YARIN KİMSE İÇİN GARANTİ DEĞİL!...

Bu yazının tek başlığı yok.. Çok önemli bir mektuptur bu. Her başlık ayrı bir öneme sahip. Bu mektubu sadece Ayşegül’e yazılmış sanmayın. Bütün Ayşe’lere, Fatma’lara, Leyla’lara Ahmet’lere, Mustafa’lara, Hasan, Hüseyin’lere yazılmıştır. Bu mektubu okurken, daha anlaşılır olabilmesi için yanında M.K.ATATÜRK’ ÜN “nutuk” ve “Gençliğe Hitabını” da okuyun..

Paylas:
  • Facebook'da Paylaş
  • Twitter'da Paylaş

Bu yazının tek başlığı yok..

Çok önemli bir mektuptur bu.

Her başlık ayrı bir öneme sahip.

Bu mektubu sadece Ayşegül’e yazılmış sanmayın. Bütün Ayşe’lere, Fatma’lara, Leyla’lara, Ahmet’lere, Mustafa’lara,

Hasan, Hüseyin’lere yazılmıştır.

Bu mektubu okurken, daha anlaşılır olabilmesi için yanında M.K.ATATÜRK’ ÜN “nutuk” ve “Gençliğe Hitabını” da okuyun..

http://www.medyagunebakis.com/

 

O'NUN SÖYLEDİKLERİNİ BİR KEZ DAHA GÖZDEN  GEÇİRİN, NE DURUMDA OLDUĞUMUZA BAKIN VE GELECEKTE NASIL OLACAĞIMIZA SİZ KARAR VERİN. 

 

kimden : Cemil Can <av.cemilcan@hotmail.com>

kime : Sevgili Ayşegül;

tarih : 02 Eylül 2009 09:33

 

YARIN KİMSE İÇİN GARANTİ DEĞİL!...

 

Sevgili Ayşegül;

Çoğunlukla yazılarım ile ilgili yapılan yorumlara ve sorulan sorulara cevap veremiyorum… Fakat size kısa bir cevap yazmak şart… Zira bu cevapla aynı soruya takılıp kalan pek çok kişiye de cevap vermek istiyorum...

Sorunuz genelde büyük sessiz çoğunluğun aklından geçiyor her gün; nedense pek sorulmuyor!...

Mektubunu pek çok yurtseverin yaptığı gibi,  sen de  “yapabileceğim bir şey mi  var?...” diyerek,  kahredici bir  çözümsüzlük içinde  bitiriyorsun!...

Yapabileceğin birçok şey var elbet; üstelik bunlar ‘ulusal bir görev’ gibi karşında duruyorlar...

İşlerin bu noktaya gelmesinde bir kusurun yok sanma!... Çoğumuzun kolayca yapabileceği basit pek çok görevi, zamanında ve gereği gibi yerine getirmemiş olmaktır asıl suçumuz…  Zaten acı olan gerçek de bu!..

 

Sevgili Ayşegül’üm;

Her şeyden önce, hızla bir iç savaşa ve parçalanmaya doğru gittiğimiz gerçeğini görmemiz gerekiyor!… Amerikalı Samuel P. Huntington’un  “Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması” adlı o meşhur kitabında bunlar var. David L. Phillips adlı Amerikan Dış Politikası Ulusal Komitesi Direktör Yardımcısı tarafından hazırlanan planda “reformlar yapılmalı, af düzenlemeleri geliştirilmeli, bir aracı tespit edilmeli, alt yapıya yatırım yapılmalı” denerek gerçekleştirilmiş veya gündemde olan açıklamalarla da aynı değirmene su taşıyor!...  Kutsal Kitap gibi bellenen bu yapıtta; “Atatürk’ün mirasını aşındıran eğilimlerin yükselişi, tüm bunlar Türkiye’nin bölünmüş bir ülke olmaya devam edeceğini garantiliyor gibidir”  denerek  parçalanacağımız (.!)  müjdeleniyor Kuzum!...

Bu noktaya kadar gelmesine geldik de, ‘nerede konuşlanacağız?’ bu savaşta onu bilemiyor birçoğumuz… Hayati öneme sahip bu soruya en doğru yanıtı verip, gereğini yapmak ulusal bir görev oldu bugün... Sağcı-Solcu, Alevi- Suni, Türk-Kürt vb. gibi  yapay ayırımlara kanmadan;  ayrışmanın bambaşka bir eksen üzerinde şekillenmekte olduğunu göz ardı etmeyelim!...

 

SAF’IMIZI, YERİMİZİ, DURUŞUMUZU BELİRLEYELİM

HAK, HUKUK KALMADI. TERAZİ KİMİN ELİNDE, NASIL VE KİMDEN YANA TARTIYOR BELLİ DEĞİL. YAKIN ZAMANDA TERAZİ TAMAMEN EL DEĞİŞTİRECEK.. ARTIK TÜRKLER SAF DIŞINA İTİLECEK VE TERAZİ ONLARDAN ALINACAK

 

Ayşegül kızım!

Birlik diye diye neredeyse ikiye böldük bu güzelim ülkeyi!... Bir tarafta ‘Türkiye'nin Yanında Olanlar’; diğer tarafta ‘Türkiye Karşıtları’ var!..

Türkiye karşıtı olanların başına: AB, ABD ile İşbirlikçi AKP ve ihanet hesapları içindeki  DTP boy gösteriyorlar!… Geri kalan bütün kesimleri, Türkiye'nin yanında olanların  safına koymak mümkün!... İlk görüntü böyle en azından!… Bizim taraftan karşı tarafa geçmelerin olacağı da hep olasılık içinde olacak!… Hainler, aldatılanlar vb. gibiler yine koynumuzdan beslenip, bizimle yaşayacak!...

Bu  da yaşamın bir diğer acı gerçeği gülüm!… 

Başka ülkelerde de hainler bulunur elbet; bizde ‘fidanlığı’ var maalesef!...

Onların  bize ne zaman ne kadar zarar vereceğini birlikte yaşayıp göreceğiz!… Belki tuhaf geliyor ama, gerçek  böyle  kızım!... Her neyse, söylemek istediğim şu: Toplumdaki ayrışma bu eksen üzerinde derinleşmekte!... 

Bir başka söyleyişle, yakın geçmişte birbirine düşman gibi duran ‘yapılanmalar’ bugün yan yana olmak zorunda!… Bir diğer gariplik de burada kuzum!... Bu tablo karşısında senin yapacağın; kişilikli bir duruş olacak sadece… Yani ulusal bir duruş  başka bir deyişle!… Bu duruş aynı zamanda ulusal bir tavır belirlemek olacak!…

 

Ayşegül kızım!

Yapacağın en doğru şey: ‘Türkiye Yanında Olanlar’ a omuz vermektir; düşmana karşı,  onlarla birlikte aynı safta durmaktır!…

İlk yapacağın budur!...

İkincisi: Bu yalın gerçeği, sesini duyurabildiğin kadar uzağa ulaştırmaktır; biraz da surat asmaktır, kızmaktır bize bu günleri revam görenlere; yüzünü Anadolu yaylasına dönüp; avazınız çıktığı kadar bağırmaktır isyanını!..

Merak etme göreceksin sonrası ise,  kendiliğinden gelecektir!...  ‘Tarih Baba’ bu günleri de belki utanıp, sıkılarak; ama acı bir tebessümle  defterine not edecektir!…

‘Türkiye Yanında Olanlar’ er geç; bu gidişe ‘dur’ (.!) diyecektir!...

Önünde sonunda geniş yığınlar,  bu insanca ve en  haklı  taleplerini balyoz bir yumruk ile ‘Sevr Masası’ nın  ortasına indirecek!...

Yakın tarihimiz bunun  kanıtları ile doludur Ayşegül!..

Daha somut olarak anlatmamı ister misin?...  Dinle öyleyse!…

 

EL BİRLİĞİ, GÜÇ BİRLİĞİ, AKIL BİRLİĞİ YAPMAMIZ GEREK

SİZ YATIN, UYUYUN, ERGENEKON MERGENEKON OYALANIN DURUN.. ELOĞLU, ELKIZI İÇERİDE FİNK ATIYOR.. İSTERSENİZ BİR DE NİNNİ SÖYLEYELİM SİZE..

 

Bu başlattığımız süreçte: Önce senin gibi duyarlı gençler öncülüğündeki halk kesimleri, gelecekleri ile ilgili  kaygıları derleyip toplayacaklar bir metinde!… Bu derli toplu düşünceleri, tane tane ve anlaşılır bir şekilde; hiçbir zaman da  demokratik yollardan  ayrılmadan,  yöneticilerine ifade etmeyi deneyeceklerdir!..

 

“Sesimize kulak verin!” diyerek ısrar edeceklerdir!...

“Durun!” diyecek hakkın gerçek sahipleri  vekillerine!...

Böylece mecrasına giren güçlü bir muhalefet hareketi, dalga dalga yayılacaktır ülke geneline; serpilip  gelişecek Anadolu  bozkırında!... Mevcut muhalefeti de  içine alacak, kar topu gibi büyüyerek; geri dönüp bizi de içerisine alacaktır!...

Gördüğün gibi Ayşegül ‘kar topuna sarılarak,  büyümesine katkı  vermek’ yapamayacağımız bir iş değil!...

Kar topunu yuvarlamaya başlamak ise,  sanıldığı kadar zor  değil!...

 

 

SAHİP OLDUĞUNUN TÜM DEĞERLERE ULAŞABİLMEK HATTA ONLARI BİR KEZ OLSUN GÖREBİLMEK İÇİN, VERDİKLERİNİZİN, VERECEKLERİNİZİN DIŞINDA  ÜSTÜNE PARA DA VERSENİZ GÖREMEYECEKSİNİZ.

ZATEN O DURUMDA PARANIZ DA OLMAYACAK...

 

Bir başka şekilde anlatayım dilersen:

Göz yaşlarını yollardaki su birikintilerine damlatıp;  onları derelerle birleştirmek; dereleri ırmaklara, ırmakları denizlere eklemek;  göz yaşlarıyla başlayan bir süreçtir!… Süreci 1919 yılında  ulu önder  ve arkadaşları  Samsun’dan başlattı; bu devinimi durdurmak imkansızdır!...  Bugün  gündemimize  oturan bu olgudur  işte!...

Sen o soruyu sorduğun gün,  boğazında  bir düğüm gibi duran hıçkırığı da çözmeye başlamıştın biliyorum!...

Unutma ki, bugün Türkiye'nin başına  çorap örenlere o gücü veren; seçimlerle onları  yetkilendiren; sen ve benin gibi ‘saf’ seçmenlerdir!...

İşlerin buraya kadar gelmesinde, biz de en azından  onlar kadar suçluyuz yavrum!...

Ama  şimdi kendimizi affettirecek; bir fırsat var elimizde!...

Biliyorsun, eğer onları iktidara getirmemiş olsaydık, bütün bu olup bitenler de başımıza gelmeyecekti!...

 

O halde iktidarı bizden alarak, bizden olmayanlara teslim edenleri cezalandırmak da en doğal hakkımız olmalı!...

‘Onları’ iktidardan alaşağı ederek  yarattıkları sorunlardan ancak böyle kurtulabiliriz gülüm!...

 

GÜÇLÜ GERÇEK BİR TOPLUMSAL MUHALEFET OLMALIYIZ

BU KALABALIKLAR SADECE OYUN, EĞLENCE İÇİN DEĞİL, GELECEĞİMİZ İÇİN DE BİR ARAYA GELEBİLMELİ.. ZAMAN ALEYHİMİZE İŞLİYOR..

 

Bir daha söylüyorum; sorunun dosdoğru cevabı: Güçlü bir muhalefet yaratıp, onu demokratik yollardan örgütlenmektir!...

İktidardakilerin halkın kararlı sesine kayıtsız kalmaları mümkün değildir!.. Bu gerçek ise,  iki kere iki dört eder gibi matematik bir kesinlikle bilinmelidir!...

Daha da anlaşılır bir şekilde son defa anlatayım istersen; bu defa anlatacağım  bir soru içinde olsun: Bundan sonra yapılacak  bir ‘ankette’,  AKP'nin oyunun %10’lardan aşağı düştüğü belirlense; ve  halk demokratik yollardan iktidardan desteğini çektiğini gösterip; ardından bir de  erken seçim istese; AKP iktidarı  bu isteğe kayıtsız kalabilir mi sence?...

 

Yanıtı sen vereceksin Ayşegül kızım!...

Asla kalamaz değil mi ?… Kalamaz elbette!..  O halde ne kalıyor geriye?...

Sandıktan AKP'yi  bir daha dışarı çıkartmamak!... Bu mümkün!... 

Öyle değil mi kızım?...

Vermeyiz oyumuzu olur biter, bir dahaki sefere!...

Hele bir sandığı  getirelim ortaya şimdilik bu yeter!...

Böylece ne bir iç isyan tehdidi altında uykusuz kalır annen-baban geceleri; ne de  bölünme tehlikesine karşı bir savaş sürdürürler  kan ter içinde; siz de mışıl mışıl uyursunuz  annemizin  dibinde!…

Ancak o zaman normal insanlar gibi, aşklarınızı  görebilirsiniz düşünüzde!...

 

İyice anladın mı kızım ?...

Öyleyse şimdi sen ver cevabını aşağıdaki soruların:

“Bu ahval ve şerait altında” yapabileceğin bir şey var mı Ayşegül kızım?...

 Bir ödev düşüyor mu üstüne bugün?...

Yanıt bekliyorum!... Hem de hemen!...

İçinden geldiği gibi söyle lütfen!... Cevap ver Ayşegül’üm!...

70 milyon Anadolu duymak istiyor bu yanıtını!…

Çünkü, yarın her şey için çok geç kalınabilir!...

 

 

 

Yarın kimse için garanti değil!...

Erteleme hayatı Ayşegül!..,

Haykır yanıtını, bizi  de mahcup etme!...  Bizden öncekilerin  test edilmiş fikirlerini savunmaktan asla utanma, onlarla  övün!...

Son kez soruyorum:

Ayşegül ‘Türkiye yanında bizimle olmak’ en güzeli değil mi sevdaların?...

Yanıtını biliyorum: “Evet!” diyorsun!..

Orta çağ karanlığı içinde, güçlünün zayıfı ezdiği bir ülkede kavganın tarafı neden olasın gülüm!?...  Çünkü sen insanca ve hakça bir yaşamdan yanasın biliyorum!….

Şimdi haykır cevabını da herkes duysun!...  9 ay 10 gün  bekleme!...

Gel!.. Buradan, bizim balkondan dene; bak ne kadar güzel çıkacak sesin, haydi bir daha bağır,  yer gök inlesin!...

 

İnlesin ki;

Geleceğin anneleri  kendilerini gözden geçirip; duruşlarını, senin ulusal duruşuna göre  belirlesin!...

 

Amcan: Cemil Can - 01. Eylül. 2009

 

 

 

DEVİR DEĞİŞTİ. ARTIK SÜRGÜNE GÖNDERMEK YOK..EN İYİ TÜRK.. KENDİ VATANINDA, KENDİ KENDİNİ YÖNETEMEYEN KÜLTÜRÜ YOZLAŞTIRILMIŞ, GELENEK GÖRENEKLERİ SIFIRLANMIŞ, GELECEK  ÜÇ KUŞAK BOĞAZINA KADAR BORÇLANDIRILMIŞ SÜRÜNEN TÜRK.TÜR

 

İÇERİDEKİ İŞBİRLİKÇİLER DE HER FIRSATI KULLANARAK, ELLERİNDEN GELENİ YAPIYORLAR.. 

 

 

http://www.medyagunebakis.com/

HERŞEY  "AÇILIMLA" BAŞLAMIŞTI, DEMEYELİM......
LÜTFEN
OKUYALIM VE ÜZERİNDE  DÜŞÜNELİM 
Brüksel  Zirvesi  Sonuç  Bildirisinden tek bir madde;

Okuduğunu anlayabilenlere  ve AB hayranlarının  dikkatine sunulur.
Brüksel Zirvesi Sonuç  Bildirisi'nden.....     
YORUMSUZ

Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisi'nin  "Türkiye" başlıklı bölümünden;

"Presidency  Conclusions"
Madde: 23.."..müzakerelerin yalnız  Türkiye'yle değil, diğer devletlerle de yapılabileceğini... Müzakereler sırasında Türkiye  birkaç devlete bölünürse veya güneydoğu bölgesinde bir Kürt devleti kurulursa, yeni bir karara gerek
olmaksızın
onlarla da  müzakere  yapılacağına...

ÖNEMLİ NOT: Lütfen yurtseverlik görevinizin gereği bu durumdan herkesi haberdar edin...  Türkiye üzerine oynan oyunları herkes  öğrensin...

YEMEK VE MEZE TARİFLERİNE PEK İTİBAR ETMEZSENİZ DE OLUR…!

http://www.medyagunebakis.com/

 

Diğer Haberler

TrabzonSporKlübü

Nasa

Kentim_İstanbul

Doga_İcin_Sanat

ABD_USA

Department_State

TelerehberCom

Google_Blog

Kemencemin_Sesi

Kafkas_Music

Horon_Hause

Vakıf_Ay

Dogal Hayatı_Koruma

Seffaflık_Dernegi

Telerehber

Sosyal_Medya

E-Devlet

Türkiye Cumhuriyeti

BACK TO TOP