‘ILIMLI İSLAM’ HIZLA YAYILIYOR.!..

EMPERYALİZMİN AYAK OYUNLARI:Din, üzerinde en fazla konuşulan konulardan biri olduğu halde, onu anlamamak için özel bir gayret(!) sarf edenlerin sayısı hiçbir zaman azalmadı… Salman Rüştü’nün(1) “Şeytan Ayetleri”(2) konusunda söyledikleri ile Danimarkalı entelektüel Lars Hedegaard'ın(3) peygamberimizin karikatürlerini bir kitapta toplaması İslam dünyasını ayağa kaldırdı…

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

ILIMLI İSLAM’ HIZLA YAYILIYOR.!..

 

EMPERYALİZMİN AYAK OYUNLARI

Din,  üzerinde en fazla konuşulan konulardan biri olduğu halde, onu anlamamak için özel bir gayret(!) sarf edenlerin sayısı hiçbir zaman azalmadı… Salman Rüştü’nün(1) “Şeytan Ayetleri”(2) konusunda söyledikleri ile Danimarkalı entelektüel Lars Hedegaard'ın(3) peygamberimizin karikatürlerini bir kitapta toplaması İslam dünyasını ayağa kaldırdı… Bu olaylar üzerine  “dini otoritelerin”  vermiş olduğu, “bunların katli caizdir” şeklindeki ‘fetvalar’(4) bu konuda uluorta konuşmanın ne denli tehlikeli olduğunu da ortaya çıkarttı…

Durduk yerde başlatılan ‘karikatür süreci’ ile Müslüman’ların radikal kesimleri saldırganlaştırılırken, onlara karşı sinsi planlar yapanlar ellerini daha da güçlendirdiler…  Bu şekilde ortaya ‘İslam dininin ılımlılaştırılması’(!) sorunu çıkartılmış oldu... Bu büyük projede emperyalizmin değirmenine taşınacak suyun yine Müslümanlara taşıttırılması, işin bir diğer trajikomik yanını oluşturdu...

Bu yapay gündemler ‘kronolojik’ bir sıra ile ele alınıp incelendiğinde; olup bitenlerin  ‘Büyük Orta Doğu Projesi’ ile son derece uyumlu olduğunu ortaya çıkartmaktadır… Emperyalistler ‘Dinler Arası Diyalog’  ile başlatılıp ‘Medeniyetler Buluşması’ ile devam eden sürecin asıl amacının İslam Dinini  ‘ılımlaştırmak’  olduğunu artık gizlemiyorlar… Ilımlılaştırmanın dini  ‘sulandırmak’  ile eş anlamlı olduğunu anlamak için artık konunun uzmanı olmak gerekmiyor…

 

İKİ BÜYÜK GÜNAH ŞİRK VE KUL HAKKI,

İslam dinine göre ‘şirk’(5) ve ‘kul hakkı’nın(6) af edilmeyecek en büyük iki günah olduğunu bilmeyen yoktur… Kul hakkı yemeye devam edecek olanların bu çalışmaları görmezden gelmelerini anlamak mümkündür.  Fakat Tanrıya ‘ortak koşma’ söz konusu olduğunda sessiz kalmalarına gerekçe bulmak oldukça zordur!…

Bu yazıda, son günlerde internet ortamında hızla yayılan ve özünde ‘misyonerlik faaliyetini(7) de çok aşan bir ‘çalışmaya’ değinmektir amacım… Öncelikle belirtmeliyim ki, benim gibi olayı fark etmesine rağmen, ‘uzmanının’ konuşmasını bekleyen çok sayıda insan var… Beni yazmaya zorlayan şu ana kadar bu faaliyetlere karşı etkili bir çalışma ortaya konulmamış olması…

Sözünü ettiğim faaliyet iki ayrı koldan yürütülmektedir. Amaç ise: İslam Dinini ‘ılımlı’ hale getirmek… Bu son derece açıktır… ’Ilımlı İslam’ bu faaliyetlerin tamamlanması sonunda ortaya çıkacak olan dine verilen isimdir…

 

Bu ‘yeni’ dinin adında ‘İslam’ sözcüğünün bulunmuş olması, onun en yanıltıcı olan tuzak yanıdır... 

 

Birinci tür faaliyetler, Tanrı’nın buyruğu olan ve ılımlı olmaya ‘engel’ olarak kabul edilen bazı ayetlerin öğretilmeyerek, ‘unutturulması’ şeklindedir. Bu faaliyet sonunda  bazı ayetlerin fiilen ‘yürürlükten kaldırılması’ hedeflenmektedir!… Zalim yöneticilere karşı ‘direnmeyi’(8) meşru kabul eden ayetler(9) bu söylenene tipik örnektir…

İkinci tür faaliyetler ise, çok kişinin kolayca gözünden kaçabilen, son derece profesyonelce hazırlanmış; ‘sevap kazanmayı öne çıkartan’ sevimli bir çalışma görünümündedir… Bu tip çalışmada ’sureler’ isim olarak varlıklarını korumakta; ancak içlerindeki ayetler  ‘değiştirilmekte’ veya onlara ‘eklemeler’ yapılmaktadır…

 

 

TAHRİFAT NASIL YAPILIYOR

Yapılan eklemeler ise hiç de incitici bir görünümde değillerdir!... Tam aksine her okuyucunun kabul edebileceği mesajlar içermektedirler… Söylem ise son derece kibardır…  Hatta denebilir ki, bu yöntem izlenerek ayetler üzerinden giderek ‘aşk mektubu’ yazmak(!) bile olanaklı hale getirilmiştir!…

Son günlerde samimiyetinden ve inancından hiçbir zaman kuşku duymadığım bazı kişiler, tamamen iyi niyetlerle paylaştıkları pek çok iletiden birinde dini sulandırmak isteyen misyonerlerin.

‘Haşr’ suresinden ‘Nisa’ suresine kadar kırk sureyi seçerek ve her surenin karşısına sözüm ona o sure içinden alınmış bir veya birkaç  ‘ayet’ yazılarak; “Bakın Kuran-ı Kerim'de bizi yaradan Rabbimiz bize nasıl öğütler veriyor. Bizi bizden daha iyi bilen Rabbimiz, yüce kitabında gören gözler için apaçık bir kişisel gelişim dersi veriyor” demektedirler… 

Yazının bütünlüğünden sanki ,  Kuran’ın övülmesinin amaçlanmış gibi  bir  izlenimi verilmek istenmektedir!..

Öncelikle Kuran’ın  Türkçesini birkaç kez okumuş olmanın sağladığı bir avantajla, ‘ayet’ olarak ortaya konan pek çok ifadenin, Kuran’da geçtiği gibi olmadıklarından kuşkulandığımı belirtmeliyim!... Kuşkumu dağıtmak için ‘Kuran’ı Kerim Portalı’na (www.kuran.gen.tr/) başvurup, karşılaştırma yaptığımda yazılanların, ayetlerdeki gibi olmadığı gördüm. Okuyucuların zahmete girmemesi için de her surenin altına ilgili ayetleri kopyalayarak yapıştırdım(10); görüleceği gibi bu ikinci tür çalışma ile, ya ayetlerin anlamı değiştirilmekte ya da ayetlere yeni eklemeler yapılmaktadır!...

 

Kuşkusuz bu durum karşısında dindar insanlar, yapılan bu tahrifattan ötürü peygamberin karikatürünü çizen ressama gösterdikleri tepkiyi gösteremeyeceklerdir!…Çünkü bu defa onları ortada ‘tahrik edecek’  ne bir küfür, ne hakaret ve ne de incitici bir tek söz bile yoktur!…

 

TANRI’YA ‘ŞİRK KOŞMAK’

Buraya kadar anlatılanlara bir nokta koyup, yapılan işin;  Tanrı’ya ‘şirk koşmak’ olduğuna da dikkat çekmek istiyorum… Tuzağa düşen pek çok kişinin ‘sevap’ alacakları düşüncesiyle, bu tür iletileri bütün arkadaşları ile paylaşmakta olduğu açıktır… Bu şekilde kısa sürede kirli bilgiler bütün dünyayı dolaşmaktadır… Farkında olmadan bu tuzağın bir parçası konumuna düşürülen kişileri, en kestirme yoldan uyarmak, yurttaşlık ödevleri arasında sayılmalıdır!

 

Yeri gelmişken inançlı insanların kafasını kutsal kitabın ‘süslü kapağı’ ile ‘rahle’ arasında sıkıştırarak ‘Mankut Türk’(11)  haline getiren yöneticilerin, bu kirliliğe açıktan karşı koyamayacaklarını da vurgulamak isterim… 

 

KUTSAL DEĞERLER SÖMÜRÜLÜYOR

Zira bu aşamada yaratılan bu ‘bilgi kirliliği’ ne karşı en etkili panzehirin, hızlı bir şekilde ‘doğru bilgiye’  ulaşmak olduğunu söylemeleri için çok erkendir… Aynı kaynaktan beslenip ‘din ve dince kutsal sayılan değerlerin sömürülerek’ iktidarlarını sürdürenlerin, kendi yollarını tıkamaları bu aşamada beklenmemelidir...

Öyle bir şey yapmaları ise onlarca yıldır bindikleri dalı kesmekle eş değerdedir!... ‘Zulme karşı direnme’ yerine, ‘biat ederek’(11) dilenme kültürü ile yaşamaya mecbur bırakılmış bir halkın, örgütlenerek hak araması öyle kolay değildir… O bakımdan toplumun sorunsuz yönetilmesi adına, yönetenlerin bu konuda sessiz kalmalarına hak ( ! ) verilmelidir!…

 

Konu ile de ilgisi olması bakımından bir başka garipliğe daha dikkat çekmek isterim: İnternet üzerinden elektronik posta yolu ile yürütülen bu faaliyete karşı en etkili yöntem: ‘doğru bilgiye’ ulaşmaktır…

 

Bunun en kolay yolu yine internet üzerindendir… Doğrulamanın sadece birkaç dakika alması gerçeği karşısında; büyük bir çoğunluğun bu kolay yolu izlemeyerek,  ‘hocaya sorma’ gibi bir düşünce tembelliği içinde ‘ezan vaktini beklemelerini’ de hiçbir zaman anlayabilmiş değilim!…

 

ILIMLI İSLAM YENİ BİR DİN DEMEKTİR..

Sonuç olarak denebilir ki, ABD’nin Müslüman toplumlar için öngördüğü yeni din  ‘Ilımlı İslam’ ın isim benzerliği dışında İslam Dini ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Gel gör ki, bu ‘yeni dinin’ yayılmasında kullanılanların neredeyse tamamı “Elhamdülillah Müslüman’ım!” diyenlerdendir…

Ne yazık ki, emperyalizmin bu büyük tuzağını görenler ise, her zamanki gibi laik kesimde bulunup azınlıkta kalanlardır… Bu nedenle de onların söyleyeceklerinin toplumdaki etkileri son derece azdır…

Av. Cemil CAN  - 09.08.2009

 

 

DİPNOTLAR: ( http://www.cemilcan.av.tr/s.163.htm )    

( 1 ) SALMAN RÜŞTÜ:(Salman Rushdie)47 doğumlu Hint asıllı İngiliz yazar. Kitaplarının konuları genelde fantastik, mitolojik, din ve bilim kurgudur. Magic Realism denince ilk akla gelen isimlerdendir. Genelde Pakistan ya da Hint asıllı karakterleri ve aileleri bu temalarla anlatır. Kendine özgü, Arap, Hint, Urdu dilleri ve İngilizce karışımı bir dili vardır. 1988'de Satanic Verses (bkz: Şeytan Ayetleri) isimli kitabı yüzünden Ayetullah Humeyni tarafından adına ölüm fetvası verilmiştir, 1999 senesinde fetvanın yenilenmiş olması yüzünden kellesi Hindistan, Mısır ve Pakistan’da 2,8 milyon dolar etmektedir. Uzun süre Avrupa'da saklanmıştır.

2002'de Amerika'ya göç etmiş, en kötü eleştirileri alan The Ground Beneath Her Feet'i yazmış ve makalelerle köşe yazılarına ağırlık vermiştir. Satanic Verses'ın girişindeki John Milton alıntısındaki gibi, o da yeri yurdu olmayan bir gezgin, kendi etki alanı dahilinde bir şeytan'dır.

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=salman+rushdie

 

( 2 ) ŞEYTAN AYETLERİ: İslam peygamberi Muhammed tarafından önce vahiy olarak açıklanıp, sonradan şeytan tarafından söyletildiği gerekçesiyle geri çekildiği iddia edilen birkaç Kur'an ayeti. İlk kez İskoç tarihçi William Muir tarafından kullanılmış bir kavramdır.

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eeytan_Ayetleri

 

( 3 ) KARİKATÜR KRİZİ: Danimarka ile İslam dünyasını 3 yıl önce karşı karşıya getiren karikatür krizi bu kez Hz. Muhammed'in karikatürlerinden oluşan bir kitapla tırmanacak. İslam'a karşı takındığı sert tutumuyla tanınan Danimarkalı entelektüel Lars Hedegaard'ın yazdığı kitabın çizerliğini Kurt Westergaard yapıyor. "Sert

Söylem" adlı kitap, Hedegaard'ın köşe yazılarından seçkiler ve 100'ün üzerinde karikatür içeriyor. Kapaktaysa 2005'te Jyllands-Posten gazetesinin Hz. Muhammed karikatürleri yayımlamasını sert şekilde eleştiren eski Dışişleri Bakanı Uffe Elleman Jensen, secdeye kapanmış olarak gösteriliyor. Elleman'ın sırtında üzerinden mürekkep damlayan bir şişe ve şişenin de üzerinde türbanında bir bomba bulunan Hz. Muhammed karikatürü bulunuyor. Hedegaard, İslam karşıtı Hollandalı lider Gert Wilders'i Danimarka'ya davet ederek mecliste konuşma yaptıran kişiydi.

http://www.porttakal.com/haber-peygamber-karikaturleri-simdi-de-kitap-174408.html

 

( 4 ) FETVA: İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dini hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislâm veya müftü tarafından verilebilen belge.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Fetva

 

( 5 ) ŞİRK: Arapça kökenli bir kelime olan "şirk", sözlükte ortak kabul etmek, ortak koşmak anlamına gelir. İslam dini kavramıdır.

Şirk, İslam dininde Allah'a eş ve ortak koşmak, isnad etmek, O'nun şeriki olduğunu söylemektir. Şirk için "tevhid"in zıttı, zıt kavramı diyebiliriz. Dinin itikadi esaslarından herhangi birini inkâr etmek "küfür" olduğu için, itikadın ilk esası olan "Allah'ın birliği, tevhid" esasına karşı gelmek ve inkâr etmek olan şirk, küfürlerin en büyüğüdür. Görüldüğü gibi küfür daha genel bir kavramdır; her şirk küfürdür, ama her küfür şirk değildir. Örneğin İslam'a göre, Allah'a ortak koşmak, şirktir ve küfürdür; fakat, ahiret gününe veya meleklere inanmamak sadece küfürdür, şirk değildir ve şirk olarak adlandırılamaz. Müşrik, şirk koşan demektir, ve her müşrik kafirdir, ama her kafir müşrik olmak zorunda değildir.

İslam dininin kutsal kitabı olan Kur'an-ı Kerim'e göre Allah'a şirk koşmak günahların en büyüğüdür, en büyük zulüm ve adaletsizliktir.

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eirk

 

( 6 ) KUL HAKKI: Kul ile diğer insanların arasında, mallarını gasp etme, dövme, eziyet etme, yaralama, öldürme ve kötü sözler söylemekten dolayı meydana gelen haklardır. Kul hakkı insanlara yapılan bir zulümdür.

http://www.turksestudent.be/forum/index.php?showtopic=5730

 

( 7 ) MİSYONERLİK FAALİYETLERİ: Sovyetler Birliği’nin dağılmasını müteakip bölgede özerkliklerini ilan eden Türk Cumhuriyetleri ve Türk toplulukları içerisinde uzun bir süredir devam eden “Misyonerlik” faaliyetlerinin planlı bir şekilde giderek arttığı gözleniyor. SSCB dönemi itibariyle baskı altında tutulan ve kendi dinlerini öğrenme ve gereklerini yerine getirme fırsatı verilmeyen bölge halklarının bilinçsizliği ve özellikle ekonomik anlamda geri kalmışlığı fırsat bilinerek, oluşan boşluktan faydalanma niyetindeki çeşitli ülke organizasyonlarının aktivitelerinde her geçen gün artış kaydediliyor.

http://www.diplomatikgozlem.com/haber_oku.asp?id=1985

 

( 8 ) DİRENME HAKKI:1776 tarihli Amerikan Bağımsızlık Bildirgesinde "Hükümetler, insanlar tarafından kendilerine ait hakların sağlanması için kurulmuşlardır; onların iktidarlarının meşruluğu idare edilenlerin muvafakatlerinden doğmaktadır.

Bir hükümet şekli bu gayenin gerçekleşmesine engel olur veya o gayeleri tahrip edici bir hale getirirse halk onu değiştirmek veya devirmek ve kendisine güvenlik ve saadet sağlamaya en elverişli görünen prensiplere dayandırmak ve teşkilatlandırmak suretiyle yeni bir hükümet kurmak hakkını haizidir." hükmünü barındırmaktadır.

Benzer şekilde 1791 Fransız Anayasasında da “Zulme karşı mukavemet, diğer insan haklarının bir neticesidir.” “Hükümet halkın haklarını zedelerse, milletin veya milletin her parçasının mukavemeti, en mukaddes hak ve en kaçınılmaz vazifesidir.“ hükümleri mevcuttu. 1946 ve 1958 Fransız Anayasalarında da Beyannameye atıfta bulunulduğu için dolaylı yoldan bu hak kabul edilmekteydi.

10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi önsözünde “İnsanın istibdat ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmaya mecbur kalmaması için insan haklarının bir hukuk rejimi ile korunmasının esaslı bir zaruret olmasının” ilanı uluslararası alanda bu hakkın kabul edildiğinin kanıtıdır.

Türk hukuku açısında 1808 Sened-i İttifak'da da direnme hakkından bahsedilmektedir. 1961 tarihli Türk Anayasası’nın önsözünde: “Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 devrimini yapan Türk milleti” denilmekle direnme hakkına vurgu yapılmıştır.

Tüm bu veriler değerlendirildiğinde yalnız Amerikan anayasal metinlerinde değil, diğer ülke metinlerinde de ihtilal - baskıya karşı direnme hakkı bir pozitif hukuk düzenlemesi olarak yerini almıştır diyebiliriz.

 

( 9 ) ZALİM YÖNETİCİLERE KARŞI DİRENME HAKKI: Sayın Prof. Dr. Y.Nuri Öztürk’ün bu konu ile ilgili olarak bir kitap yazmakta olduğunu duydum. Yakında çıkacak olan bu kitapta bu “zalim yöneticilere karşı direnme hakkı” konusunun da işleneceğini sanıyorum.

 

(10 ) Kuran En Büyük Kişisel Gelişim Kitabı
Bakın Kuran-ı Kerim'de bizi yaradan Rabbimiz bize nasıl öğütler veriyor.
Bizi bizden daha iyi bilen Rabbimiz, yüce kitabında gören gözler için apaçık bir kişisel gelişim dersi veriyor.

Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.

10. Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!

Saff 2: Yalandan uzak dur.

2. Ey iman sahipleri! Yapmayacağınız şeyi neden söylüyorsunuz? O haykırarak sevk edenlere/o göğüs gererek durduranlara.

 

Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.

4. Vay haline o namaz kılanların/dua edenlerin ki,

5.Namazlarından/dualarından gaflet içindedir onlar!

İsra 37: Kibirli olma, alçak gönüllü davran.

37. Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın.


Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma.

1. Ey giysisine bürünüp kenara çekilen!2.Kalk da uyar!

3. Rabbinin yüceliğini duyur! 

4. Temizle giysilerini!5.Uzaklaştır kendinden pisliği!


Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını kabul et.

12.İnsanlara zorluk dokunduğu zaman; yan yatarken, otururken, ayaktayken bize yalvarır. Ama sıkıntısını çözdüğümüzde, kendisine dokunan bir zorluk yüzünden bize hiç yalvarmamış gibi çekip gider. Haksızlığa/aşırılığa sapanlara, yapmakta oldukları, işte böyle süslü gösterilmiştir.


Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.

21. Onun ayetlerinden biri de sizin için, kendilerine ısınasınız ve aranızda sevgi ve rahmet Koysun diye nefislerinizden eşler yaratmasıdır. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ayetler vardır.

Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.

1.Aldatıp oyaladı o çokluk yarışı sizleri,
2.Öyle ki, ziyaret edip saydınız kabirleri.


Enam 50: Ön yargılarla hayatı kendine zehir etme.

50.Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum.  Gaybı da Bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım ben!" Sor onlara:  "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?

 

Enam 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.

60.O, odur ki, geceleyin sizi öldürür. Gün boyunca neler yapıp neler kazandığınızı bilir. Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün  içinde sizi diriltir. Nihayet O'nadır dönüşünüz. Sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir.

Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.

1. De ki: "Yarılan karanlıktan çıkan sabahın Rabbine/yarılışlardan fışkıran oluşun Rabbine sığınırım!

2. Yarattıklarının şerrinden,

3.Çöktüğü zaman karanlığın/gelip çattığı zaman göz perdelenmesinin/tutulduğu zaman Ay'ın/battığı zaman Güneş'in/taştığı zaman şehvetin/soktuğu zaman yılanın/ümit kırdığı zaman musibetin şerrinden!

4.Düğümlere üfleyip tüküren üfürükçülerin şerrinden!5.Kıskandığı zaman hasetçinin şerrinden..."

Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.

27.Ey sükûna kavuşmuş benlik!

28.Dön Rabbine, razı etmiş ve razı edilmiş olarak!

Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.

25. Ve o, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

26. Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?

27. O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir.


Hucurat 10: Büyüklük kibir ve hissine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.

10.Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin.


Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.

156.Onlara bir ıstırap gelip çattığında şöyle derler: "Biz Allah içiniz ve sonunda O'na  dönüp gideceğiz."

Beled 5-6: Her şeye hâkim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.

5. O sanıyor mu ki, hiç kimse ona asla güç yetiremeyecektir!

6. "Yığınlarla mal telef ettim!" diyor. Muhammed

7: İyiliği karşılık beklemeden yap.

7.Ey iman sahipleri! Eğer siz Allah'a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.

Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.

83.Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman!

84.İşte o zaman siz bakakalırsınız!

85.Biz ona sizden daha yakınız, ama siz görmezsiniz.

86.Madem ceza görmeyecek kişilersiniz, 

87.Eğer doğru sözlülerseniz, onu geri çevirsenize.


Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.

263.Güzel, yapıcı bir söz, bir bağışlama, ardından bir eziyet gelen sadakadan daha üstündür.  Allah Ganî'dir, cömertliğine sınır yoktur; Halîm'dir, hoşgörüsüne sınır yoktur.


Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine öfkenin dinmesini bekle.

63.Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "Selam!" derler.

İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.

1.Açıp genişletmedik mi senin göğsünü! İndirmedik mi üzerinden ağır yükünü! 

2.İndirmedik mi üzerinden ağır yükünü! 3.Ki o, belini çatırdatmıştı senin.

 

Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.

7. Görmez misin ki Allah, göklerde olanları da yeryüzünde olanları da bilir.  Üç kişi,  aralarında fısıldanmaya görsün,  Allah içiniz ve sonunda O’na dönüp gideceğiz."

Beled 5-6: Her şeye hâkim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.

5. O sanıyor mu ki, hiç kimse ona asla güç yetiremeyecektir!

6. "Yığınlarla mal telef ettim!" diyor. Muhammed

 

7: İyiliği karşılık beklemeden yap.

7.Ey iman sahipleri! Eğer siz Allah'a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.

Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.

83.Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman!

84.İşte o zaman siz bakakalırsınız!

85.Biz ona sizden daha yakınız, ama siz görmezsiniz.

86.Madem ceza görmeyecek kişilersiniz, 

87.Eğer doğru sözlülerseniz, onu geri çevirsenize.


Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.

263.Güzel, yapıcı bir söz, bir bağışlama, ardından bir eziyet gelen sadakadan daha üstündür.  Allah Ganî'dir, cömertliğine sınır yoktur; Halîm'dir, hoşgörüsüne sınır yoktur.


Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine öfkenin dinmesini bekle.

63.Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "Selam!" derler.

İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.

1.Açıp genişletmedik mi senin göğsünü! İndirmedik mi? üzerinden ağır yükünü!  2.İndirmedik mi üzerinden ağır yükünü! 3.Ki o, belini çatırdatmıştı senin.

 

Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.

7. Görmez misin ki Allah, göklerde olanları da yeryüzünde olanları da bilir.  Üç kişi,  aralarında fısıldanmaya görsün, dördüncüleri O'dur; beş kişi fısıldanmaya görsün altıncıları O'dur. Bundan az da olsalar çok da olsalar, O mutlaka onlarla beraberdir; nerede bulunurlarsa bulunsunlar. Sonra onlara, yapıp ettiklerini kıyamet günü haber verecektir. Allah her şeyi bilmektedir.

Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.

7.Ve gök. Yükseltti onu. Ve koydu şaşmaz ölçüyü, mizanı. Azgınlık etmeyin ölçü ve tartıda,  saptırmayın mizanı.

9.Ölçüyü titizlikle, adaletle koruyun ve hüsrana araç yapmayın mizanı.

Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.

40.Eğer siz ona yardım etmezseniz bilin ki, Allah ona zaten yardım etmişti.   Hani,  küfredenler onu iki kişinin ikincisi olarak yurdundan çıkardıklarında, mağarada bulundukları bir sırada arkadaşına şöyle diyordu: "Tasalanma,   Allah bizimle!" Bunun üzerine Allah ona sükûnet indirmiş ve kendisini sizin görmediğiniz ordularla desteklemişti de küfre sapanların sözünü sefil kılıp alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise yüce olanın ta kendisidir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.

19. Körle, gören bir olmaz!

20. Karanlıklarla ışık da bir olmaz!

21. Gölge ile sıcaklık da aynı değildir.

22. Diriler de eşit olmaz, ölüler de. Allah dilediğine/dileyene işittirir. Ama sen, kabirlerdekilere işittiremezsin!

Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar içi n asla feda etme.

33.Çünkü o, yüce Allah'a inanmıyordu. 34. Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu. 35.  Bugün onun için burada bir sıcak dost yoktur.

Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.

1.Nûn! Yemin olsun kaleme ve satır satır yazdıklarına,

2. Ki sen, cin tasallutuna uğramış değilsin; Rabbinin nimeti sayesinde,

Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi bil.

4.Onları gördüğünde gövdeleri hoşuna gider. Bir şey konuşsalar sözlerine kulak verirsin. Onlar birbirine dayandırılmış keresteler/Hint kumaşı giydirilmiş kütük parçaları gibidirler. Her bağırtıyı aleyhlerinde zannederler. Düşmandır onlar; sakın onlardan! Allah onları kahretsin! Nasıl da aldatıp öldürülüyorlar!

Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.

32.Kadın dedi ki: "İşte budur o, hakkında beni kınadığınız. Vallahi, ben onunla gönlümü eğlendirmek istedim de o masum bir tavırla bundan çekindi. Ama eğer kendisine emrettiğimi yapmazsa yemin ediyorum hapse tıkılacak ve horlananlardan olacaktır. 

33.Yûsuf dedi: "Rabbim! Zından benim için bunların beni çağırdığı şeyden daha

Sevimlidir. Eğer onların oyununu benden uzak tutmazsan onlara meyleder de cahillerden olurum."

Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.

41.Allah'ın berisinden veliler edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi / en zayıfı elbette ki, dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi!

Al-i İmran 92: İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.

92.Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe hayırda erginliğe / dürüstlüğe asla ulaşamazsınız.  İnfak etmekte olduğunuz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir.

Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.

46.Yeryüzünde hiç dolaşmadılar mı ki, kalpleri olsun da onunla akıllarını çalıştırsınlar, kulakları olsun da onlarla duysunlar. Şu bir gerçek ki, kafadaki gözler kör olmaz ama göğüslerin içindeki gönüller körleşir.

İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme.

42. Sakın, Allah'ı, zalimlerin yapmakta olduğundan habersiz sanma. O,  onları, gözlerin korkudan donup kalacağı bir güne erteliyor, hepsi bu...

İsra 23: Anne ve babana ''off'' bile deme.

23.Rabbin şöyle hükmetti: O'ndan başkasına kulluk/ibadet etmeyin, anaya-babaya çok güzel davranın: Onlardan birisi yahut her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına gelirse sakın onlara "Öf!" bile deme; onları azarlama,   onlara tatlı-iltifatlı söz söyle.

Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur.

149.Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz, bir kötülüğü affederseniz, Allah da çok affedicidir, her şeye güç yetirendir.

Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.

56.Bunlar, kendileriyle antlaşma yaptığın kişilerdir. Ama her defasında antlaşmalarını bozarlar.  Hiç çekinmez ki bunlar...


139.Gevşemeyin, tasalanmayın. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz.

Âl-i İmrân 139: Yaşadığın zorluklar karşısında kendini bırakma ve üzülme; hedefe ulaşmak inancını ve azmini korumayı, duygularına hâkim olmayı gerektirir.

 

Furkan 43: Heveslerini kendine ilah edinme.

43. İğreti arzusunu ilah edinen kişiyi gördün mü? Şimdi ona sen mi vekil olacaksın?

Necm 3: İnanma duygunu diri tut.

3. O; kuruntudan, keyfinden konuşmuyor.

Nisa  58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme.

58.Şu bir gerçek ki, Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah ize bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semî'dir, çok iyi duyar; Basîr'dir, çok iyi görür.

 (11 ) MANKUT TÜRK: Çinliler esir aldıkları Türk’lerin kafasındaki saçları kazıyarak başına bir yaş deri geçirirler. Başlarında deri ile esir aldıkları Türk’leri günlerce aç ve susuz olarak çölde bırakırlar. Bu yaş deri kurudukça beyni sıkar ve bu işkenceye maruz kalanların çoğu ölür. Ölmeyenleri ise ölümden daha kötü bir hayat beklemektedir. Ölmeyenler öyle bir noktaya gelir ki, hafızasını kaybederler. Hafızasını kaybeden insan, gözünü Çinli efendisinin dizinin dibinde açtığını zanneder ve çok ideal bir köle olur. Bunlara Mankut Türk derlermiş. Bu köleler için artık hiç bir tedbir almadan rahatça tüm ayak işlerinde kullanırlar ve genelde ölene kadar hayvan gütmek gibi işlerde kullanırlar.

Zamanında böyle bir işkenceye maruz kalıp, hafızasını yitiren bir genç Türk varmış. Annesi yana yakıla köle yapılan oğlunu ararmış. Günün birinde oğlunu davar güderken görmüş ve gidip anası olduğunu söylemiş, ancak oğul anasını tanımamış. Çinliler bu olayı öğrenince Mankut Türk’ü ne, o kadının kendisini kandırmaya çalıştığını ve zarar vereceğini, bir dahaki sefere o kadını öldürmesini söylemişler.

Gencin anası tekrar geldiğinde elinde okla kendini bekleyen oğlunu görmüş ve talihsiz ana kendisinden daha talihsiz oğlunun okuyla orada can vermiş.

Bu olay Kazakistan ve çevre Türkî Cumhuriyetleri’nde halen anlatılmakta, bu konuyla ilgili şiirler - türküler yazılmakta ve tabloları satılmaktadır.

http://www.depobilgi.com/MANKUT-TURK_253.html

 

( 12 ) BİAT ETMEK: Birinin egemenliğini tanımak, kabul etmek.

 

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP