, saldırı günüdür, bugün bunu yazacaktım aslında, lütfen beni bağışlayın.

Mahiye Morgül  - 31.8.2009

 

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP